ŞENAY LAMBAOĞLU
8 parçadan oluşan bir projemiz vardı. Her ay bir parça çıkardık. Sonuncusu olan 'İtiraf' da geçtiğimiz haftalarda yayınlandı. Genco Arı ile çalıştık bu albümde. Pandemi sonrasında yaşadığımız deprem olaylar insanları kendi kabuğuna çekti. Umarım güzel günler yaşarız.
Müzik evrenseldir. İnsanlar arasında mesafe olduğunu düşünmüyorum. Dünyada caz genel müzik anlayışın dışında kalabilir ama çok kucaklayıcı bir tür. 20 yıl caz standartlarında şarkılar söyleyen biriydim. Ama sonra kendi dilimde ve kendi bestelerimle albüm yapmaya karar verince kalıpların dışına çıkmış oldum. Pop caz diye tanımlanıyor ama tariflere sıkıştırmamak lazım. İnsanın kendini iyi hissettiği müziğin bir tarifi de olmak zorunda değil.
Almanya'da doğdum. 12 yaşına kadar oradaydım. Klasik gitarla başladım müziğe. Sonra müzik yarışmaları okul koroları derken babamın aldığı radyoda klasik müzikle tanıştım. Ders çalışırken o İngilizce caz şarkılarını dinlerdim. Kayıt edip ezberlemeye çalışırdım. Liseden sonra birçok önemli caz müzisyeniyle çalışma imkanı buldum. Rahmetli Ajlan'dan büyük destek gördüm. Onun kaynaklarından faydalandım. 18 yaşından sonra profesyonel olarak şarkı söylemeye başladım.
İstanbul Üniversitesi İktisat okuduktan sonra Pera Güzel Sanatlar'da müzikal okuyup Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Şan Bölümü'ne girdim. Sonra Amerika'ya gittim, burs almama rağmen orada kalmak istemedim. Türkiye'ye döndüm. Aydın Esen'le çalışma imkanı buldum. 'Orada kalsaydım ne olurdu?' sorusu hayatım boyunca peşimi bırakmayacak.
CAN VEREL
Futbol içimde ukde kaldı
Sarp Bozkurt, Sedef Şahin'in başrolünde yer aldığı 'Bodrum Seferi' diye bir filmde rol aldım. Asuman Dabak, Suzan Kardeş, İrfan Kangı, Kahraman Sivri gibi isimlerin yer aldığı bir filmde olmaktan çok mutluyum.
Kadir Doğulu'nun yapımcılığını yaptığı Latin Amerika'da yayınlanan Leylifer'de de rol aldım. Metin Balekoğlu ile Dilek Korkmaz çekti. Camila Duarte ile oynadım. Partnerim Kolombiya'dan Türkiye'ye gelen bir Türkü oynadı. Montenegro'da dolaşırken bir anda etrafımı sardılar. Orada da yayınlanıyormuş. İlgilerine şaşırdım.
Fenerbahçeli futbolcu Engin Verel'in oğlu olunca herkeste futbolcu beklentisi vardı. Fenerbahçe'nin alt yapısında oynarken ağır sakatlık geçirdim. 17 yaşında ön çapraz bağlarım koptu. Psikolojik ve fiziksel anlamda zor süreç yaşadım. Sonra soğudum. Sinema Tv okudum, sonra da oyunculuk eğitimi aldım. Birçok sporla uğraşıyorum ama futbol içimde ukde kaldı. Talihsizlik yaşamasaydım futbolcu olmayı çok isterdim. Eğer devam etseydim futbolculuğun son demlerinde olurdum. Dolayısıyla seçtiğim ve yaptığım işlerden de memnunum.
12 yaşında kızım var. Sanatsal aktivitelere meraklı. 18 yaşlarında gezmeye dolaşmaya daha meraklıydım. Daha sıkı çalışabilirdim.
Ailem beni hep destekledi. Hayattaki hiçbir seçimime karışmadılar. Annem önceden oyunculuğuma karışıp eleştiriyordu şimdi tamamen styling konusunda fikir veriyor. En iyi eleştirmenim annem.
EBRU KURAL
Hobim mesleğim oldu
Bodrum'da 'Bodrum Neferi' diye film çektik. Sabahtan akşama kadar 15 günde bitirdik. Nisan sonunda yazlık kıyafetlerle çektik ama hava çok soğuktu.
Öğretmen annenin çocuğu olduğum için akademik yönde ilerledim. Müzikle, baleyle uğraştım. Elimde gitar vardı 4 yaşında. Hayatımda hep sanat vardı. Sonra sistemin bizi sürüklediği yere doğru gittik.
Üniversiteye gittikten sonra Sait Sökmen'den dans dersleri almaya başladım. O sırada Sait Hoca, Levent Kırca Oya Başar Tiyatrosu'nun 'Gereği Düşünüldü' oyunun dans koreografisini yapıyordu. Dansçılardan biri gelmeyince bana teklif ettiler. Giriş o giriş. Dans ederek girdim, oyuncu olarak devam ettim. Ama üniversite eğitimimi bırakmadım. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümünü bitirdim. Ailem bu işi hobi olarak gördüğümü sandı. Hobim mesleğim oldu.
Olacak O Kadar programı tv'de yayınlanmaya başlayınca kendimi oyuncu olarak buldum. Onlarla çalıştığım için çok şanslıyım. Oya Abla'nın desteğiyle Marmara Üniversitesi Sinema TV Bölümü'nde master yaptım. Çalışkanlık had safhada, çok mükemmeliyetçi biriyim. Daha sakin biri olmak isterdim.
Oya Başar'la 'Plastik Aşklar' oyununu oynamaya devam ediyoruz.
21 yaşında ve 13 yaşında iki erkek çocuğum var. Büyük müzik seviyor, küçük de futbol oynuyor. Hatta PSG'nin performans kulübü diye bilinen bir kulüpte U-13'te oynuyor. Her hafta maçları var. Onun peşinden koşuyoruz.
DOĞUKAN MEDETOĞLU
Müzikal tiyatro en büyük tutkumdu
Marmara Üniversitesi Opera Bölümü mezunuyum. Her okulun yapısı farklı. Disiplin seven biriyim. Çok çalışkan en önde sırada oturan bir öğrencilik hayatım var. Müzikal tiyatro zor ama en büyük tutkumdu. Okuldaki seçmeyi kazanarak Amerika'da Minnesota'da müzikal eğitim aldım. Footloose müzikalinde sahne aldım. Sonra İstanbul'da da oynadık. Ardından şehir tiyatrolarında Greese müzikali başta olmak üzere pek çok müzikalde oynadım ama pop müzik kariyerim başlayınca şarkıcılığa ağrılık verdim.
'Gel de Yat Uyu Şimdi' adlı son şarkımı çıkardım. Gayet iyi gidiyor. Bengü ve Hakan Altun'un söylediği 'Sanki' adlı şarkı bana ait. Okuldan mezun olduktan sonra söz ve müzik yapabildiğimi fark ettim. Başımdan bir aşk acısı geçtikten sonra piyano başında beste yaparken buldum kendimi. O yaşanmışlıklar çok etkiliyor beni.
BENGİSU AKKAYNAK
Hayal bile edemeyeceğim bir rüya
Şampiyonlar Ligi finalinde, en sevdiğim Bruno Boy'un arkasında dans ettim. 2 milyar kişi beni izledi. İnanılmaz bir atmosferdi. Dans en sevdiğim şey. Böyle bir organizasyonda dans etmek ve ekipteki tek Türk olmak büyük gururdu. 2 yıldır dans ediyorum aslında. YKS stresini atmak için başladığım bir şeydi. Bambaşka bir yere evrildi. Yarışmanın son günü çektiğim 20 saniyelik videoyla seçildim. Kazandınız diye mesaj gelince kandırılıyorum sandım, inanamadım. Sonra iletişime geçtik, rüya gibiydi. 3-4 gün prova yaptık ve sahneye çıktık. 20-25 dakikalık bir dans süreciydi. Hayal bile edemeyeceğim bir şeydi. Kendimi geliştirmeye çalışacağım.
Kimya bölümü ikinci sınıftayım. Stüdyo ve laboratuvar arasında geçiyor hayatım.