Biran Damla Yılmaz, atv'nin reyting rekorları kıran dizisi 'Canevim'de Ceylan karakterini canlandırıyor. "Dizilerde şiddet konusunun işlenmesinin tek sebebi farkındalık oluşturmak ve 'Bakın böyle şeyler oluyor' diye insanlara göstermek" diyen Yılmaz'la diziyi, hedeflerini ve kadına şiddeti konuştuk...
Çekimler nasıl gidiyor? Rolünüze alışabildiniz mi?
Gayet güzel gidiyor. Hikaye açısından da farklı yöne doğru gitti. Çalışıyoruz, mutluyuz. Tatlı bir yorgunluk var.
TEPKİLERİ DİKKATE ALIYORUZ
Sette saatler geçirmek oyunculuğunuzu nasıl etkiliyor?
Etkilememesi gerekiyor aslında. Ekibin ve oyuncu arkadaşlarımın enerjisini çok güzel. Eğlenerek çekiyoruz. Buraya yorgun gelsek de enerjimiz hemen yükseliyor.
Rolünüz çok sevildi. Sokakta nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Kimileri acıyor, "Kıyamam sana" diyor. Kimileri ise nefret ediyor, "Neden Ömer'e bir şans vermiyorsun?" diyor. Ömer-Kristina aksımız vardı, o sonuçlandı, Kristina'nın boğazına sarıldım. Artık Kristina'nın bebeğinin kimden olduğunu biliyorum. Tüm bu süreçte Taylan, Ceylan'ın yanında olduğu için biraz yakınlaştılar; ama aşk değil de dostane. Bakalım, seyircimizin tepkisine göre senaryolar değişebilir. Seyircinin de bize kattığı çok şey var. Dolayısıyla onların tepkilerini dikkate alıp yol alıyoruz.
Dizilerde şiddet konuları çokça işlenmeye başladı. Sizin dizinizde de ablanız Elvan şiddet görüyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bunların yapılmasının tek sebebi farkındalık oluşturmak. Çünkü maalesef her yerde, herkes şiddete şahit oluyor. Kimi korkusundan sesini çıkarmıyor, kimi sessizliği tercih ediyor. Bizim bu konuları işleme sebebimiz 'Bakın gerçekten böyle şeyler oluyor' diye göstermek. Fikir veriyoruz biz aslında. Emine Bulut olayı mesela; toplum bu kadar tepki göstermeseydi dava bu kadar kısa sürede sonuçlanmayacaktı. Biz bu kadar gözlerin içine sokuyoruz, çünkü insanlar susmasın istiyoruz. Güncel hayattan kesitler sunduğumuz için dizi bu kadar sevildi. Hepimiz ayrı ayrı hayatlar yaşıyoruz. Bir sürü ülkede bir sürü şeyler yaşanıyor ama kimse bilmiyor. Artık görmezden gelmeyelim.
YAŞAMADAN BİLİNMEZ
Elvan yerine siz olsaydınız tepkiniz nasıl olurdu?
Elvan'ın yaşadığı çok zor bir durum. Onun verdiği tepkiler isteyerek yaptığı şeyler değil. Maalesef kadın olarak böyle bir şey yaşadığın zaman kolay sindiremiyor insan. Benim başıma böyle bir şey gelseydi nasıl tepki verirdim bilmiyorum ama kolay kabullenemezdim. Böyle durumlarda herkes farklı reaksiyon verir. Zor bir durum, yaşamadan bilemeyiz.
Kadına şiddete karşı farkındalığı artırmak adına kampanyalarda yer almak ister misiniz?
Aslında biz dizideki karakterlerimizle yapıyoruz bunu. Kendi mesleğimi kullanarak yapıyorum. Bundan önceki projemde de küçük bir kız, babası tarafından taciz görüyordu. Sete gelip "Ben senin sayende kızımı anladım" diyen çok insan gördüm. Tabii ki kampanyalara canı gönülden destek veririm. Topluma bazı şeyleri sunmak adına bu tarz projeleri de özellikle seçiyorum.
Hedefleriniz neler?
Çok erken yaşta çalışmaya başladım. 15 yaşından beri çalışıyorum. Şu anda 22 yaşındayım. Sinema filmi yapmak istiyorum. Kesinlikle bu sektörde olacağım çünkü bulaştım bir kere, kopamam. Oyunculukta kendimi bir kalıba sokmadım, hedef koymadım; sete gittiğimde enerjimi role veriyorum. Tabii ki güzel projelerde oynamak isterim.
RESİMLERİM BANA ÖZEL SERGİ AÇMAM
Çekimlerin dışında neler yaparsınız?
Hayvanları çok seviyorum. İki köpeğim var. Arkadaşlarımla doğa gezileri yapıyoruz. Evde olduğumda genelde resim yapıyorum, benim için terapi oluyor. Sergi açmayı düşünmüyorum, yaptığım resimlerin hepsi bana özel.
En hassas noktanız nedir?
Hayvanlar konusunda çok hassasım. Hayvanları canlı yerine koymayanlara çok kızıyorum. Bir adam, arkadaşımın köpeğini ayağıyla dürtmüştü; "Ben sana aynı şeyi yapsam memnun olur musun?" demiştim.
KÜSLÜĞÜM KÖTÜDÜR
'Şiddete karşı hayır' demiştiniz. Ama bazı insanlar bazı sözleri hak ediyor değil mi?
Hak eden çok fazla. Kendimi tutup büyüklük gösteriyorum. En büyük erdem o.
Sinirlenmez misiniz?
Çok sinirliyimdir ama kendi içimde yaşarım. Bende şiddet, argo, ses yükseltme göremezsiniz. Kendimi uzaklaştırırım, çünkü o an yanlış bir şey yapmak istemem. Küslüğüm kötüdür.
Fotoğraf: Saffet Azak