ÇABA Derneği tarafından düzenlenen ve her kadının evinin sağlık elçisi olmasını hedefleyen Evimizin Sağlık Elçileri projesi, geçtiğimiz günlerde Çanakkaleli kadınları buluşturdu. Büyük Truva Oteli'nde gerçekleşen toplantıya Demet Akbağ, Ayşegül Dinçkök, Sedef İybar, Prof. Dr. Cihan Uras, Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu ve Dr. Özlem Cankurtaran konuşmacı olarak katıldı. Demet Akbağ, konuşmasında şunları söyledi: "Ben çalışırken daha sağlıklı oluyorum çünkü sabah erken kalkmamız gerekiyor. Sette düzenli olarak üç öğün yemek yiyoruz. Ayrıca çalışırken yaşadığımız mutluluk, vücudumuzun serotonin salgılamasını sağlıyor ve böylelikle stresten uzaklaşıyoruz. İşimi severek yaptığım için yaşadığım mutluluk bana sağlıklı geri dönüş oluyor."
'İÇİMİZE SİNMESİ LAZIM'
Toplantı sonrası gazetecilerle bir araya gelen Demet Akbağ, Ata Demirer'in bir senaryo üzerinde çalıştığını ve yaz sonunda yeni bir film için kamera önüne geçeceklerini söyledi. Seyircinin 'Eyyvah Eyvah' filminin devamını beklediğini ancak çekmiş olmak için çekmek istemediklerini ifade eden Akbağ, sözlerine şöyle devam etti: "Ata, içine sinen bir hikaye olursa o karakterleri tekrar tekrar yazmayı seviyor. Yani içimize sinmeden yapmak istemiyoruz. Çünkü sonrasında ikiyle, üçle, birle kıyaslanmalar başlıyor, 'O daha iyi, bu daha kötü' yorumları gelebiliyor. Ata devamla ilgili yeni bir şeyler yazmak istiyor. Kendisi 'Tamam 'Eyyvah Eyvah' bir tane de, yeni bir şey üreteyim' diyor."
'HEPİMİZ İŞÇİYİZ'
Ata
Demirer ile birlikte çalışmayı çok sevdiğini söyleyen Demet Akbağ, "Biz Ata ile birlikte film çekmeyi seviyoruz. Evet, belki her zaman her karakterin uyumu şahane olmayabilir ama biz birlikte üretmeyi seviyoruz. Aramızda abla-kardeş ilişkisi var" diye konuştu.
'KISIR DÖNGÜ İÇİNDEYİZ'
Geçen yıl Oyuncular Sendikası Başkanı olan Akbağ, kendisi de dahil tüm oyuncuların işçi olduklarını ve yönetim kurulu olarak onların sosyal haklarını savunarak seslerini duyurabileceklerini belirtti. Ünlü oyuncu, dizi sürelerinin 45 dakikaya düşürülmesiyle ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi: "Bu, reklam veren, işveren ve patron arasında devam eden bir kısır döngü. Oyuncular çok fazla itiraz edemiyor çünkü onların ekmek parası. İtiraz eden mimleniyor, sorun çıkaran oyuncu sınıfına alınıyor. Herkes birbirine bağlı olarak çalışıyor."