Nusret'in 'salt bea' hareketi ve etle yaptığı şovlarla fenomen olmasından sonra yeme içme sektöründe Midyeci Ahmet, çiğ köfteci Ali Usta, tostçu Erol vs. gibi Nusret'in taklitleri türemeye başladı.
Sunum ve şov, lezzetin önüne geçti.
Artık sosyal medyada ne kadar popüler olursanız o kadar çok kazanıyorsunuz. Ama şovun da bir sınırı olmalı!
Örneğin müşterilerini aşağılaması ve asabi hareketleriyle sosyal medyada ünlü olan çiğ köfteci Ali Usta, en son dükkanının yakınında gitar çalan çocuklara saldırdı.
Bir tanesini yakasından tutup kafasına sertçe vurdu. Zavallı çocuklar neye uğradıklarını şaşırıp kaçtılar. Belli ki Ali Usta, çevresinde başkalarının ilgi odağı olmasını hiç istemiyor.
Beni asıl şaşırtan ise Ali Usta'nın gitarlı genci dövdüğü anda çevredeki insanların onu alkışlaması ve kaçan gençlere gülmesi oldu. Bu olayın videosu sosyal medyada büyük ilgi gördü. Eleştirenler de var ama bu şiddeti görüp mest olanlar da çok.
Bazıları sokakta müzik yapan çocukların dayak yemesinden niye hoşlanır? Bazen ruh hastaları TV programlarına da katılıyor ve büyük ilgi görüyorlar.
İnsanların itilip kakılmasından, dayak yemesinden zevk alanlar var ne yazık ki. İşte bu ruh halini sosyologlar mercek altına almalı. Ben bu adamın yaptığı çiğ köfteyi yemedim, bu olaydan sonra da hiç yemem ama popüler kültür öyle bir şey ki, gençlere dayak atsan da kazanan sen oluyorsun!