Olayı 5N 1K'sı ile anlatıyorum... Bir arkadaşımın arkadaşının başına geldi diye kıvırmayacağım. Bizzat benim başıma geldi.
NE ZAMAN: Geçen hafta.
NEREDE: Emirgan'da.
NASIL: Kelebek gibi uçarak.
NE: Valeler arabamı aldı.
KİM: Ben. Yok yok vale terörü falan değil anlatacağım, bilakis valelerin yoğun ilgisine mazhar oldum. Geçen hafta Emirgan'da, sahil yolunda oturan bir arkadaşımın evine gidecektim. Araba park etme konusunda kabus gibi bir yer orası. En yakın otopark bir kilometre ötede. Arkadaşımın oturduğu yerin yanında bir kafe var, oranın valesi müşterileri dışındaki kimsenin arabasına elini bile sürmüyor. Yani arabayı tutup denize fırlatası geliyor insanın, o derece! Yine karabasanlarla gittim, kafenin önüne bin bir tatlılıkla yanaştım, acaba valeye yalvarsam arabamı alır mı diye yavaşladım. O da ne... İki vale koşa koşa yanıma geldi 'Buyurun hanımefendi' diyerek, kapımı hangisi açacak diye yarışa girdiler... Bir tek boynuma asacakları çiçekleri eksik, öyle bir karşılama... Ben şaşkın... "Yalnız ben kafeye gelmedim" diye ürkek tavşan gibi arabada sindim... "Buyurun, buyurun... Hakan Bey'e geldiniz di mi?" diyerek müstehzi bir ifadeyle birbirlerine baktılar. O an bir karar vermem gerekiyordu... Ya yalan söyleyip bu arabadan kurtulacaktım ya da sürünecektim... "Evet" diyerek apar topar indim arabadan, onlar büyük bir iş yapmanın gururuyla anahtarımı alıp, beni güzelce uğurladılar.
***
Ben ağzım bir karış açık arkadaşımın kapısına dayandım. "Kızım benim arabayı, 'Hakan Bey'e mi geldiniz?' diyen valelere verdim" dedim. Kim bu Hakan Bey?
***
"Hakan Sabancı'ya geldin sanmışlardır" diyerek kahkahaya boğuldu arkadaşım.
***
Meğer, Hakan Sabancı taşınmış bölgeye. Hacı Sabancı ve Nazlı Kayı evleneceği için, Kuzguncuk'taki yalıdan ayrılmış, Emirgan'a geçmiş Hakan Sabancı... Avrupa Yakası sahili yoğun... Sabancı'nın geleni gideni, özellikle kadın misafirleri mağdur olmasın diye valeler tembihli... Emirgan'da park sorununu Hakan Sabancı koduyla çözmek mümkün artık. Valenin ön elemesinden geçerseniz, park etmek kolay kızlar...
***
Ama benim kafamdaki tilkiler durmuyor, bir gün test etmek için bizim ekipten Ömer Karahan gitse acaba aynı ilgiyle karşılanır mı, yoksa Hakan Bey pozitif ayrımcılık peşinde mi?
***
Bir kafeye gidin niye YouTube'da buluşuyorsunuz?
Bu da yeni adet. Her önüne gelenin You- Tube kanalı açtığı yetmiyormuş gibi bir de komşuculuk yapıyorlar. Canı sıkılan sosyetik ünlü ve üretim zincirinin son halkası kadınlarımızın marka yaratması yetmiyormuş gibi şimdi de her biri YouTube kanalı açtı. Kanallarında yediklerini, içtiklerini, giydiklerini, evlerini, kocalarını tek tek anlatıyorlar. En güzel kıyafetlerini giyip sunuculuk oynuyorlar da, bu komşuculuk nereden çıktı? Tabii içerik üretmek öyle kolay değil, tıkanıyor insan bir noktadan sonra. Eee o zaman ne yapıyorlar, komşu YouTube kanalındaki arkadaşını, kendi kanalına davet ediyorlar. Hadi bu da tamam. İki kadın hoş beş ediyor izliyoruz. Ama sonra bi bakmışsın, iade-i ziyaret... Hem de bir hafta sonra. Ya biz sizi dinledik zaten. Ya yok mu bir kafe, orada buluşun. Komşuculuk önemli tamam da, bu biraz tuhaf değil mi? Yani içerik bulamıyorsan yapmak zorunda değilsin. Senin de kanalın olmayıversin. Çanta yarıştırır gibi kanal yarıştırmanın alemi nedir, dünyanın neresinde böyle saçma bir şey var... Atalarımız buna uygun bir söz söylemiş elbet, üstüne lafa gerek yok. Körler sağırlar birbirini ağırlar.
***
Bize her yer Tulum!
Son zamanlarda bir akım var, her yeri Tulum'a benzetme akımı... Hasır sepeti, rattan koltukları, plajda kuma serilmiş halıyı gördüğünüz mü yapıştırın hemen ortamda lafı, "Ayyyy aynı Tulum." Havalı yani! Sorsan "Gördün mü Tulum'u?" diye, yok... Ama bize her yer Tulum... Oysa bunu diyenin bilip bilebileceği tulum sayısı belli: Doğu Karadeniz'de keçi postundan yapılan çalgıdır tulum... Sonra peynir diye de biliriz biz onu... Ayvalık versiyonu teneke tulum. Erzincan tulumu biraz daha tuzlu. Trakya'da tulum oynanır... Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, tüm Tulum gelse çıkaramıyor. Tulum, Meksika'nın Yucatan Yarımadası'ndaki şehirlerinden biri. Yucatan Yarımadası'nda en çok adından söz ettiren, en zengin turistlerin tatil yapmayı tercih ettiği, fantastik beach partilerinin organize edildiği müthiş bir yer. Otellerinde, beachlerinde dekorasyon tarzı neredeyse ortak, iklim koşulları nedeniyle hasırlar, uçuşan ketenler hakim. Biz de bu temayı sevdik, mekanlarımızı, plajlarımızı böyle yaptık. Tamam şahane de. Buralara her giden "Ayyy aynı Tulum" dediğinde, soğuyor insan. Daha yaratıcı olabiliriz tanımlamalar yaparken, değil mi?