İzninizle bu hafta okur mektupları yerine ilk bölümü Türk televizyon tarihine geçecek bir programın analizine ayırmak istiyorum.
Dün tüm Türkiye Atv'de yayınlanan Müge Anlı ile Tatlı Sert'e kilitlendi. Nereden mi biliyorum? Dışarıda tanıdık tanımadık herkes bu programdan konuşuyordu. E-mail kutum program yorumları ile dolmuştu. Eminim bugün de reyting listesinde gün birincisi olarak göreceğiz bu eşsiz bölümü.
Vedat Alexander... 33 yıl önce ailesi tarafından kız kardeşi ile birlikte İzmir'de bir cami avlusuna bırakıldıktan sonra bir Alman aileye evlatlık verilmişti. İşin daha da dramatik tarafı; aile, geri kalan 11 kardeşe bakarken, içlerinden sadece ikisini terk etmişti. Kendisinin esmer, ailesinin ise sarı saçlı mavi gözlü olmasından şüphelenen Vedat, Müge Anlı'ya başvurdu. Hem baba hem de babasının daha sonra ayrıldığı ana tarafındaki kardeşleriyle tam 33 yıl sonra Müge'nin stüdyosunda buluştular. Önce mahcup baba sarıldı evladına, bin bir özür dileyerek... Sonra diğer kardeşler birer birer stüdyoya girip yıllardır hasret kaldıkları ağabeyleriyle kucaklaştılar. En son annesi geldi... İşte o andan sonra Müge dahil herkesin gözyaşları sel oldu. Benimle birlikte programı izleyen eşim, anne duyarlılığı ile dedi ki, "Bak herkes o çocuğu kucaklayıp, öptü ama annesi bir farklı öpüyor, görüyor musun?" Gerçekten de öyleydi. Evladının boynunu koklaya koklaya öpen, öperken muhtemelen o bebek kokusunu yeniden hatırlayan bir anne vardı ekranda...
Vedat, Türkçe bilmiyordu. Almanca bilen tercüman kullanıyordu. Mardinli annesi ise bırakın Almancayı, Türkçeyi bile çat pat konuşabiliyordu. Ama gözleri aynı lisanı konuşuyordu. 'Ana dilinin' ne demek olduğunu bir kez daha anladım...
Haftanın spor gafları
Bu köşenin daimi okurları arasında artık Tansu Sarı'yı tanımayan yok. Mesleğe spor servislerinde arşiv sorumlusu ve muhabir olarak başlayan kardeşim şimdi de kendi YouTube sitesinde spor yorumları ve bahis tahminleri yapıyor.
Tansu aynı zamanda çok dikkatli bir televizyon izleyicisi. Yorum, tespit ve eleştirilerini sık sık bu köşede okuyorsunuz zaten. Tansu kardeşim, ben tatildeyken mesai yapmış. Bir hafta içinde spor ekranlarındaki gafları not etmiş. İşte haftanın sportif gafları:
TRT Spor'da dış ses okuyan kadın spiker, Real Madrid'li David Alaba'nın Avustralyalı olduğunu söyledi. Oysa David Alaba, Nijerya asıllı Avusturyalıydı.
Yine TRT Spor'da işi sadece haber vermek olan Fenerbahçe muhabiri Kenan Pamuk'tan ekranda söylenmeyecek garip bir cümle işittik: "Max Meyer ve Mergin Berisha dün gelmişler ancak ben bugün öğrendim..."
A Spor'a telefonla bağlanan Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak "Mario Jardel, Galatasaray'a transfer olduğunda Teknik Direktör Fatih Terim oyun sistemini onun üzerine kurmuştu" dedi. Oysa Mario Jardel, Fatih Terim'le hiç çalışmadı ve dönemin Teknik Direktörü Mircea Lucescu'ydu.
A Spor'da Son Sayfa programını sunan Melike Çelik; yayının son dakikalarında Teknik Direktör Yılmaz Vural'ın Erkek ve Kadın Voleybol Milli Takımlarımızı kutlaması sırasında "Erkeklerin bugün maçı yoktu; yarın oynayacaklar" dedi. Ardından rejiden uyarılması üzerine "Aaaa, maç bugünmüş. İspanya'yı yenmişiz" dedi.
Yine A Spor'dan: Ender Bilgin: Levent abi sizce Beşiktaş-Malatyaspor maçının adamı kim? Levent Tüzemen: Alex de Souza (A Spor'daki Takım Oyunu programında yorumcu Levent Tüzemen, Josef de Souza demek istiyor.)
A Spor'da Beşiktaş- Malatyaspor maçının devre arası programındaki grafikte konuk Malatyaspor'un SIFIR şut attığı yazılırken; 'olmayan şutun' İSABETLİ olduğu belirtildi.
Trabzonspor - Galatasaray maçını BeIN Sports'tan anlatan spiker Özkan Öztürk, ilk golü Emre Kılınç yerine Halil Dervişoğlu'na attırdı.
Ne demiş?
Değerli okurumuz Murat Aydın, Neler Oluyor Hayatta programındaki bir seyirci mesajını not etmiş: "Akıllı olsam göze batarım. Ben de delirmeye karar verdim."
Gaf kürsüsü
Köşemizin müdavimlerinden değerli dostum Ali Aktulga, direksiyon başındaki otobüs şoförüne ateş edip kaçan sürücünün akıllara ziyan mazeretini not etmiş: "Alkollüydüm. Otobüs şoförüne bir şey olmuştur diye kaçtım."
Zap'tiye
Sizce en çok para getiren enstrüman hangisi? Gitar çalmak mı, keman çalmak mı, piyano çalmak mı? Hiçbiri... Beste çalmak!