Galatasaray, Süper Lig'e muhteşem bir başlangıç yaptı: İki maçta yedi gol ve altı puan. Sahada uyur gezer gibi dolaşanlar gitti, yerlerine rakibine aç aslan gibi saldıran futbolcular geldi. Takım gol atmaya doyamıyor. Şimdiden şampiyonluğun en büyük favorisi gösteriliyor.
Çok değil, daha iki hafta önce Galatasaray'ın teknik direktörü Igor Tudor yerin dibine sokuluyordu. 'Östersunds'a elendikleri maçta Passolig'lerini yakanlar yeni kart çıkarttılar mı acaba? Basın toplantılarında Tudor'a soru sorma bahanesiyle hakaret eden muhabirler vardı! Şimdi hangi yüzle basın toplantılarına katılacaklar?
Fatih Altaylı, "Bu Tudor denen zavallı G.Saray'ın hocası olamaz. Tudor kim Galatasaray kim! Hoca değil, yoğurda doğrasan cacık olmaz Tudor'dan..." diyordu.
Erman Toroğlu, Tudor'u kiralık katil ilan etmişti: "Bakın, şunu baştan söyleyeyim; Dursun Özbek ve Tudor ile bu iş yürümez. Igor Tudor bir kiralık katildir. Ama bir suçu yok ki Tudor'un! O bir kiralık katil. Tutmuşlar onu… Sneijder'i yedi, şimdi de kendisi gidiyor."
MADARA ETTİ
Altaylı ve Toroğlu gibi daha birçok yorumcu Tudor'u yerin dibine soktu. Peki, iki hafta önce yerin dibine sokulan, hakaretler edilen bir teknik direktör nasıl kısa sürede başarıya ulaştı? Onu da bilmiyoruz. Yüzlerce futbol yorumcusu var, işleri takımları takip edip yorum yapmak. Çoğu dört büyükleri takip ediyor sadece. Bu yorumculardan kaçı merak edip Galatasaray'ın antrenmanlarını izledi acaba? Bu işten dünyanın parasını kazanıyorlar, zahmet edip tribüne bile gitmiyorlar. Sadece ekrandan maç izlemekle olmuyor işte.
Elbette dünyanın her yerinde takım kötü giderken teknik direktör eleştirilir ama bizde yorumcuların yüzde 90'ı tabelaya bakarak eleştiriyor. Eleştirmekle kalmıyorlar, bir de hakaret ediyorlar, yerin dibine sokuyorlar. Tudor'u resmen gömdüler, üzerinde tepindiler. Tudor, neredeyse bütün futbol yorumcularını madara etti. İşte Türkiye'de futbol yorumcusu olmak bu kadar kolay bir iş!