Yine ünlü bir kadın, eşi tarafından şiddete uğradığı için mahkemeye başvurmak zorunda kaldı. 'Kadına şiddete hayır' diye yeri göğü inletsek de durduramıyoruz maalesef kadın şiddetini. Ünlü, ünsüz, zengin, fakir fark etmiyor her kesimden kadın şiddete maruz kalıyor ne yazık ki. Bu sefer mağdur olan Elif Ece Uzun oldu. Çocuklarının babasından defalarca şiddet görmüş. Fiziksel, psikolojik, ekonomik yani şiddetin bütün boyutlarını uygulamış Mehmet Tuş eşine. Artık canına tak ettiği için de Elif Ece Uzun eşi hakkında 2 ay uzaklaştırma kararı aldırdı.
İddiaların hedefinde olan Mehmet Tuş ise iddiaları reddediyor.
Sadece reddetse iyi, bir de utanmadan eşinin 'manken dünyasından uzak olduğu için mağdur rolünü oynayıp kendisini yeniden parlatmaya çalıştığını' söylemiş. Pes yani, gerçekten pes... Daha yeni anne olmuş bir kadına ağzına geleni sayacaksın, vuracaksın, kıracaksın bir de utanmadan kendini savunmak için, eşinin mağduru oynadığını, manken dünyasında yer kapmaya çalıştığını söyleyeceksin. Mehmet Tuş'un kadına verdiği değeri bu açıklamasında bile görüyoruz.
Fazla söze gerek yok yani... Adam karısına hem her türlü şiddeti uyguluyor, hem de hâlâ onu suçluyor. Tam bir pişkinlik örneği. Manken dünyasından yer kapmaya çalışmak için yeni anne olmuş hiçbir kadın 'Hayati tehlikem var diye mahkemeye sığınmaz. Tuş bu iddiasına da kendisi dışında kimseyi inandıramaz. Kendisi de inanmıyor bence ama işte suçluluk psikolojisi ile karalamaya çalışıyor eşini.
İşte kadına şiddetle etkin mücadele için Mehmet Tuş gibi zihniyetleri değiştirmemiz gerekiyor. Kadına bağırmanın, hakaret etmenin, aşağılamanın, bedensel zarar vermenin suç olduğunu kabuletmeyen ve bunları yapmayı kendinde hak gören bu erkek zihniyetine dur demeliyiz. Bu zihniyet var oldukça kadına şiddet de son bulmaz. Devlet en caydırıcı kanunları da yapsa şiddet eğilimi olan ve şiddet uygulamayı 'normal' gören erkekler var oldukça, kadınlara yönelik şiddet devam edecek ne yazık ki. Küresel bir sorunla karşı karşıyayız üstelik. Sadece Türkiye'de değil, en gelişmiş ülkelerde de kadına şiddet tüm hızıyla devam ediyor. Topyekûn şiddet uygulamayı kendine hak gören bu erkek zihniyetini değiştirmek için mücadele etmeliyiz. Küresel bir sorun olan kadına şiddetle baş etmemizin en önemli çözüm yolu bu bence.
ONU HEP GÜZEL HATIRLAYACAĞIZ...
Psikolog ve yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu'nun ani ölümü hepimizi yasa boğdu. Onun halkın kalbinde nasıl özel bir yere sahip olduğunu da ölümünün ardından yayınlanan mesajlarla bir defa daha gördük.
Yaşamını insanların iyiliğine, eğitimine adamış bir bilim insanıydı. Bize iyi insan olmanın erdemini, yaşamın güzelliklerini, hayat mücadelesinin değerini anlattı hep.
Ardında bıraktığı birbirinden değerli eserleriyle onu hep güzel hatırlayacağız. Ülkemizin başı sağ olsun...