Her şampiyona öncesinde olduğu gibi EURO 2020 için de milli takım coşkusunu arttırmaya, milletçe motivasyon sağlamaya yönelik şarkı ve marşlar bestelenmeye başlandı. İlk girişim Mustafa Sandal'dan geldi. Şarkı; soğuk, donuk ve coşkudan uzak bulundu. Ardından Kıraç'ın marşı geldi. Malum, Kıraç'ın Fenerbahçe için bestelediği o şahane marş, hepimize klasik 'Yaşa Fenerbahçe' marşını bile unutturmuştu. Ama Kıraç bu kez motivasyonun dozunu kaçırmıştı. Şarkının sözleri bana Nazi Almanya'sı döneminde ünlü bestecilere sipariş verilen hamasi, savaş çığırtkanı marşları anımsattı. Her futbolcuyu bir asker yerine koyup, turnuvaya değil de sanki cepheye gönderen marşın sonunun, askerlik yapanların hafızalarına süngüyle kazınan "Yürüyüş Kararı sayılacak, say!" komutuna bağlanacağını, hatta "Yaylalar Yaylalar"a çıkacağını sandım. Kıraç, çatık kaşları ve sert hareketleri ile çarşı izninden geç dönen erleri azarlar gibi söylüyordu. Hatta bir vatandaş sosyal medyada şöyle yazdı: "Bari klipte G3 tüfeğinin nasıl sökülüp takılacağını da gösterseydiniz..."
Garip bir huyumuz var... Coşku vermek denildiğinde aklımıza hemen savaş, silah, kan geliyor. Hamaseti, spor gibi son derece barışçıl bir alana taşımayı marifet sayıyoruz. Olmaz... Takımımızı bilmem ama bu marşlar gruptan çıkamaz.
Tarkan'ın Milli Takım'a uyarladığı "Zır deliyiz" ve Athena Gökhan'ın "Dev Adam"ı nimetmiş meğer...
Biz bu değiliz...
Belli ki bir ay boyunca yemeyip, içmeyip futbol konuşacağız. Öyleyse devam...
Büyük bir umut ve heyecanla çıktığımız İtalya maçından hüsranla ayrıldık. Eminim teknik direktörümüz Şenol Güneş'i sürekli "Korkak" diye aşağılayanlar bugünden itibaren "Ben demiştim" yazılarına soyunacaklardır. Gelin görün ki kazın ayağı hiç de öyle değil. Cuma gecesi bu İtalya'nın karşısına kim çıksa, öncelikle kalesini korumaya çalışırdı.
Sakın yanlış anlaşılmasın, bu bir 'galibi överek hezimete mazeret bulma' yazısı değildir. Ama yıllardır uluslararası başarılara aç İtalyan Milli Takımı adeta futbolda Rönesans gerçekleştirmiş. Bırakın pas yaparak çıkmamızı, kalecimizin topu ayakla oyuna sokmasına bile imkan tanımayan inanılmaz bir pres yaptılar. Pas trafikleri, gözle takip edilemeyecek kadar hızlıydı. Buna, turnuvanın en genç takımı olmamızın getirdiği tecrübesizlik, telaş ve gerginliğe bağlı kişisel hatalar da eklenince sonuç kaçınılmaz oldu.
Peki ya daha turnuva başlamadan Şenol Güneş'in boynuna ip geçirmeye çalışanlar, acaba Hoca'nın sürekli kenardan oyuncularına "Çıkın, yaslanmayın, sakin olun" diye bağırdığını da yazacaklar mı? Sanmam...
Bu İtalya'ya karşı hücum oynamak, bildiğiniz intihar. Buna teşebbüs edecek takımların, özellikle de grubumuzdaki diğer ekipler Galler ve İsviçre'nin halini hep birlikte göreceğiz.
İlk maçta ortaya koyduğumuz (ya da koyamadığımız) futbolun bana göre olumlu bir yanı da var. Umarım, gelecek rakiplerimiz Galler ve İsviçre son maçımıza bakıp, aldanarak bizi 'bundan ibaret' sanırlar. İşte o zaman görün siz Bizim Çocuklar'ı...
Pandeminin yan etkisi
Covid-19 pandemisinin gelecekte nasıl yan etkileri olacağına dair atv Haber müthiş bir röportaj-haber yaptı. Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Sezgin Canfeza, Kahvaltı Haberleri'nde dedi ki, "Meslek hayatımın hiçbir döneminde bu kadar çok gecikmiş kanser vakası görmedim." Bu ne demek? Pandemi kaygıları ile insanlar kontrole gitmemiş, şüpheli durumlar doktorlara aktarılmamış. "Hastaneye gidersem virüs kaparım" düşüncesi, erken teşhis ve tedavi için hayati önem taşıyan 'zaman'ı, hastaların aleyhine işletmiş.
Korkarım, ülkemizi Koronavirüs belasının ardından ciddi bir 'kanserden ölüm' patlaması bekliyor.
Ne demiş?
Aleyna Tilki, İbrahim Selim'in Youtube programında ideal sevgili tipini açıkladı: "Efendi, ağır, keko ve biraz da maço olsun. Çok zor değil, özünde kekoluk olacak ama öyle hissettirmemek için elinden geleni yapacak."
Gaf kürsüsü
Şarkıcı Gökhan Özoğuz'un sosyal medyada paylaştığı komplo teorisi "Yok artık" dedirtti: "Ne oldu da bu müsilaj birden bire çıktı da 'İlacı Kanal İstanbul' denilmeye başlandı?"
Zap'tiye
Futbola ilgi duymayan kadınlar ve çocuklar; Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki canlı yayınlar sırasında televizyonun önünden geçmek hayati tehlike arz etmektedir. Lütfen servis yollarını kullanın!