Hafta sonu sosyal medya hesaplarımdaki Keşfet'imde önüme bazı şarkılar düştü. Epey bir trafik olunca ben de şöyle bir baktım... Trabesk diye bir albüm çıkmış, geçmişten günümüze en beğenilen arabesk şarkıların trap müzik altyapısı ile düzenlenip yeniden oluşturulduğu bir proje albümü... Albümde Mustafa Ceceli, Hakan Taşıyan, Yaşar İpek, Ekin Uzunlar'ın yanı sıra birçok yeni isim yer alıyor. Şarkılar ile yorumcular trend listelerinin üst sıralarına şimdiden yerleşmiş durumda...
Albümü dinledim, birçoğunun kliplerini izledim. İçlerinde gerçekten beğendiklerim oldu. Emeği geçenleri kutluyorum ancak içlerinde biri var ki beni benden aldı... Begüm Polat ismindeki şarkıcı albümde 'Doyulur mu?' şarkısını seslendirmiş. Hani Türk halk ozanı, abdallık geleneğinin son büyük temsilcisi, Bozkırın Tezenesi rahmetli Neşet Ertaş'ın eseri olan... Dinledim ve kanım çekildi! Rahmetli Neşet Ertaş gibi üstatların eserlerini günümüze aktarıp gençlerimizle buluşturalım ancak öze sadık kalıp saygıda kusur etmeden...
Begüm Polat'ın 'Doyulur mu?' performansını dinlediğimde gerçekten doydum! Ben bu hale geldiysem kim bilir rahmetli bunu duysa mezarında ne hale gelirdi? Begüm Polat, sanırım bu performansıyla konuşulmak istiyor... Gerçekten hiç o eseri okumayıp sadece Neşet Ertaş'ın söylediği haline playback yapsaydı bile bu kadar dikkat çekmezdi. Eğer çok yüklendiğimi düşünüyorsanız siz de lütfen birkaç dakikanızı ayırıp bir dinleyin, bana hak vereceksiniz.
Kötü bir PR çalışması
PR çalışmaları her dönem belli örnekleri ile karşımıza çıkmaya devam ediyor. Bunun iyisi de oluyor, kötüsü de... Geçenlerde Ferdi Sancar ismindeki oyuncunun Mustafa Üstündağ ile mesaj hadisesi internette dolaşıp durdu.
Hadise oldukça net ve kısa, Üstündağ'ın popülaritesinden yararlanabilmek için yapılan kötü bir PR çalışması...
Sancar'ın bu lakırdıları kenara bırakıp oyunculuğu ile konuşulması ve önüne bakması lazım. Mustafa Üstündağ'ın şöhretine ulaşmak için kırk fırın ekmek yemesi gerek. Sancar'a boş PR kovalamak bir şey katmaz.
Pastane kültürünü yaşatacak!
'Ah nerede o eski günler' diye başladığımız özlem dolu onlarca cümlelerimiz vardır. Gerçekten bazı şeyler hep eskiden olduğu gibi kalmalı ve yaşatılmalı.
Mesela unutulmaya yüz tutmuş eski pastane kültürünü yaşatmak amacıyla kurulan ve 3. yılını kutlayan La Pierre Patisserie'nin de butik kalacağını ve şubeleşmeyeceğini öğrendim. Asıl işi iletişim danışmanlığı olan pastanenin sahibi Bahar Ünal'ın bu stratejisi işletmeyi özel kılmak adına doğru bir hamle...
Herkes karakter oyuncusu olamaz!
atv'de yayınlanan 'Kardeşlerim' dizisi izleyicinin kalbinin derinliklerine dokunarak kısa sürede çok sevildi. Her hafta reytinglerin zirvesinde yer alan dizideki oyunculuklar çok içten ve samimi olunca seyirci tarafından kabullenilmesi de hızlı oldu. Hepsi kıymetli olan oyunculardan birisi var ki, karakter oyunculuğunda gerçekten döktürüyor.
Dizide 'Orhan'ı canlandıran Cüneyt Mete'den bahsediyorum. Daha önce peş peşe kötü karakterler ile ekranda yer alan Mete, burada çocukların amcaları olarak onlara kol kanat geren, elinden gelen yapmaya çalışan iyi bir karakterle karşımıza çıkıyor. Başrol her zaman bulunur ancak karakter oyunculuğu başka bir şeydir ve zor ortaya çıkar. Sergilediği oyunculuk ile Mete büyük alkışı hak ediyor, net...
Kitabın ortasından...
Sosyal medyada bazen ünlülere ithafen öyle esprili ve akıllı cümleler görüyorum ki, 'Tam kitabın ortasından konuşmak' desek yeri. Emina Jahovic'in "Mustafa Sandal'ın bana nafaka borcu 740 bin lira. Mahkemede benimle aynı durumda olan boşanmış tüm kadınlar için savaşıyorum" açıklamasına bir kullanıcı "Ablacım bu parayla düzenli ordu kurarsın. Savaşıyorum diyor bir de" cevabını vermiş. Doğru söze ne hacet...