Gazeteci Murat Meriç dün şu tweet'i attı:
"Kadıköy'de yaşadığım dönemlerde zamanımın çoğunu geçirdiğim Kropka'da bilgisayar açmak ve kitap okumak artık yasakmış.
'Uygun değil' dediler, 'çok yoğun' oluyorlarmış.
Mekan boştu, yeni açılmıştı oysa. Bir de öğüt aldım giderayak:
'Burası kahveci, kahve içmeye gelin.' Peki." Mekanın kapısında 'Bu işletmede bilgisayar kullanmak, ders çalışmak uygun değildir' diye de bir uyarı varmış.
Bazıları 'Bir kahve içip bütün gün masaya yayılanlar var, bu işletmeler para kazanmak zorunda' diyebilir.
Beyoğlu'ndaki kitle Kadıköy ve Beşiktaş'a kaydığı için Kropka gibi müşteriye doymuş çok kafe var. Bunların derdi, müşteriyi bir kahve içirip 20-30 dakikada yollamak.
Asıl üzücü olan ise genelde bu mekanların sahiplerinin okumuş entel, solcu tipler olmaları. Ee bizde para kazanana kadar herkes solcudur! Oysa kafeler ve kahveciler sohbet etmek, kitap, dergi, gazete okumak, laptopu açıp bir şeyler çalışmak için varlar. Sonra niye bu kadar çok Starbucks, Cafe Nero var diye şikayet ediliyor.
Ucuz hesap peşinde koşmayan, müşteriye saygısı olan her zaman kazanır.