Bu hafta tüm Türkiye 21 yaşındaki Aleyna Çakır ismini kullanan Sema Esen'in ölümünü araştıran Müge Anlı ile Tatlı Sert programına kilitlendi. Çakır'ın ailesinin halini görünce yüreğim yandı. Gencecik bir kadın, ardında binlerce soru ile gitti bu dünyadan. Çakır'ın erkek arkadaşı Ümit Can Uygun, bu olayın en kilit ismi.
Hatırlarsanız ölümünden 1.5 ay önce genç kadını dövdükten sonraki baygın halini psikopatça sosyal medyada yayınlamıştı Uygun. Şimdi de ekranlara bağlanıp utanmaz şekilde yüreği yanan aileyi ve arkadaşlarını suçluyor.
Programda anlatılardan Uygun'un Çakır'a uyguladığı şiddetin boyutunu da açıkça görüyoruz. Bu denli ruh sağlığı bozuk bir insanın hâlâ sokaklarda serbestçe gezmemesi lazım. Caydırıcı şekilde cezalandırmak gerekiyor böyle psikopatları. Öyle cezalar vereceksin ki, benzer ruh haline sahip bir başkası bunu yapmaya cesaret dahi edemeyecek. Kadına şiddetle etkin şekilde mücadele etmek için bu gerekli. Bir diğer dikkat çekici nokta ise, ölümü şüpheli olan ve adli tıp raporları da bu yönde olan Çakır'ın sevgilisinin kaçma riskine karşın hâlâ serbest olması. Bence bir an önce bu riski ortadan kaldırmak gerekiyor. Açıkçası bir kadının ağzına silah sokacak kadar gözü dönmüş Uygun'un, Çakır'ın ölümünde parmağı olmadığına inanmıyorum.
Umarım adalet en kısa zamanda tecelli eder.
EVDEN KAÇAN GENÇLERİN HAZIN SONUNU DA İZLİYORUZ
Çakır'ın ölümü sosyal medyada gündem oldu. Kadına şiddette toplumsal farkındalığı artırmak için son derece önemli bir mecra sosyal medya. Ancak benim buradaki bazı yorumlara itirazım var. Mesleği, eğitimi, yaşı ne olursa olsun gencecik bir kadın öldü. Sosyal medyadan bakıyorum, bazıları yaptığı işten dolayı Çakır'ın ölümünü 'su testisi su yolunda kırılır' bakış açısıyla yorumluyor.
Bu yorumu yapanlar lütfen anne ve babasının 'Kuzumu ellerimle toprağa verdim' diyerek feryat edişlerini bir daha izlesin. Vicdan sahibi herkesin bu manzara karşısında yüreğinin kanayacağına eminim. Müge Anlı programda sık sık gençlere 'bu olaydan siz de ders alın' çağrısında bulundu. Bu çağrısını çok önemli buluyorum.
Evden kaçan genç kızların hazin sonunu da izliyoruz programda. Evden kaçmayı alışkanlık haline getirmiş gençlerimiz mutlaka ibret almalı Çakır'ın ve arkadaşlarının hayatından. 18 yaşında yetişkin kabul ettiğimiz gençlerimizin bir kısmı ne yazık ki zengin hayatlara özenip evden kaçmayı çare olarak görüyor. Sosyal medyadan, dizilerden gördükleri hayatlar gözlerine perde indiriyor adeta. Böyle olunca da aileler de bir yere kadar tutabiliyor evlatlarını. Çünkü 18 yaşını doldurduğu için yetişkin kabul ediliyor. Yani istediğini yapmakta özgür yasalar karşısında. Ailelerin de eli kolu bağlanıyor bu durumda.
İşte böyle gençlerimiz için de yeni düzenlemeler yapılması taraftarıyım. Avrupa'da yapılan araştırmalar, ergenliğin artık 25 yaşında bittiğini gösteriyor.
Bizde de en azından evden kaçmayı alışkanlık haline getirmiş, psikolojik problemleri olan gençlerimiz için ergenliğin 18'de değil de 25 yaşında bittiğini kabul edecek şekilde yasalar düzenlenmesi çok iyi olur.
Unutmayalım ki, gençler bizim umudumuz.
Ülkemizin geleceği için onları iyi yetiştirmek ve tehlikelerden korumak zorundayız.