Kanal D'nin yeni dizisinin jeneriğinden ünlü fışkırıyordu. Bir kere diziye konu olan eser; Fatih Altaylı'nın eşi Hande Altaylı'ya ait, çok satmış ve ses getirmiş Kahperengi'ydi. (Eser sahibi olarak neden Kahperengi olan roman isminin Merhamet olarak değiştirilmesine izin verdi ki?)
Yapımcısı, Türk televizyonlarına birbirinden değerli ürünler sunan Most, yönetmeni Gül Oğuz gibi tecrübeli bir isimdi.
Üstelik her zaman büyük bir uyum içinde çalıştığı M. Çağatay Tosun ile yönetmen koltuğunu paylaşıyordu. Dizinin senaristi de Türk televizyon izleyicilerinin alışkanlıklarından en haberli kalem erbaplarından biri olan Mahinur Ergun'du. Müziklerinde bile 'Livaneli' izi vardı (Ferhat Livaneli).
Böyle bir dizinin zaten 'kötü' olma şansı neredeyse yok gibiydi. Nitekim ilk bölümüyle ekrana tutundu. En büyük handikabı ise Muhteşem Yüzyıl gibi bir ekran fenomenin tam karşısına denk gelmesiydi.
Bu yıl, dizilerde 'küçük kızların büyük intikamları' pek moda. Tıpkı İntikam'daki Yağmur gibi Merhamet'te de küçüklüğünde itilip kakılan Narin'in hayattan öc alışını izliyoruz.
Oyunculuklara gelince... Özgü Namal yine kendi standardını tutturup keyif veriyor. Yıllar önce, daha ekranda ilk gördüğüm anda isminin yanına tik atıp bu köşede övgüyle bahsettiğim İbrahim Çelikkol giderek dem tutuyor.
Mustafa Üstündağ yine dişine göre bir rol bulmuş, keyifle çiğniyor. Burçin Terzioğlu her zamanki 'inandırıcı' haliyle gönül çeliyor. Ama bana göre ilk bölümün yıldızı, Narin'in çocukluğunu canlandıran oyuncu Ceren Balıkçı idi. Onun da isminin yanına 'uğurlu işaretimi' koyuverdim.
Hazır söz genç oyuncuların başarısından açılmışken; 20 Dakika'da Duru'yu oynayan Miray Akay'dan söz etmesem olmaz. Yılların oyuncularına taş çıkartan bir performansı var ve her hafta üzerine ekleyip, duruyor.
Bu isimleri siz de bir yere yazın. Ceren Balıkçı ve Miray Akay...
En geç 10 yıl içinde dizi ve sinema piyasasında isimlerini en üste yazdıracak gibiler...