Dün ABD'deki darbe girişimiyle ilgili yazımı sayfaya yerleştiren görsel tasarımcı Cengiz Abi'ye "Şu boynuzlu adamın fotoğrafını mutlaka koy" dedim. Dünya medyasında da sanki fantastik bir filmden fırlamış gibi duran 'boynuzlu adam'ın fotoğrafı vardı.
★
Adamların eylemcisi bile karizma. Her protestoda halay çekip tansiyonu düşüren, aynı sloganları atan bizimkilere hiç benzemiyor.'Boynuzlu adam', günlerdir protesto ettikleri yeni rektörleri Melih Bulu'yu karşılarında görünce iki lafı bir araya getiremeyen, saçma sapan bağırıp çağıran Boğaziçili öğrencilere de benzemiyor, ağzı iyi laf yapıyor!
★
Bizim bazı TV yorumcularının soytarı ilan ettiği 'boynuzlu adam' QAnon isimli sağcı grubunun liderlerinden biri çıktı, iyi mi? Adı Jake Angeli, Kongre baskınının organizatörlerinden biri o.
★
Hadi gelin itiraf edelim; sanki aynı mahallede büyümüş gibi kongre binasını basanlar hakkında ahkam kesen bizim TV yorumcularının da aslında pek bir şey bildiği yok! NBC'ye konuşan Jake Angeli, yanlış bir şey yapmadığını savundu. Angeli, kongre baskınını galibiyet olarak niteleyip kendisini Gandhi ve Martin Luther King'e benzetti. Adamdaki özgüvene bakar mısınız?
★
Baskında yarı çıplak bir şekilde kafasına taktığı boynuz ve kürkle dikkat çeken Angeli, 33 yaşında ve eylem felsefesini şöyle açıklıyor: "Yaptığım şey sivil itaatsizlikti. Yanlış bir şey yapmadım. Açık olan bir kapıdan girdim dostum."
★
FBI'ın soruşturmasıyla ilgilenmediğini söyleyen Angeli, "Yönetimdeki bir grup hainin çömelmesi, gaz maskelerini takıp sığınaklara çekilmesi, bunun bir galibiyet olduğunu düşünüyorum" dedi.
★
Bizim TV yorumcuları arasında ABD'deki kongre baskını 'sivil itaatsizlik' çerçevesinden değerlendiren olmadı. Bizim yorumcular ne 'boynuzlu adam'ın felsefesi, ne de orta Amerika'ya sıkışmış, düşük yaşam koşulları yüzünden patlama noktasına gelmiş Trump yanlıları hakkında fazla bilgiye sahip.
★
'Sivil itaatsizlik', otoriteyi ekonomik sistemin kurallarına uymayarak, tüketmeyerek, çalışmayarak yıkmaya çalışan bir eylem biçimi. Gandi, Hindistan'ı İngiltere'nin sömürgesi olmaktan 'sivil itaatsizlik' ile kurtardı. Özetle Angeli soytarı değil, tam bir eylem adamı. Amerika'da yaşananları anlamak için Angeli'yi de anlamak lazım. Angeli, FBI'ın hedefindeki isimlerden biri, bakalım sonu ne olacak ama bir gün de fenomen oldu.
CUMHURİYETÇİLER DARBEYİ DESTEKLİYOR
ABD Başkanı Donald Trump aslında bir önceki seçimi kazanarak klasik Cumhuriyetçi seçmenlerin de gözünü açtı. Onlara ABD'yi Amerikalıların değil, yabancı ülke lobilerinin ve birçok ülkeden daha çok gelire sahip dev şirketlerin yönettiğini gösterdi.
ABD'de YouGov şirketinin henüz fırından yeni çıkmış taze araştırmasına göre; Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 68'i ABD Kongresi'nin basılmasını 'demokrasi için bir tehdit olarak görmediğini' belirtti.
Ankete katılan Cumhuriyetçilerin yüzde 45'i ABD Kongresi'nin basılmasını destekledi. Ankete katılan seçimde hile yapıldığını düşünenlerin yüzde 56'sı da yapılan baskını destekledi.
Sosyal medyada görüş paylaşması bile virgülü atalım Trump'ın kongre baskınından sonra akıbeti ne olur bilinmez ama yeni parti kurup, siyasi sistemi değiştirecek kadar büyük bir seçmen desteğine sahip olduğu ortaya çıktı.
EYT'LİLER NOTER ONAYI İSTİYOR
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak, sorunlarının çözüleceğine dair muhalefet partilerinden noter garantisi istedi. Açıkça 'Bize noter tasdikli taahhüdünüzü verirseniz, o zaman oy veririz' dedi.
EYT'ye takılanların sayısı 5 milyon. Ama bugün yasa çıksa bile emekli olacakların sayısının 750 bin ile 1 milyon arasında olacağı tahmin ediliyor.
EYT çok karmaşık bir sorun. EYT'liler kazanılmış hakları olduğunu iddia ediyorlar ama toplumda birçok genç erken emekli olunmasını adil bulmuyor, 'Zaten emekli sayısı çok fazla' diyor.
EYT'lilerin bugüne kadar hep atıp tutan muhalefet partilerine 'Hodri meydan, vaatlerinizi noterde tasdikleyin, bize garanti verin' demesi siyasette yeni bir akım başlatabilir. Boş vaatlerle muhalefet yapılmayacak artık. Başka oluşumlar da noter onayı isteyebilir.
ALMANYA BİZDEN KÖTÜ DURUMDA
Almanya'da önceki gün 31 bin 847 kişiye Covid-19 tanısı konuldu ve koronavirüs yüzünden 1188 kişi hayatını kaybetti. Böylece salgının başından bu yana günlük en yüksek can kaybı sayısına ulaşıldı.
Türkiye'de aynı gün 194 kişi hayatını kaybederken ekonomisi ve eğitim seviyesi bizden kat kat güçlü Almanya'da bir günde 1188 kişinin hayatını kaybetmesini nasıl yorumlamak gerekiyor?
Aşıyı bulan, tüm dünyaya satan Almanya'da bile bir günde bini aşkın insan ölüyorsa halimize şükredelim mi yoksa daha kötü günler yaşayabiliriz diye korkalım mı?
KIRBAÇ VURMADAN KAZANDI
Kocaeli-Kartepe'de 5 Ocak günü koşulan at yarışında 'Benim Zaferim' isimli atına hiç kırbaç vurmadan yarışı kazanan jokey Selim Kaya, "Biz bu atların yıllarca canını acıtmışız. Başta ben olmak üzere hepimiz bu konuda suçluyuz" dedi.
Kırbaçsız yarışa neden karşı çıkıyorlar? Bakın Kaya kırbaç atmadan da yarış kazanılacağını gösterdi.
TARAFTAR İYİ FUTBOL İSTEMİYOR!
Fenerbahçe'ye yenilen Alanyaspor Teknik Direktörü Çağdaş Atan "Fenerbahçe çok büyük bir camia. Ancak ben biraz daha oyun bekliyordum. 5 büyük ligde topu rakibe vererek şampiyon olan takım sayısı azdır" dedi.
Ne gariptir ki Fenerbahçe, topu rakibe bıraktığı maçlarda daha çok galibiyete ulaştı. Salgın yüzünden seyircisiz maç oynamayla büyük takımların oyuna hükmetme felsefesinin değiştiği bir süreç yaşıyoruz.
Rakibin yapacağı hatalara odaklanan kısır, seyir zevkinden uzak, sadece 3 puan odaklı bu futbol anlayışını ne gariptir ki taraftarlar da benimsedi.