Komedi rolleriyle sevilen ve uzun süredir ekranlardan uzak olan oyuncu Hakan Yılmaz, atv'nin iddialı dizisi 'Kuruluş Osman'daki rolüyle şaşırtıyor. Diziye sezon başında dahil olan deneyimli oyuncu, Bizans imparatoru olma hayali kuran 'Kantakuzenos' karakterine hayat veriyor. Rolü için kapsamlı bir eğitim alan ve 53 yaşında ilk kez at binen ünlü oyuncuyla; role hazırlık sürecini, set ortamını ve karakterini konuştuk.
Uzun süredir ekranlarda yoktunuz. 'Kuruluş Osman' dizisine dahil olma sürecinizi anlatır mısınız?
Açıkçası 'Kuruluş Osman'a dâhil olma sürecim bir anda gelişti diyebilirim. Menajerim aradı ve "Böyle bir teklif var 'Kuruluş Osman' dan, dönem işi, ne dersin, nasıl bakarsın?" diye sordu. Dönem işi deyince "Dur bakalım bir konuşalım" dedim. Dönem işi ilginç geldi. Bugüne kadar çoğunlukla günümüzdeki karakterleri canlandırdım. Daha beyaz yakalı daha naif karakterlerle haşır neşir oldum. Seyircinin karşısına öyle çıktım.
PLATO BENİ ÇOK HEYECANLANDIRDI
Dizinin çekildiği plato dünyanın sayılı platoları arasında. Bu bir oyuncu için nasıl bir konfor sağlıyor?
Açıkçası platoyu ilk gördüğümde çok heyecanlandım çünkü çok gerçekçiydi. Kostümler, dekorlar her şey çok gerçek. Böyle bir ortamda çalışmak oyuncuya da büyük konfor sağlıyor. "Açık hava sit-com'u gibi, rahat" dedim bir arkadaşıma. Çünkü sabah gidiyorum, arabamı bırakıyorum, birçok mekânda birçok sahne çekiyorum. Akşam aynı yerden arabamla eve dönüyorum. Bu bana çok büyük konfor sağlıyor.
Kaftan, pelerin derken havalı ve ağır bir kostümünüz var. O kostümü giyip kuşanınca ne hissediyorsunuz?
Yaramaz erkek çocuğu gibi eğleniyorum oynarken. O kıyafetleri giymek, kılıç kuşanmak çok hoşuma gidiyor. Takılar, aksesuarlar falan havaya sokuyor hemen insanı. Biraz ağırlar ama onu da idare ediyoruz. Sonuçta ağırlığı olan bir prens kostümü. Rolüm çok eğlenceli bir karakter değil ama ben çok eğlenerek oynuyorum.
O DÖNEMDE YAŞAMAK İSTEMEZDİM
O dönemi yaşamak ister miydiniz?
Bu dönemi bildiğim için o dönemde yaşamak istemezdim diye düşünüyorum. Yani bana biraz yorucu gelebilir bir yerden bir yere atlarla gidip gelmek. Şaka bir yana ben kendi dönemimi seviyorum. Ama o dönemde yaşayanlara da minnettarız, bizi bu döneme taşıdıkları için.
Seyirci kötü bir karakterde izliyor sizi. Bu özellikle arzu ettiğiniz bir şey miydi?
Karakter konusunda kötü ya da iyi diye bir ayrım yapmıyorum. Sadece birbirinden farklı karakterleri canlandırmak her oyuncunun hayalidir. Burada da benim canlandırdığım karakter, daha önce hiç denemediğim ve tecrübemin olmadığı bir dönem işinde geçen bir karakter. Farklı olduğu için hoşuma gidiyor oynamak.
Karaktere psikolojik ve fiziksel olarak hazırlanma sürecini nasıl geçirdiniz? Kılıç ve at binme eğitimleri sırasında zorlandığınız yerler oldu mu? "53 yaşında ilk defa at bindim" demiştiniz.
Evet kapsamlı bir hazırlık süreci geçirdik. Kostüm provaları oldu, at binme derslerine, kılıç derslerine gittim. İlk bir hafta falan zorlandım, ondan sonra sağ olsun hocalar eşliğinde biraz daha işim kolaylaştı. Prova yaptıkça da kendimi daha iyi hissettim. Bundan sonra da çok fazla zorlanacağımı düşünmüyorum.
Set ekibiyle aranız nasıl? Başroldeki Burak Özçivit için neler söylemek istersiniz?
Set ekibiyle aram tabii ki iyi. Çok seviyorum onları, çok profesyoneller, Yani yönetmenden tutun çaycı ablamıza kadar. Herkes çok profesyonel ve işini severek yapıyor. O yüzden öyle bir ekibin içinde siz de coşkuyla işinizi yapmaya çalışıyorsunuz. Burak başta olmak üzere tüm oyuncu arkadaşlarımın bu iş için elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Ve mutluyum onların arasında olmaktan, oynamaktan. Güzel bir platoda çalışmak, farklı bir karakterle seyircinin karşısına çıkmak çok güzel. Bir oyuncu olarak sağlığım el verdiği sürece farklı farklı karakterlerle işimi yapmak istiyorum. Tek amacım o. Ve şu anda da buradaki bütün arkadaşlarım bana yardımcı oluyor. Tüm set ekibine tüm oyuncu arkadaşlarıma buradan sevgi ve selamlarımı da yollamak istiyorum.
EN BÜYÜK AMACI TAHTA OTURMAK
'Prens Kantakuzenos', Osman'ın düşmanı olarak kendisinden nefret ettirmeyi başardı. Karakterinizi nasıl tanımlarsınız?
'Kantakuzenos' da kendi çıkarları için, Roma için, Bizans için acımasızca kararlar alabiliyor. Çıkarları için her şeyi yapabilecek derecede hırslı bir karakter.
Tahta oturma hayalleri kuran, bu uğurda sinsi planlar yapan 'Kantakuzenos' amacına ulaşabilecek mi? Ne öngörüyorsunuz prensin geleceğiyle ilgili?
Zaten en büyük amacı tahta oturmak. Bunu da hep dile getiriyor. "İmparatoru tahtından edeceğim, oraya oturacağım ve Türklere karşı büyük bir savaş başlatacağım" diyor. İleride bunlar olacak diye düşünüyorum. Yani tahta oturmak için çok daha acımasızca kararlar alabilecek bir adam 'Kantakuzenos'.
'YAKIŞTIRAMADIK, KEŞKE BİZİM TARAFA GEÇSEYDİ' DİYORLAR
Daha çok komedi yönünüzü bilenler için sürpriz oldu bu seçim. Rolünüzü de gayet başarıyla canlandırıyorsunuz. Nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Bugüne kadar çoğunlukla seyircinin karşısına komedi dizileriyle çıktım. Bu karakter beni şaşırttığı kadar seyirciyi de şaşırttı. Değişik yorumlar aldım. İlk başta tedirgin oldum çünkü çok bıçak sırtı bir rol benim için. Bugüne kadar canlandırdığım karakterlere göre çok ters köşe bir iş. Ama hoşuma da gidiyor, seyircilerden gelen tepkiler de güzel. Beni o karaktere yakıştıramayan bazı seyircilerle de karşılaştım tabii. "Ağabey yakıştıramadık sana, keşke bizim tarafta olsaydın" gibi yorumlar geliyor. Ben de onlara "Kardeşim o tarafa da adam lazım" diyorum. Seyirciden karşılığını bulmuş olması çok hoşuma gidiyor.