Türkiye, iki haftadır Samsun'da evinin önünde oynarken kaybolan 1.5 yaşındaki Ecrin'in akıbetini merak ediyor. Konu, günlerdir atv'de Müge Anlı'nın sunduğu Tatlı Sert programında da araştırılıyor. Ancak sıradan bir adli olay gibi görünen hadise, program ekibi tarafından didiklendikçe perde arkasında müthiş bir ahlaksızlık ortaya çıktı. Çocuğun annesi Sevcan, canlı yayında "Çocuk eşimden olmayabilir.
Çünkü o beni başka erkeklere satıyordu" dedi.
Zaten çok uzun bir süredir, Müge Anlı'nın programına taşınan ve sıradanmış gibi görünen pek çok adli olayın kökeninde ahlaksızca eylemler olduğu ortaya çıkmıştı. Yasak ilişkiler, öç alma duygusu, ekonomik menfaatler yüzünden katledilen pek çok masum çocuk var. Sıradan bir define arama kazası gibi görünen olay, en çetrefilli polisiye roman yazarlarını bile şaşırtıyor. İskeleden düşen inşaat işçisi olayının arkasından, süregelen bir yasak aşk ilişkisi çıkıyor. Tövbe estağfurullah; karısını satanlar, kızını pazarlayanlar, başkasının nikahında olanlarla aleni aşk yaşayanlar, iki erkeği ya da üç kadını aynı anda idare edenler gırla gidiyor.
Mal için anasını, babasını öldürüp tarlaya gömen, üstüne de patates ekip afiyetle yiyenleri gördük bu programlarda. İşin vahim tarafı, bunlar ahlaki erozyonun daha hızla yayıldığına inanılan büyük kentlerde değil, Anadolu'nun ücra köşelerinde yaşanıyor. Bizim bildiklerimiz ise tesadüfen televizyon ekranlarına taşınanlar. Kim bilir oralarda daha ne türlü rezillik yaşanıyor...
Ben bir sosyolog olsaydım, son 15 yılda Müge Anlı'nın programlarına konu olan benzer vakaları inceler ve Türkiye'ye giderek daha fazla egemen olmaya başlayan taşradaki ahlaki erozyonun profilini çıkartır, tabloyu gözler önüne serer, buna neyin ya da nelerin sebep olduğu üzerinde kafa yorar, önlem alınması için çareler üretmeye çalışırdım.
Sevgili dostlar, bu saatten sonra kıyamet gününü beklemeye gerek var mı? Tam ortasındayız ve dibine kadar yaşıyoruz zaten...