Televizyondaki işlerin ne kadar uçucu olduğunu, bir dönem beyinlerimize kazılan en etkileyici olayların, en çarpıcı görüntülerin bile yenileriyle yer değiştirdiğini, bizim memleketin televizyon izleyicilerinin ne denli "hafıza ile malûl" olduklarını hatırlamam için Ömer Serim'in "Ver Bi TV Bol Küfürlü Olsun" kitabını okumam yetti... Eski bir TRT çalışanı olan Serim, televizyon işiyle uğraşan herkese "başucu kitabı" yerine geçecek bir hizmet gerçekleştirmiş. Televizyon tarihimizin skandallarını, yüz kızartıcı rezaletlerini, inanılmaz gaflarını bir kitabın içinde toplamış. Her sayfayı çevirişimde, "Hakikaten yahu, ne çabuk unutmuşuz?" dedim. İşte kitapta tüm ayrıntılarıyla işlenen "unutulmaz" televizyon olaylarından unuttuklarımız:
10 Kasım 1969'da gösterilen "Türkiye'nin Kalbi Ankara" belgeseli "Komünizm propagandası yapılıyor" gerekçesiyle dönemin TRT Genel Müdürü Adnan Öztrak tarafından tam ortasında yayından çekildi. Daha sonra bu belgeseli, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün Rus sinemacılara "sipariş verdiği" ortaya çıktı.
1975 yılında "Aşk-ı Memnu"nun ilk dizi versiyonu siyah-beyaz ekrana düşerken, dizide Şakire Hanım'ın söylediği "Bunlarda ahlak diye bir şey kalmamış. Kim kimin karısı belli değil. Kızılbaş töresini aştı" sözleri büyük infial yarattı. Dizinin TRT adına yapımcılığını üstlenen Tekin Özertem'e "maaşının kesilmesi" cezası verildi ve hakkında dava açıldı. 1995 yılında bu kez Interstar televizyonunda Güner Ümit, sunduğu "Süper Turnike" programında benzer bir gafa imza attı ve ortalık bir kez daha karıştı.
9 Haziran 2006 gecesi, atv'de yayınlanan "Ya Şundadır Ya Bunda"da sunucu Mehmet Ali Erbil, programın maskotlarından Hilmi Türe'nin şortunu indirince büyük skandal yaşandı. İçine iç çamaşırı giymeyi unutan Tikli Hilmi'nin görüntüsü, stüdyodakilerle birlikte ekran karşısındakilere şok yaşattı.
11 Şubat 1988 akşamı TRT'nin ana haber bültenine çıkan Dr. Ziya Özel, zakkum çiçeğinden elde ettiği zehirli bir maddenin kanseri iyileştirdiğini anlatınca yer yerinden oynadı. Tabip Odaları ve sağlık uzmanları bunun bir "rezalet" olduğunu söylediler. Bir süre sonra gazeteler zakkum bitkisini kaynatarak içen bazı kişilerin hastanelere kaldırıldığını bir kişinin ise zehirlenerek hayatını kaybettiğini yazdı.
Dönemin TRT Ankara Milletvekili Mustafa Taşar, TRT yayınlarını eleştirirken, "Serpil Akıllıoğlu mu, Akıl- sızoğlu mu bir kadın var. Hem sapık film oynatıyor hem de 'Çocuklarını uyutmayan aileler sorumludur' diyecek kadar küstah" dedi. Taşar'ın "kadın" diye söz ettiği, TRT Televizyon Daire Başkanı Serpil Akıllıoğlu, erkekti! Taşar daha sonra da TRT Genel Müdürü Cem Duna için "Cem Duna mıdır, Dana mıdır, onun için söylüyorum: Nush ile uslanmayanın hakkı tekdir, tekdir ile uslanmayanın kötektir" ifadesini kullanmıştı.
29 Ocak 1999 gecesi Kanal 6'da "Ceviz Kabuğu"nu sunan Hulki Cevizoğlu, kendi programının yayından kaldırıldığını, canlı yayında kendi ekranının altından geçen alt yazı ile öğrendi!
Star TV'deki "Şaka Maka" programında şarkıcı Latif Doğan, maskeli kişiler tarafından kaçırılarak, bir helikoptere bindirildi. Adamlardan biri Doğan'a, "Şu anda Boğaziçi üzerindeyiz. Atla aşağıya, yoksa karışmam" diyerek, silahı kafasına dayadı. Doğan titreyerek, kendini boşluğa bıraktı. Kamera geniş plana çıktığında görüldü ki, helikopter, beton zeminden sadece bir metre yüksekteydi. Kitapta gündüz programları yüzünden işlenen cinayetler, gözetleme evlerindeki rezillikler, kaynana yarışmalarındaki sefillikler, Seda Sayan'dan Yalçın Çakır'a, Erman Toroğlu'dan Dr. Ahmet Çakar'a kadar uzanan çok geniş bir yelpazede, "akıl uçuran" ekran diyaloglarından seçmeler de var. Alın, okuyun ve kısa televizyon tarihimizde ne badireler atlatmışız (ya da atlatamamışız) görün!..