FATİH AYHAN
Avrupa'nın en büyük platosunda çalışıyor olmak büyük mutluluk. Çok emek veriyoruz. Birinci olmak kolay onu devam ettirebilmek zor. İşin doğası da zor. Ancak keyifle çalışıyoruz. Bu iş umduğumuzdan daha zormuş diyenler oluyor. Tarihin ağırlığını ve sorumluluğunu taşıyoruz. O yüzden çok titiz davranmak zorundayız.
Atlar bile akıllı. Kayıt dediğimiz anda hemen havaya giriyor, işi bitince çekip gidiyor.
Genelde "Bana daha az sahne yazılmış ona daha çok yazılmış, neden benim yakınım çekilmedi?" gibi durumlar olur. Biz de hiç öyle bir şey yok. Biz sahneyi büyütmeye uğraşıyoruz. Burak da sağ olsun bu anlamda iyi önderlik yapıyor, tam bir kaptan gibi. Sahneyi nasıl parlatabiliriz diye sürekli alışveriş içindeyiz. Böyle olunca yönetmenin işi de kolaylaşıyor. Bu mutluluk bizi tatmin ediyor. Dolayısıyla biz orada çalışmıyoruz orayı yaşıyoruz.
Ateş toplarının düştüğü, çamurlar içinde savaştığımız, at üstünde koşturup günlerce kılıç salladığımız anlarda bu işi gerçekten yapanlar o dönemleri yaşayanları düşünüyorum ve hayran olmamak elde değil. Biz 3 dakikalık sahne için kan ter içinde kalıyoruz. Onlara saygı duymamak mümkün değil.
Resim sergim oldu. Yağlı boya tablolarım var. Hediye ediyorum. Karikatürde ödüllerim oldu. Heykel seramik çalışmalarım oldu. Çocuk oyunları yaptık yıllarca. 16 yaşından bu yana gezmediğim il ilçe kalmadı. Aktör olarak kendimi geliştirmek için her alanda çalışmalar yaptım.
7 yaşında oğlum var. Sosyal medyadan uzak tutmaya çalışıyorum. Karanlık bir çukur gibi içine alıyor. İyi bir oyunla ikna ederseniz geleceğin tiyatro seyircini kazanabilirsiniz. Yoksa sadece palyaço ile havuçla tutamazsınız artık çocukları tiyatroda.
AÇELYA ÖZCAN
SADIK SEYİRCİMİZ VAR, BİZİ HEP ZİRVEYE TAŞIYOR
Yapımcımız Mehmet Bozdağ seyircisini iyi tanıyan biri. Özel bir hikâye anlatıyor. Sadık seyirci de bizi 4 yıldır bırakmıyor. Nihayetinde bu bir takım oyunu, ekip işi. İlk bölümden beri oradayım. Kendimi demirbaş gibi hissediyorum. Çok memnunum.
Fiziki eğitim yanında, ders çalışarak masa başı mesaisi yaparak hazırlandık rollere. Dersimizi iyi çalışıyoruz.
Haldun Dormen ve Göksel Kortay'la Kibarlık Budalası'nda onların kızını oynadım. Ama uzun sürmedi. Tiyatro yapmaya fırsat bulamadım açıkçası. Hep dizi çalışmalarıma denk geldi. Tiyatroyu hayatımın merkezine alamadım maalesef.
Müzik genetik miras. Üniversitede müzik grubu kurmuştum. Ama buna profesyonel olarak devam etmeyi düşünmedim. Müzik, keyfi bir alan benim için. Bedel karşılığı yapacağım bir iş değil. Sevdiğim müzikleri cover'lıyorum. Dünya müziğine merak sardım, Hintliler çok enteresan.
TULUĞ TIRPAN
MÜZİĞİN SAHNENİN ÖNÜNE GEÇMEMESİ GEREKİYOR
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın başyapıtı 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' çok uzun süre titizlikle hazırlanıp sahneye taşınmış bir iş. Serdar Biliş'in rejisiyle, Serkan Keskin'in olağanüstü performansıyla sahneleniyor. Bir oyuncunun kariyeri boyunca oynayacağı birkaç büyük eserden biri. Kelimeler ve edebiyat cennetinde gibiydik.
Hikayenin inandırıcılığı için müziğin resimle nefes nefese gitmesi lazım ki amacına ulaşsın.
Konser piyanisti olarak eğitim aldım, oda müziği çalıştım uzun yıllar bestecilik yaptım. Eskiden dizi seyreder gibi müzik dinlerdik plaktan. Babam Beethoven dinlerken bize sorular sorardı. Burada hangi enstrümanı duyuyorsun ne görüyorsun diye. Hayal gücümüzü de zenginleştiriyordu bu.
Boğaziçi Köprüsü'nün mühendislerinden babam. 1937 doğumlu. Dedem lise öğretmeni babaannem de ilkokul öğretmeniydi. Babam hep sanatın içinde olmuş ama meslek olarak seçimini mühendislikte yapmış.
10 yaşında oğlum var. Beğenileri eski çocuklar gibi değil. Konsantrasyonları çok az. Telefonda izlediklerinin yanında tiyatroya gittiğinde beklentisi büyük oluyor.
1923 Müzikali, Aydınlıkevler gibi oyunların müziklerini yaptım. Hepsi birbirinden değerli ve farklı bir iş. Özellikle Kurtuluş Savaşı sürecini Cumhuriyetin ilk yıllarını anlatan 1923 Müzikali ile çok güzel zamanlar geçirdik. Çok duygusal yönü olan bir oyundu benim için. Ayrıca Birsen Tezer'le konserimiz olacak.
YOSİ MİZRAHİ
İÇİMİZDEKİ APAÇİYİ ÖLDÜRMEMİZ LAZIM
Levent Cengizhan'ın proje tasarımıyla Aykut Taşkın yönetmenliğinde çektiğimiz 'Geri Sayım' adlı filmimiz 30 Haziran'da gösterime girecek. Yine Türkiye'de bir ilki yaptık. 1357 yılla yargılanan ancak aklanan bir hacker'ın gerçek hayatından uyarlandı film. Hacker'lık falan bana çok uzak işler. Korkutucu bir dünya. Restoranda QR kodla menü okutmak, wifi şifresini girmek çok sağlıklı şeyler değilmiş. Onu öğrendik.
2018'de motosikletle Norveç'e gitmiştim. Bu yaz yurt içinde takılacağım motorla. Erzincan Taşköprü yoluna gitmek istiyorum. Karadeniz'de Artvin'e gitme arzum var. Motosiklete 3 gün binmezsem rahatsız oluyorum. Tehlikeli diyorlar, aslında motor değil tehlikeli olan. 26 gün, 16 ülke, 11 bin km yol yaptık. Bir kere kaza tehlikesi atlatmadım. Sınır kapısından içeri girdim. 3 defa ölümden döndüm, TIR'ın altında kalıyordum. İçimizdeki apaçiyi öldürmemiz lazım.
Frankfurt'ta festival sundum. Vize alamadığı için insanlar ödül almaya gelemedi.
JESSİCA MAY
TÜRKÇE'Yİ ÇOK DAHA İYİ KONUŞMAK İSTİYORUM
Sanat filmine başlayacağım. 1 aydır kılıç eğitiminden geçiyorum. 2 karakteri oynayacağım. Brezilya ile Karadeniz çok benziyor. Kütüğüm Çayeli, eşim de oralı. 10 bin kişilik bir kasabada doğdum Brezilya'da.
Türk dizileri çok izleniyor. Türkçe'yi öyle öğreniyorlar. Annem ve arkadaşlarım Türkçe konuşmaya başladı.
Şu an ailem donuyor orada. Çok sert bir kış geçiriyorlar. Aralık'ta gideceğim onların yanına.
Binalar arasında çamaşır asmayı burada gördüm. Brezilya'dan ilk çıktığım yabancı yer Türkiye'ydi. Bizim orada 7'den sonra kimse yok sokakta. Herkes evinde. İstanbul'un 24 saat yaşayan bir şehir olduğunu görünce çok şaşırmıştım.
Aksan olduğu sürece işin zor diyorlar bana. Aksandan dolayı oynayacağım karakterin bir şekilde yurt dışı ile bağlantısı oluyor. Daha düzgün konuşmak istiyorum, çok takıntılıyım. Kimi de seni özel yapan bu aksan, bozma diyor.
DİLARA BÜYÜKBAYRAKTAR
İTALYA'YI MİNİVANLA GEZME HAYALİM VAR
Konservatuvar çıkışlıyım. Sadece tiyatro endeksli hazırlandık. Çıkınca sudan çıkmış balığa dönüyorsun. Kamera önü oyunculuktan çok farklı. Tiyatroda en arkadaki insana kendini duyurup göstermen lazım. Dolayısıyla sinema, dizi ve tiyatroda oynamak çok farklı… Anadolu Üniversitesi 2011 mezunuyum.
Tiyatroyla hayatımı sürdürebilmeyi isterdim ama ekonomik kaygılar sebebiyle dizide ve TV'de yer almak durumdayız.
İtalya'yı minivanla gezme hayalim var. İtalyan arkadaşım var, davet ediyor ama vize alamıyorum. Alabilirsem gideceğim.