Ne acı bir haberdi. Vefasızlık mı desem, tarihe saygısızlık mı, umursamazlık mı... Türkiye'nin 16'ncı Genelkurmay Başkanı, Kıbrıs Fatihi Orgeneral Semih Sancar'ın 30'a yakın madalya, şilt ve beratı bit pazarına düşmüş. Bir koleksiyoncu durumu fark etmiş, üç paraya hepsini toplayıp evinde koruma altına almış.
Neyse ki, haberin bültenlerde yer almasıyla birlikte Genelkurmay Başkanlığı harekete geçti. Koleksiyoncu ile temasa geçip Askeri Müze'de sergilenmek üzere o değerli hatıraları aldı.
Semih Sancar'ın ailemizde önemli bir yeri vardır. Orgeneral Sanca; rahmetli amcam, Diş Tabibi Albay Nihat Aytuğ'u bir an olsun yanından ayırmaz, neredeyse tüm yurt içi ve yurt dışı gezilerine yanında götürürdü. Sebebi, diş ve çene yapısıyla ilgili uzun süreli bir tedaviye muhtaç olmasıydı. Kahramanlığını her zaman takdir eder ama adı geçtiğinde çoğu zaman sitemle anardık. Çünkü Semih Sancar, bize 'amcamızı özleten' kişiydi.
Sancar olayı bir ders olmalı. Öncelikle de Genelkurmay için. Bundan sonra, başta Genelkurmay Başkanlığı makamına erişmiş askerler olmak üzere, tüm değerli komutanların 'emanetleri' takip edilmeli, gerekirse ailelerine reprodüksiyonları verilip asılları Karargah ya da Askeri Müze'de özenle koruma altına alınmalı.