Mesleğim televizyon yazarlığı olmasa, şu haber bültenlerini asla izlemezdim. Çünkü karşıma öyle görüntüler çıkıyor ki, insanlığın geleceğinden umudumu kesiyor, büyük bir karamsarlığa kapılıyorum.
Gün boyunca üzerime kara bulut gibi çöken, canımı fena halde sıkan haber bu kez Konya'dan geldi:
3 yaşındaki Şevval, doğuştan duyma engelliydi. Büyük bir operasyon geçirdi. Doktorlar kafatasının içine bir cihaz yerleştirip oradan özel kulaklıklarına bağlantı yapınca, minik kız duymaya başladı.
Şevval bir gün ailesiyle alışverişe çıktı. Annesi bir ara onu yalnız bıraktı. Döndüğünde bir de baktı ki çocuğun kulaklıklarından biri yok. Vicdansızın biri çocuğun kulaklığını çalmıştı.
Çalınan sadece bir kulaklık değil, Şevval'in yaşam sevinciydi.
Çünkü aile bir kez daha o cihazı alabilecek maddi olanağa sahip değildi. Babasının elinden, kameralar aracılığıyla hırsıza seslenip "Birazcık vicdan sahibiysen, o kulaklığı geri getir" demekten başka bir şey gelmiyordu.
Canım nefes almak istemiyor.
Çünkü o havanın içinde 3 yaşındaki engelli çocuğun kulaklığına el uzatanların da soluğu var...