Yerli dizilerin vazgeçilmez teması yassak aşktır. Bizler toplum olarak yasakların cazibesinden kendini bir türlü alamayan, kendimiz yaşamasak bile onları kapı deliğinden gözetlemeyi seven insanlarız. Bu nedenle her dizinin içinde mutlaka iştah açıcı (!) bir yasak meyve bulundururuz. Aynı delikanlıya aşık olan kız kardeşler, yengesine tutkun yeğenler v.s...
atv'nin yeni dizisi
"Nefes" de dürten, irkilten, sorgulatan bir yasak aşkı kendine eksen almış. Genç kız, babasının ölümünden sorumlu tuttuğu annesini cezalandırmak için üvey babasını ayartmaya çalışıyor. Böylece yıllar önce aldatılan babasının ve terk edilen kendisinin intikamını aynı anda almayı amaçlıyor. Televizyon izleyicisi açısından hayli
"gıdıklayıcı" bir konu. Eski
Türk filmlerine meraklı olanlar, öykünün bir dönem
Yeşilçam'da işlendiğini anımsayacaklardır. Neyse, zaten artık dizilerde özgün senaryoyu neredeyse unuttuk. Birkaç hafta içinde çöpe giden her dizi, yüreğimi acıtıyor. Ona emek verenlerin, umut bağlayanların hayal kırıklığını düşünüp, üzülüyorum. Dilerim,
"Nefes", heyecanla koşmaya başlayıp, iki haftada
"tıknefes" hale gelenlerden olmaz. Çünkü buram buram ter ve emek kokuyor.