"Uzun zamandır sosyal medyada, dolgu dudaktan kalkık popoya tek tip bir güzellik seti pazarlanıyor. Sadelikte güzelliği arama ülküsü janjanlı sayfalara yenik düştü. Tek umudumuz bu biblo kadınların temsil ettiği modern güzellik anlayışının bayat tadı vermesi. O halde güzelliği yeniden tanımlamanın tam zamanı" diyor Doç Dr. Ebru Güzel. Bunu diyen Fenerbahçe Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ebru Güzel, 2002 yılı Best Model'ı, yıllarca podyumda ve magazin dünyasında boy göstermiş bir isim... O değişip, dönüşen bir kadın. Güzelliği, kusursuz bedeniyle yakaladığı şöhreti sorgulayan biri. 10 yıldır Janus-Güzelliğin "Çirkin" Yüzü kitabı için çalışıyor. Ve kendi tecrübelerinden de yola çıkarak değişen güzelliğin gün geçtikçe çirkinleşen yönlerini masaya yatırıyor.
- 2002 yılında Best Model olduğunuzda güzellik sizin için ne ifade ediyordu?
- Best Model'a, güzellik profesyonelleri tarafından unvan almak için girdim. Bir jürinin seni güzel diye tanımlaması güzel bir şey çünkü işinin karşılığı o. Orada deneyimsel güzelliği yaşadım, sonrası akademik yolculuğumda kavramsal ve kuramsal güzellik olarak çıktı karşıma.
- Sizin modellik yaptığınız dönemde yaptığınız iş bir genç kız için ruhen de çok yıpratıcıydı...
- Duygusal olarak travmalarımız fazla olabiliyordu. Hepsi bir yerden gelmiş, farklı kültürde, bir anda şöhrete kavuşan kızlardık. Aynı şey futbolcular için de geçerli, şu an sosyete de geçerli, keza fenomenler de aynı sıkıntıyı yaşıyor. Ben de hırslıydım, tavizler verdim, akademik camiaya geçişimdeki sebep oradaki sorularımın cevabını bulmak isteyişimdi.
- Nasıl sorulardı bunlar?
- Kadın bedenine bir tanrıça gibi tapılıyor ama podyumdan aşağı iner inmez aşağılanıyor o tanrıça? Manken ama iyi kız, manken ama kötü kız, süper manken çok güzel, çok seksi. Sürekli bir etiket var ama o etiketlerin karşılığı yok toplumda. Sonra akademik dünyaya girdiğim zaman anladım ki, bireysel sandığım sorunlar toplumsal!
- Akademik dünyaya yönelmenizde bir dönüm noktası var mı?
- 2014 yılında, hızlı konuşan, hızlı düşünen, hızlı hareket eden Ebru gitti, yerine birden bire içine kapanan bir Ebru geldi. Çünkü yaşama karşı bağımı yitirdim. Anksiyete, gelecek kaygıları başladı. Çünkü güzellik üzerine temellenen çok zalim bir dünya orası. Biz bu mesleğe başladığımızda "Güzellik geçicidir, kızım birikim yap, buna güvenme" şeklinde sürekli uyarılar, telkinler vardı.
- Veya zengin bir koca bul.
- Evlen, illa ki evlen! Güzelliği takas nesnesi olarak görüyor toplum. Güçle güzelliği takas ediyorsun. Bunu denedim, tabii ki deniyorsunuz. Bunun kaygısını yaşadım ama bir erkeğin güveni altında bu hayat sorgulamasını başaramayacağımı anladım. Ben kendi duygusal boşluklarımla, travmalarımla boğuşuyorken, başka bir erkeğin çatısı altına girdiğin zaman onun travmalarına boyun eğmen gerekiyor. Çünkü sözsüz atılan bir imzadır, değişim dönüşüm... Bunu yapamayacağımı anladım ve gönüllü olarak bekarlığı tercih ettim. Ortamı ve şartları iyi olarak gördüğün insana, aklında uyumlu hale geldiğini sanıyorsun. Aslında çaktırmadan ortam ve şartları için onu kabul ediyorsun. Kadınların ve genç kızların yaptığı şey bu. Ama ben antropoloji doktorası yapmaya başladım. Ve şimdi de hocayım.
BU KAOS RUHSAL SAĞLIĞIMIZI BOZDU
- Günümüz dünyasında kıyafetlerde sınır kalktı, çok önceleri erkek dergilerinde görmeye alışık olduğumuz pozlar artık doğal... En mahrem hallerimiz sosyal medyada. Sizce nasıl bu hale geldik?
- Feminizm yıpranan bir kelime haline getirildi. Erkek düşmanı, çirkin, bıyıklı kadınlar olarak tanımlandılar ama onlar mücadeleye devam etti ve zamanla kendi içinde gelişti kavram. Post-feminist hareket ile özgür kadın tiplemeleri feministmiş gibi sunuldu. Tüm bedeni ifşa ederek, pornografik pozlarla mahrem alanını ortaya koyarak özgürlüğe ulaşılırmış gibi bir algı yaratıldı. Kimsenin nasıl gezdiğini yargılamıyorum, "Benim şortum benim bedenim" söylemi tamam da, söylemle bir yere varamıyorsun. Çünkü kapı komşun belki de sapık. Kadınlar haklarına sahip çıkıp beden güzelleşmesi yarışını bırakmadıkça çağdaş bir kültür gelişemez.
- Herkesin peşinden koştuğu güzelliğe ulaşmak bir ütopya mı?
- Kendi öz sorgulamamızı yapmadığımız sürece mükemmel güzelliğe ulaşamayız. Oysa bize verilen mesaj şu: Dudağını yaptır, cildini gerdir, kaşların kalın olsun kendini iyi hissedeceksin! Hissetmiyorsun halbuki. Özgelişim olmadığı sürece bu piyasanın kurbanı oluruz!
- Fenomenleri ne bekliyor? Şu an en popüler olanlar onlar...
- Sonlu bir şey bekliyor. Aslında fenomen olmaya çalışıp da kayadan düşenlerin durumu daha acı. Dizi oyunculuğu popülerken, bunu isteyen 10 bin kadın vardı diyelim, bunlardan yüzü bir yere geldi. Şimdi durum daha karışık, milyarlar aynı anda fenomen olmak istiyor. Hedef küçük, gelen kitle çok büyük, koşarken birbirini eziyor insanlar. Abondone olmuş vaziyetteyiz, Instagram ünlüsü farklı, YouTube ünlüsü farklı, Tik Tok farklı. Bu kaos ruhsal sağlığımızı bozdu. Öz değerlerimize, geçmişteki geleneksel değerlerimize dönmezsek, bu sistemin hem mağduru hem de zorbası olacağız. Egosu dudakları gibi şişirilmiş bir kadın, güzelliğin hem mağduru hem de zorbası oluyor. Şunu bilmek gerekiyor güzellik kadının tutsaklığıdır.
GÜZELLİK SETİ ŞÖHRET VADEDİYOR
- Öyle bir dönemdeyiz ki, herkes tek tip ve onların hepsi bize güzellik unsuru olarak sunuluyor...
- Bu bir güzellik seti. Sosyal medyayla birlikte daha çok görmeye başladık bu seti, yeni temsilcileri var. İkinci baharını yaşayan ünlüler ve modeller de bu akıma yetişmeye çalışıyor. Set şöyle; dolgu dudak, kalın kaş, ince bel, dolgun kalça... Bununla eş, iş ve sosyal yaşamda önde olabileceğinin garantisi veriliyor. Ve şöhret tabii ki... Şöhret olmak bir iş artık! Yaptığı bir iş yok, başarı yok, sadece birinin sevgilisi olmak, bir stadyumda çıplak olmak, skandalla şöhret olmak durumu var.
- Hep daha iyi görünme hali pompalanıyor.
- Bunun kurallarını endüstri belirliyor, zayıf olacaksın, doğal güzellik yetmiyor. Dudaklarını dolduracaksın, yanakların dolgun, belin ince olacak. Bitmeyen bir ideal ve yakalayamayacağın bir hedef var. Endüstri çok vahşi, bırakın kadınları artık genç kızlar radarlarında. Çocukluğun bakir olan, saf tarafını sömürme, hunharca kullanma isteği çok üzücü. Daha 10 yaşında kızlar nasıl görüntü verdiğine takıyor, kameraya bakar gibi konuşuyor, saplantılı adeta. Bu büyük sıkıntı.
- Bunu kim empoze ediyor?
- Biz buna celebrity endüstriyel kompleksi diyoruz. İçinde medya, giyim, kozmetik endüstresi, kültür yapıcılar, menajerler var. Bakın kız çocuklar için gece kremleri üretmeye başladı sistem.