Adana'da çekilen atv'nin sevilen dizisi 'Bir Zamanlar Çukurova'ya bu sezon dahil olan Esra Dermancıoğlu'yla diziyi, rolünü, Adana'daki yaşamını konuştuk. Dermancıoğlu, sosyal medyayı eleştirel bir bakış açısıyla anlatan yeni tiyatro oyunu 'Klan'ı da anlattı.
DİZİYE DAHİL OLMA SÜRECİNİZİ ANLATIR MISINIZ?
Timur Savcı ve Burak Sağyaşar ile birlikte bir toplantı yaptık. "Bir Zamanlar Çukurova dizisine yeni bir karakter girecek ve senin oynamanı istiyoruz" dediler. Ben ikisini de çok seviyorum, onlarla birlikte çalışınca çok mutlu oluyorum. Onun için seve seve bu projeye girdim. Ekip de çok güzel. Zaten çok başarılı bir diziye dahil oldum.
EKİPLE ÇABUK KAYNAŞTIM
Bir işe sonradan dahil olmak hangi noktada zor?
Açıkçası, bir işe sonradan dahil olmayı daha çok seviyorum galiba. Çünkü devam eden ve başarılı olan bir işe girmek bence dezavantajlı değil, hatta tam tersi. O işe daha iyi katkıda bulunmak için, yeni bir karakteri oynamayı seviyorum. Bu durum aslında hem işe yeni enerji katıyor, hem de oyuncu için daha güvenli bir alan oluyor. Yeni işlerdeki 'Tutar mı tutmaz mı' heyecanını yaşamaktan yoruldum, bu yüzden sevdiğim bir durum bu. Her zaman kabulüm.
Nasıl karşıladılar sizi? Ekibe hemen uyum sağladığınızı söyleyebilir miyiz?
Ekibe hemen uyum sağladım, zaten genelde uyum konusunda çok zorlandığım söylenemez. Her türlü ekibe uyum sağlayabilirim açıkçası. Böyle olunca ekipten de karşılığını alabiliyorsun. Çok seviyorum, çok da mutluyum 'Bir Zamanlar Çukurova' ekibi ile çalışmaktan. Her şey çok güzel gidiyor, umarım da böyle devam edecek.
Birlikte daha önce çalıştığınız kişiler var mı?
Kimseyi tanımıyordum ama çok sevdim hepsini.
Canlandırdığınız 'Behice'yi nasıl tanımlarsınız?
'Behice' karakterini severek kabul ettim çünkü böyle işkilli roller çok hoşuma gidiyor. Böyle karakterlerin iyi bir senarist ile zaman zaman çok başka yerlere gidebildiğini bildiğim için kabul ettim. Ayfer Tunç çok iyi bir senarist. 'Behice'yi kötü bir karakter olarak görmüyorum. Karakterlerin hayatın içinde biraz daha uç noktalara gidebilecek, özgüvensizlikten kaynaklı yaptıkları hareketleri göstermeyi seviyorum. Bir karakteri iyi veya kötü olarak görmüyorum ama o karakterin zaman içinde nerelere gidebileceğini iyi bir senarist ile görüyorum. Aynı şeyi daha önce Ece Yörenç ile de yaşadık, şimdi Ayfer Tunç ile yaşıyoruz. Bu karakteri oynamaktan zevk alıyorum. 'Behice', İstanbul Moda'dan Adana'ya gelen, üst sınıf bir kadın ve birtakım entrikalara başvuruyor. Neden bu tarzdaki karakterlerden hoşlandığımı bu şekilde açıklayabilirim.
İKİ SOSYAL MEDYA FENOMENİNİN HİKAYESİ
Geçtiğimiz günlerde seyirciyle buluşan yeni oyununuz 'Klan'dan bahseder misiniz?
28-29 Ekim'de prömiyerini Zorlu PSM %100 Studio'da yaptık. Halil Babür ile beraber oynadık. Ayşenil Şamlıoğlu yönetti, Sami Ahmet Özbudak senaryosunu yazdı. 'Klan', iki sosyal medya fenomeninin hikayesini anlatıyor.
Sosyal medyayı mı eleştiriyorsunuz oyunda?
Eleştiriden daha çok başka bir bakış açısı. Sosyal medya ile bazıları mutlu oluyor, bazıları da o mutluluğun arkasına bakınca "Acaba gerçek mi, değil mi?" diye sorguluyor. Sosyal medyanın insanları başka bir şeye dönüştürdüğü de gerçek tabii; bize ne yaptığı, bizi ne kadar geliştirdiği, bizi ne denli gerilettiği, bizi ne kadar gerçek yaptığı veya gerçekten ne kadar uzaklaştırdığı... Tüm bunları bilerek yani bilinçli kullandığınız zaman daha iyi anlaşılır sosyal medyanın gücü.
SICAK SEVMEM AMA ADANA'DA MUTLUYUM
Adana'da çalışmak nasıl?
Çok enteresan bence. Ben Adana'yı çok sevdim. Aslında benim için sıcak, çocukluğumdan beri hayatımda çok ciddi bir problemdir. Annem, çocukken bana zorla palto giydirirmiş. Ruhen ve fiziksel olarak hastalandığım için aşırı sıcağı sevmiyorum. Fakat nedense bilmiyorum, Adana'da bu konuda şansım yaver gitti. Buradayken deli sıcaklara denk gelmedim. Birinci korkum buydu, ama zorluk yaşamadım buradayken. Adana bana çok huzurlu geldi. Doğası çok güzel ve insanları çok tatlı. Mutluyum burada.
SETLERDE OLMAYI SEVİYORUM
Seyirci sizi özlemiş. Pek çok olumlu yorum okudum dizideki performansınızla ilgili. Siz de özlemiş misiniz setleri?
Ben setleri her türlü özlüyorum ama aslında setlerden çok uzak kalan bir oyuncu değilim. Neredeyse her sezon iş yapıyorum. Buraya gelmeden önce de Hilal Saral ile beraber 'Şahin Tepesi'nde çalışmıştık. Setlerde olmayı seviyorum açıkçası. Çok uzak kalmadığım için de büyük özlemlerim olmuyor.