TRT'den atv'ye transfer olan Diriliş dizisinin yapımcısı, değerli dostum Mehmet Bozdağ'ın davetlisi olarak bu yıl Diriliş: Osman adıyla devam edecek dizinin Riva'daki muhteşem platosunu gezdim. Gördüklerime hâlâ inanmakta zorluk çekiyorum. Yüzlerce dönüm arazi üzerine plato değil, adeta şehirler kurulmuş. Üstelik devasa kaleler, hanlar, hamamlar, camiler, kiliseler, sadece dışları görünen dekorlar değil. Hepsi en ince ayrıntısına kadar titizlikle inşa edilmiş 'yaşayan' mekanlar. Örneğin, biz öğle yemeğimizi kocaman bir handa yedik. Sanki zaman tüneline girmiş gibiydik. Hollywood ve Cinecitta bize yıllarca sadece ön yüzleri olan ve arkalarındaki payanda desteklerle ayakta durabilen tahta dekorlarla kovboy filmleri, savaş sahneleri izletmişti. Gelsinler de dekor, kostüm, aksesuar neymiş görsünler... Şu anda Avrupa'nın en büyüğü olan platoda 60 ayrı marangoz ekibi çalışıyordu. Kıl çadırlar için Türkmenistan'da koca bir köy sadece bizim diziye çalışıyormuş. Dizide koca bir nehir olarak izleyeceğimiz 800 metrelik yapay göl ise ağzımı uçuklattı. Oyuncular tam 6 aydır ata binme ve kılıç kullanma dersi alıyormuş. Sette tam 1500 kişi çalışıyormuş. Yahu gerçekte Osmanlı'yı kuranlar bile daha azdı!