Halk müziğinin güçlü sesi Yavuz Bingöl, beş yıllık aranın ardından, 30 yıllık kariyerinin 12'nci solo albümünü çıkardı. Bingöl, kelime anlamı 'iyilik etmek' olan 'İhsan' albümündeki şarkılarla mesajını çok net veriyor. Sözü ve müziği annesi ozan Şahsenem Bacı'ya ait olan 'Gönül' isimli türküde kızı Türkü'yle düet yapan Bingöl'le hem albümünü, hem de Türkiye'nin geleceğini masaya yatırdık.
Yeni albümünüz çok güzel olmuş... 30 yıl içinde 12 albüm az bir sayı değil mi?
Beğendiğinize sevindim. İnsanlar özlemişlerdi. Güzel tepkiler alıyorum. 12 albümden öncesi de var, annemle yaptığımız albümleri de sayarsak 20'yi buluyor; az değil.
30'uncu yıl için özel bir proje yapma niyetiniz var mı?
Best of albümü olabilir. Belki çocuklarla, askerlerle, bir sivil toplum kuruluşuyla birlikte bir şeyler yapabiliriz. Enstrümansız Okul Kalmasın projesi kapsamında anlamlı bir şeyler olabilir.
Proje ne durumda?
Çok önemsediğim bir iş. Şu an tanıtım filmi hazırlatıyorum. Türkiye'de toplam 40 bin ilköğretim okulu var. Bu 40 bin okulun sadece 3 bininde müzik odası var. Hedefimiz; 2023'e kadar 10 bin okula 10 bin müzik odası yaptırmak.
EN GÜZEL CEVABI 'AFRİN TÜRKÜSÜ'YLE VERDİK
Mehmetçik ziyareti sonrası Kemal Kılıçdaroğlu'nun tepkisiyle karşılaşmıştınız...
Evet; askere destek vermenin, siyasete bu şekilde alet edilmesi, muhalefet parti lideri tarafından hakaretvari şekilde eleştirilmek bizi çok üzdü. Askere destek veren sanatçılar niye rezil olsun? En güzel cevabı 'Afrin Türküsü'yle verdik. Bu konuyu, o klip ve türküyle noktalamış oluyoruz. Ülkenin askerine, polisine destek veren sanatçılarla duyarlılıklarından ötürü gurur duyuyorum. Dayanışmadan kaçmadan, olmamız gereken yerde oluruz her zaman. Hiçbir şeyden korkumuz yok.
Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonları, Türkiye'nin gücünü dış dünyaya gösterdi. Bunda Cumhurbaşkanımız'ın duruşunun payı olduğunu düşünüyor musunuz?
Kesinlikle çok büyük payı var. Bölgenin en önemli gücüyüz, bizden çok şey bekliyor devletler. Suriyeli mültecilere, 3 milyon insana kucak açmışız. Niye? Çünkü Osmanlı'dan gelen öyle bir geleneğimiz var. Onlarca farklı görüşü 600 yıl kardeşçe yaşatmışız içimizde. Bu millet hiçbir zaman Irak, Suriye gibi olmaz. Bu ülke bizim; çakıl taşını bile kimseye vermeye niyetimiz yok. Bu coğrafyada bir-iki tane daha Tayyip Erdoğan çıksaymış, daha kuvvetli bir coğrafya olurmuş. İran'da, Pakistan'da da onun gibi bir lider olsaydı; Amerika ve İngiltere gibi emperyal güçler bu kadar kolay at oynatamazmış oralarda.
ERDOĞAN'IN TAVRI HOŞUMA GİDİYOR
Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
200 yıllık ekonomik düzene çark sokmuş Müslüman bir liderden bahsediyoruz. Bu lideri yok etmeye çalıştılar. Dünyadaki adaletsizlikle, hukuksuzlukla bir tek Cumhurbaşkanımız savaşıyor. "Dünya beşten büyüktür" demesi boşuna değil. Orta Doğu'da oynanan oyunu görüyor. Bir lider kolay yetişmiyor, bir sanatçının kolay yetişmediği gibi. Sayın Erdoğan öngörüsü olan bir lider, kıymetini bilelim. Söylediği her cümle önemli. "Siz geçmişinize, kendi bağnazlıklarınıza bakın" diyor. Emin olun, onlardan daha çok demokratız, daha özgürlüğe düşkünüz. Bize ne dersi vermeye çalışıyorlar ki? Bu açıdan Erdoğan'ın takındığı tavır, bir vatandaş olarak hoşuma gidiyor, seviyorum tabii. Gerçekten kendilerine baksınlar. Sosyal olgunluğa onlardan 300 yıl önce erişmiş bir milletiz. Bunu bir lider böyle dillendirdiğinde, ister sağcı, ister solcu, ister Alevi, ister Kürt ol; hoşuna gidiyor. Çünkü doğruyu söylüyor. Lider, senin sesin oluyor.
Hülya Koçyiğit'in "Bu ülkede baskı yok, çok özgürüz" şeklindeki demecine katıldığınızı söylemiştiniz...
Ne kadar çok özgürüz söyleyeyim. Halkın vergilerinden toplanan paralarla alınan silahları, bu ülkenin insanına doğrultacak ve onları öldürecek kadar özgürüz. Onlarca darbe yapıp bu ülkenin gençlerini asacak kadar özgürüz. Bu ülkenin içine girerek, hendek siyaseti yaparak kamu düzenini bozacak kadar özgürüz. Böyle özgürlük olur mu! İleri demokrasi dediğin şey, kurallar silsilesidir üstadım. Siz buna uyarsanız, özgür bir ülke oluyorsunuz. Özgürlüğü, demokrasiyi; birbirimizi hoyratça harcayarak, birbirimizi kolayca yıpratarak, ülke içindeki birlik beraberliğimizi korumayarak kullanıyoruz. New York Times'ta bir gazeteci, 'Başkan Kennedy'i devlet öldürmüştür' diye yazabilir mi? Sıkıysa yazsın. Özgürlük bu mu? Herkes önüne geleni yazabilir mi? Biz her düşündüğümüzü söyleyebiliyor muyuz? Düşünce özgürlüğü değil, düşüncesizlik özgürlüğü ortaya çıkıyor o zaman. Yurt dışına gidin; orada yapamadığınız her şeyi burada yapabiliyorsunuz. Orada yere tüküremezseniz, burada tükürüyorsunuz, kırmızı da geçemezsiniz, burada geçiyorsunuz. Burada iktidar, yasal bir düzenleme yaptığında ayağa kalkıyoruz. Herkes kurallara, yasaya uyacak. Biz fazla özgür bir ülkeyiz.
Sizi eleştirenler de var; bundan rahatsızlık duyuyor musunuz?
Hayır duymuyorum, alıştım. Onlarca devlet adamı gördüm. Resepsiyonlara ilk kez gidip gelen insanlar değiliz. Bir sanatçı, herkesle bir araya gelip dertleşebilir, konuşabilir. Bunları 'şucu, bucu' diye ayırmak ya da yandaş diye yaftalamak doğru değil. Bakın; 15 Temmuz gibi inanılmaz bir şey yaşadık. O, birlik-beraberlik anlamında bizi kendimize getirdi. Bunu daha da güçlendirmek lazım. Çünkü oynanan oyun çok belli. Ortadoğu'da 60 yıldır oynanan oyuna Türkiye'yi de dahil etmek istediler. Uyanık ve dirayetli olmalıyız. O yüzden bazı ideolojik ayrılıkları böyle durumlarda bir kenara bırakmak ve beraber hareket etmek gerekiyor.
Arif Sağ'ın size olan yaklaşımı da siyasi bir tepki mi sizce?
Bence öyle. İnsanlar birbirlerini 'Sen ondansın', 'Ben bundanım' diye kutuplaştırıyor. Onlar da diğer tarafın yandaşı öyle bakıldığında. Herkesin desteklediği parti, lider, takım var. Bu gözlükle bakmak ruhuma uygun değil. O yüzden ben böyleyim, onlar da öyle. Sağ, 30 yılıma tanıklık etmiş bir usta, annemin de yakın arkadaşı. Nasıl Yavuz Bingöl olduğumu yakından bilir. Açıklamaları üzdü, içimi acıttı ama geçti.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇOCUK KOROSUNU KURMAK İSTİYORUM
Enstrümansız Çocuk Kalmasın projesiyle çocukların hayatını değiştireceksiniz...
Çocukları enstrümanlarla ne kadar erken buluşturursak o kadar iyi. 14-15 yaşına geldiğinde bu çocuklar kimseye düşmanlık beslemez, onlardan canlı bomba olmaz. Dünyanın en büyük çocuk korosunu kurmak istiyorum. Konya Ovası'nda bin piyano ve bin bağlamanın çaldığı, beyazlar içinde 50 bin çocuğun okuduğu bir türkü hayal ediyorum. Rekorlar kitabına girmek istiyorum.
TÜRKİYE ERCİYES DAĞI GİBİ
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
15 Temmuz'da ordunun zayıfladığı algısı dünyaya yayılmışken bu iki hareket, güç gösterisi çok önemliydi. Dünyanın üç-dört büyük ülkesinin yapacağı operasyon bunlar. Ben Türkiye'yi Erciyes Dağı'na benzetiyorum.
Ne açıdan?
Karşıdan baktığınızda Erciyes Dağı tüm heybetiyle görünür ama tepesinde olanlar onun yüceliğinin farkına varmazlar. Türkiye'de yaşayanlar da, bu ülkenin ne kadar yüce olduğunun farkında değil ama yurt dışında yaşayanlar bunun farkında. Bizi hem coğrafi, hem insani olarak diğer toplumlardan ayıran çok fazla özelliğimiz var.
BAŞKANLIK SİSTEMİYLE BÜROKRASİNİN HANTAL YAPISI DEĞİŞECEK
Seçimlerin öne alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence doğru bir karar. Hayırlısı olsun. Gelişmelere bağlı olarak biraz hızlanmakta fayda var.
25 Haziran'dan sonra nasıl bir ülke öngörüyorsunuz?
Başkanlık sistemiyle beraber bürokrasinin hantal yapısının değişeceğine, hızlı adımlar atılacağına inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız'ın manifestosunda açıkladığı irade ve cesaret çok önemli. 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisinin içine girecek bir ülke hayal ediyoruz. Gelecekten umudumu kesmiyorum.
Cumhur İttifakı'na karşı Millet İttifakı'nın şansı nedir sizce?
Seçimlerde ittifaklar yapılır. Cumhur İttifakı, başından beri toplumun gözü önünde açık şekilde gerçekleşmiş bir ittifaktır. Aslında bu bir milat olabilir. Birbirinden çok farklı düşünen dört parti seçimlerde ittifak yapıyor. Ama tabii ki ben Cumhurbaşkanımız'ın seçimi ilk turda kazanacağını düşünüyorum. Daha güçlü bir Türkiye için istikrar lazım. O yüzden iyi ve güzel şeyleri Cumhurbaşkanımız'la yapmaya devam edeceğiz. Çünkü cumhurbaşkanımız insani tarafları ileri düzeyde olan bir lider. Onu tanıyan herkes bilir bunu.
SOLUN FABRİKA AYARLARINA DÖNMESİ GEREKİYOR
CHP'nin adayı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben açıkçası Kemal Kılıçdaroğlu'nu bekliyordum çünkü bütün partilerin liderleri aday oluyor.
Solun sorunu ne sizce?
Sadece ülkemizde değil, dünyada da solun durumu iyi değil. Dünyanın her yerinde sürekli seçim kaybediyorlar. O yüzden solcuların yeni yüzlere, yeni yeni isimlere, yeni bir alfabeye ihtiyaçları var. Kendi fabrika ayarlarına geri dönmeleri gerekiyor.