Geçtiğimiz hafta sonu Prenses Grace Kelly Vakfı'nın dünyadaki yardıma muhtaç çocuklar için Monako'da düzenlediği 61. Monte Carlo Gül Balosu'ndaydım.
Baloda; Monte Carlo La Société des Bains de Mer'in Türkiye ve Ortadoğu temsilcisi Hülya Biren'in ev sahipliğinde 28 Türk vardı.
Davetin olduğu gün Monaco'ya gidildiği için saçlar ve makyajlar İstanbul'da yaptırılıp uçağa binildi.
Davetten dört saat önce otelimize vardık. Kısa bir dinlenme sonrası saçlar ve makyajlar düzeltildi, mücevherler kutularından özenle çıkarıldı, birbirinden güzel tuvaletler giyildi ve balo öncesi Hotel de Paris'deki geleneksel kokteyle katılarak gecenin ilk adımı atıldı.
KARL LAGERFELD SEÇTİ
Tabii işim gereği kimler neler giymiş, nasıl görünüyor diye incelemezsem olmaz. Berrin Zorlu'ya kızıl saçlarıyla zümrüt yeşili J.Mendel elbisesinin rengi çok yakışmıştı. Mücevherleri de pek gösterişliydi. Aynı kızıl ve yeşil renk uyumunu Saba Güceylioğlu da seçmiş. Saçlarının yeni rengi çok yakışmış. Hülya Biren epey kilo vermiş; içten içe feci imrendim. Etel Baler'in Bvlgari gerdanlığı gözlerimi yine kamaştırdı. İlkem Öztürk'ün Alessandra Rich imzalı siyah elbisesi nefis güzellikteydi. Nedret Taciroğlu kendi tasarladığı elbisesiyle çok asil bir şıklık içindeydi. Balonun en şık kadını ise benim için Yasemin Taciroğlu idi. Elbette ki bir Nedo tasarımıydı. Nil yeşili elbisenin tül üstüne yaprak aplikeli dokusuna hayran kaldım. Dekolteyi tam kıvamında; gösterişli ve klas şekilde taşımasını seviyorum.
Hotel de Paris'deki kokteyl sonrası balonun olduğu Sporting Club'a doğru yola çıktık. Bu sene Karl Lagerfeld tema olarak Art Deco dönemini seçmiş. İlk gelenlerden olduğumuz için salonun görkemli dekorunu net görebildim.
Masamıza oturduktan sonra ise harika bir görsel şölen başladı. Birbirinden güzel yüzlerce kıyafet ve mücevherin geçidi sanırım benim için gecenin en keyifli anlarıydı.
PRENSES NEDEN YOKTU?
Monaco Prensi II. Albert ve beraberindeki aile mensupları baloya en geç gelenler oluyor. Salona girdikleri an herkes ayağa kalkıyor ve balo başlıyor. Prenses Charlene'in geceye neden katılmadığı merak ediliyor. Charlotte Casiraghi'nin pembe ve siyah renklerde Chanel elbisesi çok beğeniliyor. Hannover Prensesi Caroline'in çok zayıfladığı gözlerden kaçmıyor. Karl Lagerfeld her zaman aynı; elbette ki süpriz yok. Ama bu kadar ağır toplar içinde gecenin gözde çifti bence Prenses Caroline'in oğlu Pierre Casiraghi ve nişanlısı Kontes Beatrice Borromeo oluyor. Genç çiftin birbirlerine duydukları aşk o kadar belli ki, bana içimden 'Ahh gençlik!' nidaları attırıyor.
İngiliz şarkıcı Lilly Allen'ın birbirinden güzel şarkılarıyla balo ısınıyor. Üstündeki gümüş Chanel elbiseyi Karl Lagerfeld özel olarak hazırlamış. Bir süre sonra Charlotte ve Pierre Casiraghi ile arkadaşları piste çıkıp geleneksel olarak balonun dansını başlatıyorlar.
O çok da geniş olmayan pist bir anda yüzlerce kişiyi ağırlıyor.
Yemekler geç servis ediliyor ama kimin umurunda! Dans, eğlence ve keyifli sohbetle geçen birkaç saat sonrası herkes mutlu şekilde gecenin ilk adımına son veriyor.
Tabii gençlere bu yetmiyor; balo sonrası Monte Carlo'nun gözdesi Sass kulübe geçiliyor.
SIRADA ÇAY DAVETİ
Ertesi gün Alem dergisinin, kaldığımız Hermitage Hotel'in muhteşem Belle Epoque Salonu'nda verdiği çay davetine hazırlanıyoruz. Derginin genel yayın yönetmeni Melis Aygen, sıcacık tavırlarıyla gönülleri fethediyor.
Müthiş kadın Hülya Biren her zamanki gibi müthiş enerjisiyle yine her yerde her detayla yakından ilgileniyor.
Ben de bu iki günlük zaman diliminde sevdiklerimle güzel vakit geçirmenin keyfini doyasıya yaşamış oluyorum.