Atv ekranlarında geçtiğimiz hafta ilk bölümüyle ekran yolculuğu başlayan 'Zengin ve Yoksul' dizisinin başrol oyuncusu Binnur Kaya, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı. Kaya, canlandırdığı 'Berrin'i "Herkes kadar iyi, herkes kadar kötü bir kadın" olarak tanımladı.
'Zengin ve Yoksul'u ve yeni rolünüzü anlatır mısınız?
Görünürde tamamen farklı ama kopmaz bağlarla bağlı iki hayat hikayesi... Masum hayallerin nasıl yıkıcı arzulara dönüşebileceğinin öyküsü. Herkes kadar kötü, herkes kadar iyi bir karakter 'Berrin'.
'Berrin'; iki kızı ve eşi için hayatını harcamış bir kadın...
Sonsuz alternatif içindeki yolumuzu seçimlerimiz belirler. Tavrın, kaderin oluverir. Ayrıca biri kocası, diğerleri evlatları; hayatını harcamak da ne demek? Harcamak değil, paylaşmak bence. Ama bu benim düşüncem tabii, oynadığım karakter içinse evet harcamak.
BOL BOL SENARYOYU OKUDUM
Role nasıl hazırlandınız?
Senaryoyu bol bol okudum. Vaktimi hem kendi karakterimi, hem diğer karakterleri anlamaya ayırdım. Bu noktada da özellikle karakterlerin birbirleriyle olan ilişkilerinden yardım aldım.
Ters köşe bir kadını canlandırmak size neler hissettiriyor?
Ben bu durumu öyle görmüyorum. Oyunculukta bu tür söylemler beni hep rahatsız etmiştir. Oyuncusun ve her rolü oynayabilmelisin, çaban en azından elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak olmalı. Seyirci için bir farklılık olabilir belki.
Komedi türündeki rollerin size daha çok yakıştığına inanıyor musunuz? Siz hangi türden daha çok zevk alıyorsunuz?
İyi bir dizi ya da film senaryosunda ya da tiyatro metninde yer almak zaten bir oyuncu için en güzel şey... Komedi, dram benim için fark etmiyor. Seyircinin zekasına saygı gösteren işlerin içinde yer almak istiyorum daima. Ama öyle bir sirkülasyon var ki, çoğu zaman bu imkansız hale geliyor. Çünkü çok ayağı olan işler bunlar; senaryo iyi oluyor, yönetmen yetersiz kalıyor, ikisi de iyi oluyor ama bu sefer de güçlü bir kadro olmuyor. Ya da her şey iyi derken görüntüler çamur gibi oluyor, müzik çok yüksek oluyor vs... Bitmiyor ki... O yüzden niyete, sevgiye ve saygıya sığınarak yürüyorsun yolda.
Dizilerimiz artık dünyanın diğer ülkelerinde de büyük bir merakla izleniyor. Bir oyuncu olarak bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu duyguyu yıllar önce 'Yabancı Damat'ta çok güzel ve onore edici bir şekilde yaşamıştık. Özellikle Ortadoğu'da ve Latin Amerika'da çok talep görüyor dizilerimiz. Bu talep ve beğeninin tüm dünyada, en önemlisi kaliteli bir şekilde artmasını dilerim.
YENİ BİR FİLM PROJEM VAR
Set saatleriniz uzun sürüyor. Kendinizi nasıl motive edersiniz?
İşimi yapıyor olmak benim için en büyük motivasyon zaten. Tek ihtiyacım huzur ve saygı...
Sinema filmi projesi var mı?
Ali Atay'ın yönettiği 'Cinayet Süsü' filmi bir aksilik olmazsa sonbaharda vizyona girecek. Onun dışında yeni bir sinema filminde oynayacağım bu yıl; sürpriz olsun.
'Damdaki Kemancı' oyununuz devam ediyor. Tiyatroya ilginin arttığını düşünüyor musunuz?
'Damdaki Kemancı' çok çok sevdiğim bir oyun. Muhteşem müziklere sahip, belli bir kesimin üzerinden anlatsa da hikayesi evrensel, zeka dolu bir metin. Hayranlık duyduğum bir oyun. Zorlu PSM'de oynuyor müzikalimiz. Bir işi iyi yaptığınız sürece her zaman ilgi vardır. İyi oyunlara da hep ilgi vardı zaten. İşlere gösterilen özen arttıkça, ilginin artmasını da olağan buluyorum. Tabii ki bu beni çok mutlu ediyor.
ROLLER DEĞİL HUZURLU SETLER İZ BIRAKIR
Sizde en iz bırakan rolünüz hangisiydi?
İz bırakan rol diyemem, hepsinin tadı ayrıydı. 'Yabancı Damat'taki 'Nazire'yi biraz daha ayrı tuttuğumu söyleyebilirim. Mutlu ve huzurlu set ortamları iz bırakıyor ben de, roller değil.
DİNLENME YÖNTEMİM HİÇBİR ŞEY YAPMADAN DURMAK
Yoğun bir tempo içindesiniz. Hobileriniz var mıdır?
Boş zamanlarımı gerçekten boş zaman olarak değerlendirmeyi seviyorum. Hiçbir şey yapmamayı ve durmayı tercih ediyorum. Evde, deniz kıyısında, doğada ya da dünyanın herhangi bir yerinde durmak; benim dinlenme yöntemim.
SEKTÖRÜN EN BÜYÜK GİRDABI SENARYO SIKINTISI
Senaryo sıkıntısının yaşandığını düşünüyor musunuz?
Yüzde 100! Süreler uzun, yazılabilecekler kısıtlı. Bu sektörel bir girdap, çıkmaz sokak. Kaliteyi de düşüren bir durum. O zaman da hem kendine, hem işine, hem seyirciye gösterilmesi gereken saygıdan bahsetmek imkansız oluyor.