'HAYATIMI KÜÇÜLTTÜM VE SADELEŞTİM'
Cemiyet hayatının sevilen ismi, başarılı iş insanı Beyza Uyanoğlu ile buluşup, hayat ve iş yaşamı üzerine sohbet keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Beyza Hanım, uzun zamandır sizi sosyal ortamlarda görmüyoruz. Nerelerdesiniz?
Hayatımda bazı değişiklikler oldu, boşandım ve oğlumla yoğun olarak ilgilenmem gereken, onun büyüme dönemindeydim. İnsan hayatında bazen ön planda olmayı seviyor bazen de kendiyle, arka planda kalmak istiyor. Bir de doydum sanırım bazı sosyal ortamlara. Üzerine de zaten pandemi geldi ve onun da etkisiyle hayatımı küçülttüm. Daha sadeleştim. İşimle, ailemle ilgileniyorum ve dostlarımla görüşüyorum.
Nasıl bir değişim oldu?
Sosyal ortamlara katılıyordum ve oralarda sohbet ettiğim, sosyalleştiğim arkadaşlarım vardı. Bu durum biraz sıktı, bazı samimi olmayan şeyler gördüm. Hayatımda samimiyete önem veririm. Ben de bu tarz ortamlarda bulunmayı azalttım diyelim.
Boşanma sürecinde anne olarak oğlunuzu nasıl korudunuz?
Muratcan, ilk yıl etkilenmişti, 'Neden öyle oldu?' diye sorguluyordu. Ben de "Biz senin annen ve babanız, seni çok seviyoruz, evliliğimiz sona erdi ama seninle ilgili değildi" dedim. Sonrasında başından böyle bir şey geçen her çocuk gibi alıştı.
Bir de çocuklar sevgiyi eşit alınca bir sorun olmuyor bence. Hep sevgi içinde büyümesi için çabalıyorum; aileden herkesin sevgisini, ilgisini alıyor.
Babasıyla kaliteli vakit geçiriyorlar.
Ailenizden destek gördünüz mü?
Anne babalarımız çocuklu boşanmalarda tabii ki çok savruluyorlar. Bazı şeylerin doğru gitmediğini biliyorlardı ama annem mesela "Biraz daha denesen mi acaba?" dedi. Ben de "Anne nasıl olacak ki, biz geçinemiyoruz, mutsuzuz" diyordum.
Çünkü onlar çocuğum açısından çok üzüldüler. Arkamda tabii ki durdular ama hiçbir kadın, hiçbir anne boşanmak için evlenmez ve sebepsiz yere de yuvasını yıkmaz. Bir anne boşanma kararını en son noktada alır ve karar alındıktan sonra mutlaka ailelerin de destek olması gerekiyor.
TOPLUM BASKISI OLUYOR
Yaşadığınız olaylara karşı kırgınlıklarınız var mı?
Kırgınlıklarım tabii ki var. Her yaşadığımız bir ders oluyor ve tekamül etmesini öğreniyoruz. Her şey kendi seçimlerimiz ve hiçbir şeyden pişman olmadım hayatımda. Biz anlaşamadığımız, huzursuzluk olduğu için ayrıldık. Ayrı dünyaların insanları olmaya başlamıştık. Boşanmak tabii ki kolay bir şey değil özellikle çocuk olunca çok zor. Hayat boyu çocuğumuz adına ortak kararlar almamız gerek. Boşandım, yarından itibaren istediğim hayatı yaşayayım gibi bir şey olmuyor.
Olmuyor mu gerçekten?
Kadınlar için olmuyor tabii ki. Boşandıktan sonra erkekler istediği gibi davranabiliyor ama kadınlar, bir erkek annesi de olarak üstelik, hiçbir zaman 'Kendime göre yaşayabilirim, istediğimi yapabilirim' gibi gelmedi bana. Boşanmış bir kadına her zaman bir toplum baskısı oluşuyor. Her şeyden anne sorumlu oluyor, babalar sorumlu tutulmuyor. Bir de en çok yargılayan yine biz kadınlarız.
Peki aşka kapattınız mı kendinizi? Yeniden evlilik olur mu?
Aşka kendimi kapatmadım. Oğlumun biraz daha büyümesini istiyorum, büyüdüğünde daha çok anlayacaktır. Özel hayat özeldir ve ilişkimi göz önünde yaşamak istemem.
Nasıl biriyle evlilik olabilir?
Yaşım henüz genç ama belli bir yaştan sonra yol arkadaşı, hayat arkadaşı gibi bir ilişki düşünüyorum. Ruhen anlaşmak, keyifli vakit geçirmek isterim. İlişki insana iyi gelen bir şey tabii ki. Uzun vadede ciddi bir şey neden olmasın.
40'ından sonra hayat nasıl?
40 yaş dönüm noktası. O yaşlara kadar insan savrulabiliyor ama 40'lı yaşlardan sonra belli şeyler oturuyor. Şu an hayatımda bir şeylerimi oturttum ve böyle de gider diye düşünüyorum. Huzurlu bir hayatı seçtim. Çok fazla beklentim yok. Allah gördüğümden eksik etmesin ama şu varken diğerini isteyen biri olmadım. Yurt dışında şuralara mı yerleşsem gibi bir algım hiç olmadı.
Türkiye yaşamak için çok güzel değil mi?
Vatanımız, yemeklerimiz, aile bağlarımız çok güzel ve ben çok fazlasıyla vatanseverim. Burası vatanımız, mezarlarımız burada, toprağımız, ekmeğimiz, akrabalarımız, ailemiz burada. Oğlum Muratcan da öyle olsun istiyorum. Tabii ki yurt dışına gitsin, gezsin, bir yaz kalsın o başka bir şey ama yaşamak, taşınmak mümkün değil. Ben zaten hiç yapamam, çok da mutsuz olurum. Bir hafta gidiyorum, geziyorum yeterli.
İçinizde ukde kalan yapmak istediğiniz bir şey var mı?
Evet, yemek yapmak. Yemek yapmayı bilmiyorum, bu benim içimde ukde kaldı. Oğlum için de yemekler yapmayı, ileride "Annem şunu çok güzel yapardı" demesini istiyorum. Kafaya taktım. 40'ından sonra yemek yapmaya başlayacağım.
"YARDIMLAŞMAK İÇTEN GELEN BİR ŞEY"
.
40'ından sonra hayat nasıl?
40 yaş dönüm noktası. O yaşlara kadar insan savrulabiliyor ama 40'lı yaşlardan sonra belli şeyler oturuyor.
Şu an hayatımda bir şeylerimi oturttum ve böyle de gider diye düşünüyorum. Huzurlu bir hayatı seçtim. Çok fazla beklentim yok. Allah gördüğümden eksik etmesin ama şu varken diğerini isteyen biri olmadım.
Yurt dışında şuralara mı yerleşsem gibi bir algım hiç olmadı.
Türkiye yaşamak için çok güzel değil mi?
Vatanımız, yemeklerimiz, aile bağlarımız çok güzel ve ben çok fazlasıyla vatanseverim. Burası vatanımız, mezarlarımız burada, toprağımız, ekmeğimiz, akrabalarımız, ailemiz burada. Oğlum Muratcan da öyle olsun istiyorum. Tabii ki yurt dışına gitsin, gezsin, bir yaz kalsın o başka bir şey ama yaşamak, taşınmak mümkün değil. Ben zaten hiç yapamam, çok da mutsuz olurum. Bir hafta gidiyorum, geziyorum yeterli.
İçinizde ukde kalan yapmak istediğiniz bir şey var mı?
Evet, yemek yapmak. Yemek yapmayı bilmiyorum, bu benim içimde ukde kaldı. Oğlum için de yemekler yapmayı, ileride "Annem şunu çok güzel yapardı" demesini istiyorum. Kafaya taktım. 40'ından sonra yemek yapmaya başlayacağım.
"YARDIMLAŞMAK İÇTEN GELEN BİR ŞEY"
Yardımlaşma sizin için ne ifade ediyor?
Cömertlik insanın yaratılışında olan ve içten gelen bir şey. İmkanı olup da eli gitmeyen çok insan tanıdım; hiç imkanı olmayıp da yoktan bir şeyler yapmaya çalışan çok insan da... Hiç unutmam bir kadın aramıştı, kendisine pahalı bir çanta hediye edilmiş ve bir tane öyle bir çantası var ve "Bağışlamak istiyorum" dedi. Ama bir sürü insan da vardı ki bir sürü şeyi var ama vermiyor.
En son sosyal medyada SMA'lı bebeklere yaptığınız kampanyalarınız oldu.
SMA dışındaki yardımlarımı görünecek şekilde yapan biri değilim ancak o tedaviler çok maliyetli. Mecburen toplumsal farkındalık yaratmak gerekiyordu ve üst mercilere kadar özel ricalarda bulundum. Tüm tanıdıklarımdan rica ettim, herkesin kapısını çaldık ve üç tane SMA'lı bebeğin tedavisinde katkım oldu. Durumları da çok iyi.
İşleriniz nasıl gidiyor?
İşler çok şükür yoğun ve güzel... En son Nişantaşı'nda Lotus projemizi yaptık ve şu an kiralamalar, hareketlilik başladı. Otelimizde de hareketlilik var, turizm gerçekten ülkemizde iyi. Neslişah Düzyatan ile kurduğumuz dekorasyon markamız Bey-Şah için de daha fazla vakit ayıracağız.
İş hayatında kendinizi başarılı buluyor musunuz?
Başarılı buluyorum çünkü bizimki aile şirketi. Ben babamla çalışıyorum ve onun sağ koluyum. Babama destek olabilmek, onun yanında olmak, ona katkıda bulunabilmek benim için en büyük başarı. Bu anlamda bakarsak evet başarılı buluyorum.