Arya ve Zeynep Mira adında iki kız çocuğu babası Berkay, Babalar Günü'nde duygu ve düşüncelerini anlattı... Baba olduktan sonra daha sakin biri olduğunu söyleyen Berkay, "Kaygılarım derinleşti" dedi.
■
Babalar Günü sizin için ne ifade ediyor?
Aslında Babalar Günü benim için her özel gün gibi hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü bu tarz özel günlerde hatırlanması gereken kişiler ya da olaylar; her gün hatırlanmalı, sayılmalı, sevilmeli, kıymetini bilinmelidir. Bir anneye, babaya, kadına, çocuğa verilen kıymet bir günle sınırlanamaz.
■
Babalık size neler kattı? Hangi huyunuz değişti? Kaygılarınız arttı mı?
Olaylara bakış açım tamamen değişti. Fevriliğin, alınganlığın ya da tahammülsüzlüğün yerini sakinlik ve anlayış aldı diyebilirim... Kaygılarım ise daha derinleşti. Önceden yeterli gördüğüm şeyleri şu an için yeterli görmüyorum her açıdan. Kendimi maddi manevi daha fazla güçlendirmek zorunda hissediyorum. 'Biliyorum, öğrendim, tamam' dediğim hiçbir şey aslında yolun sonu değilmiş. Kızlarım olduktan sonra bilgi ya da bilmek ucu görünmez hale geldi ve elimden geldiğince de kendimi geliştirmeye çalışıyorum her konu hakkında. Kaygılarım yüzünden daha çok çalışıyorum, kendimi büyütmek ve geliştirebilmek için.
'HEPİMİZE BULAŞACAK'
■
Koronavirüs sizde baba olarak hangi korkuları ortaya çıkardı?
Ben bu virüs ile alakalı
konuya hakim birçok arkadaşım
ile bolca konuştum,
fikirler aldım. Tabii ki okuyup
araştırdım da. Sonuç
olarak bu bir grip virüsü ve
er ya da geç hepimize bulaşacak.
Asıl önemli olan bu
virüse karşı hazır olmamız.
Bağışıklık sistemimizi hep
güçlü tutacak şekilde hareket
etmemiz kendimize iyi
bakmamız gerekir, sigara
içmemek de şart. Ben bunların
hepsini yapmaya çalışıyorum.
Çevremdeki herkese
de elimden geldiğince motive
kaynağı olmaya çalışıyorum.
Şu durumda söz konusu
olan diğer önemli husus
da, hastalığın yayılış hızını
en aza indirip sağlık sisteminin
çökmemesini sağlamaktı;
o da şükür oldu. Muhakkak
bir süre daha dikkatli olmak
gerekecektir. Dediğim gibi
bu bir grip virüsü ve
bununla bir süre daha
yaşamayı öğrenmek
zorundayız. Allah herkesin
yardımcısı olsun.
■
Kızlarınızın müzisyen olmalarını ister misiniz?
Kızlarımın müzisyen
olmalarından ziyade, bir
müzik aleti çalmalarını çok
isterim. Çünkü konu her ne
olursa olsun canınızı sıkan
bir durumda bir müzik aleti
ile baş başa kalarak bütün
öfkenizi, hüznünüzü, mutluluğunuzu
paylaşabilir ve
kendinizi sakinleştirebilirsiniz.
Arya'nın aşçı, Zeynep'in
iç mimar olmasını çok isterim.
Çünkü Arya yemek
yemeği acayip seviyor. Zeynep
ise iç mimar olsun
çünkü ben mimarlığa çok
meraklıyım, hoşuma giderdi.
Ama asıl önemli olan kendileri
nasıl mutluysa o meslek
dalında başarılı olsunlar.
Ben gücüm yettiğince hep
arkalarında olacağım Allah
izin verirse.
'EN ÖNEMLİSİ ŞÜKÜR'
■
Kızlarınızı yetiştirirken nelere dikkat ediyorsunuz?
Her şey şükür ile başlıyor.
Mesela ben iki hafta önce
kolumu ikinci kez aynı yerden
kırdığımda "Allah'ım
beterinden korusun, vardır
bunda da bir hayır" dedim.
Aslına bakarsanız ben Yaradan'dan
bana gelen her şeye,
düne, bugüne, bilemediğim
yarına hep şükrediyorum.
Kızlarım şükretmeyi,
Allah korkusunu, anne-baba,
kardeş sevgisini, saygısını,
büyüğüne küçüğüne doğru
davranmayı, paylaşmayı,
kendilerine ve başkalarına
saygı duymayı öğrenecek.
En önemlisi vatanını, dilini,
dinini, bayrağını, vatan toprağının
her karışını, ezanını
koruması gerektiğini bilecek.
Ülkesine, bayrağına
cumhuriyetine bağlı, vicdanlı,
ahlaklı, güçlü olacaklar
inşallah.
'NAZARA KARŞI BOL DUA OKUYORUZ'
■
Kızlarınız ile inanılmaz güzel diyaloglarınız var. Sosyal medyanızdan paylaşıyorsunuz. Nazardan korkmuyor musunuz?
Şükür kızlarımla diyaloğum
harika. Bahsettiğiniz nazar
grubu dışında bir de bizim
sevenlerimizin maşallahının,
dualarının ve tebessümlerinin
olduğu bir grup var. Gerek
onların, gerek benim ve eşimin
duaları nedeniyle, en
önemlisi Allah'ın gördüğü ve
koruduğu kulları olarak içimiz
son derece rahat. Zaten dediğim
gibi eşim ve ben sürekli
dua okuyoruz kızlarımıza.
■
Kaç çocuğunuzun olmasını istersiniz?
Ben kalabalık aile seviyorum,
kalabalık ailede
olmaktan mutlu oluyorum.
Bir hastaneye düştüğünüzde
eşinizin eşiniz sizi üç-dört
çocuğunuzla beklemesi bir
güç kaynağıdır. Allah korusun
tabii ki.
Şu an Allah bağışlasın iki
kızım var zamanı geldiğinde
üçüncü çocuğu istiyoruz
Özlem de, ben de. Doğru zamanda
Allah nasip ederse bir
bebek daha düşünüyoruz.
'TEK DİLEĞİM SAĞLIK SİSTEMİMİZ ÇÖKMESİN'
■
En çok sahne yapan sanatçılardansınız. Üç aydır evdesiniz, nasıl hissediyorsunuz?
Şu an biraz karamsarım.
Çünkü dediğim gibi bu bir
grip virüsü. Tek dileğim sağlık
sistemimizin çökmemesi.
İnşallah atlacağız, Allah izin
verirse bunun ilacı, aşısı
bulunduğunda her şeyin toparlanacağını
düşünüyorum.
Bunun için zamana ihtiyaç
var. Konser vermeyi çok
özledim. İyi şeyler olmasını
temenni ediyorum.
'MÜZİSYENLERE DESTEK OLMAK GEREK'
■
Bazı sanatçılar pandemide 'Geçinemiyoruz' dediler. Bu açıklamaya ne diyeceksiniz?
Ben çalışma hayatımın son 7 yılında yatırımlar
yaptım, hele ki kızlarım olduktan sonra
daha da çok yapmaya çalıştım. Dolayısıyla
kızlarımın şansından dolayıdır belki, yaptığım
yatırımlarla da mantıklı kazançlar elde ettim.
Benden ziyade benimle birlikte çalışan 28-
29 kişi var, yevmiye ile çalışan insanlar. Onların
da çoluk çocuğu, ailesi, ödemek zorunda
olduğu borçları var. Geçinmek zorundalar.
Kendimden ziyade bu zamanda hep onları
düşünüyorum. Çalıştığım insanlara elimden
geldiğince sahip çıkmaya çalıştım, maddi manevi.
Ama bu süreç kısa bir süreç değil. Benim
desteğim ne kadar yeter onu da bilmiyorum.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Yeditepe
Konserleri yapıldı ve bir şekilde müzisyenlere
destek oluşturulmaya çalışılıyor. Bu da çok
güzel bir hareketti. Ülkemizdeki telif yasası
yeterli bir biçimde yerine otursa inanın müzisyenler,
söz-müzik-beste yapan arkadaşlarım
kimseye muhtaç olmadan çok daha iyi kazançlar
elde edebilir. Müzisyenlik işinin artık
iş olarak görülmesini istiyorum. Çünkü her
ne olursa olsun ilk başta müzik susturuluyor
ancak bu işten ekmek yiyen 5 milyonu aşkın
insan var.