Dört sezondur atv'de yayınlanan 'Beni Bırakma' dizisinin başrolü Esengül Aypek, Laurentius dergisine konuştu... Türkan Şoray'a benzerliğiyle dikkat çeken oyuncu, başarı hikayesi ve hayallerini anlattı.
■
Oyunculuğa ilk nasıl adım attınız?
Oyunculuğa ilk adım atışım henüz bebekken ebeveynlerime istediklerimi yaptırmak için ağlama rolü yaparak oldu. Yani aslında herkes gibi doğar doğmaz oyunculuk yapmayı öğrenmiş oldum. Yerinde duramayan, enerjisini atsın diye ailesinin her tür kursa yazdırdığı, ağacı, kuşu gördüğü her şeyi taklit eden bir çocuktum. O zaman ki Türkçe öğretmenim, "Bu enerjiyi yönlendirecek çok güzel bir alan buldum sana, gel seni tiyatro kulübüne alalım" dedi. Ve sahneye ilk kez 12 yaşımda adım attım. O an büyülendim.
■
Ankara'da günlük dizi çekmek zor mu?
Günlük dizi temposu inanılmaz. Her gün yaklaşık 12 saat kamera karşısında olduğunuzu düşünün, sürekli bir aksiyon ve yetiştirme telaşı... Dakik ve disiplinli olmalısınız, çok iyi ezber yapmalısınız. İlk zamanlar nasıl zorlandığımı anlatamam. Kendimi çok donanımlı bir eğitimin içinde buldum; diksiyondan ezbere... Tıpkı bir üniversite daha okuyormuş gibi her şeyi tek tek öğrendim. Bana kattığı artıları sayarak bitiremem.
■
Şehre alışabildiniz mi?
Ben aslen Ankaralıyım, eğitimimi burada tamamladım, ailem Ankara'da yaşıyor ve ne şanslıyım ki ilk projem Ankara'da oldu. Ankara'nın düzenini ve sakinliğini seviyorum. Fakat İstanbul bambaşka. Büyülü bir şehir. Ayrıca tarihe olan tutkum da beni İstanbul'a bağlayan nedenlerden biri. Her yer tarih kokuyor İstanbul'da.
■
Bu kadar yoğun tempoda kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Çok zor oluyor. Ama yıllar içinde fark ettim ki bir saat de olsa kendine o vakti bulup ayırmazsan, direncin git gide azalıyor. Son 3 yıldır pilates olmazsa olmazlarımdan. Ne kadar yorgun olursam olayım; mutlaka 1 saatimi ayırırım; hem zihinsel, hem de bedensel olarak tam bir detoks benim için. Bunun yanı sıra uyumadan önce mutlaka kitap okurum.
■
Türkiye'de en beğendiğiniz oyuncular kim?
Son dönemde çok farklı yüzler ve oyunculuk teknikleri izlemeye başladım Türkiye'de. Bu durum beni çok mutlu ediyor. Özellikle takip ettiğim bir oyuncu yok. İşim gereği hemen hemen her şeyi izlemeye çalışıyorum. Benim oyunculuktaki hedefim her zaman kendimin bir üstüne çıkabilmek, yarışım da, derdim de kendimle. Daha izlenecek çok film, okunacak çok kitap ve öğrenilecek sonsuz bilginin olduğu bir yoldayım. Kısaca hedefim, her gün yeni bir şey katabilmek kendime ve oyunculuğuma.
■
Sosyal medyayla aranız nasıl? Fotoğraflarınızda fotoşop uyguluyor musunuz?
Sosyal medyayı seviyorum, tabii hayatımda çok büyük bir yer kaplamaması kaydıyla. Fotoğraflarda fotoşop tercih etmiyorum. Çünkü zaten insanlar haftanın her günü ekranda yüzümü görüyor, başka biri gibi paylaşım yapmak sadece kendimi kandırmak olur galiba.
KENDİMİ DAHA OLGUNLAŞMIŞ HİSSEDİYORUM
■
Son bir senedir hayatımızda Covid-19 var, neler yaşadınız bu süreçte?
Bilim kurgu filmlerinde
izlediğimiz senaryoları
yaşarken bulduk bir anda
kendimizi. Başlangıçta durumun
şokuyla tüm hayatımı
bir anda durdurdum. Ne
yapacağımı bilememek, belirsizlik,
korku, psikolojimi
etkiledi. Aylarca ailemden
ayrı evden hiç çıkmadan
yaşadım. Bu sürecin bana
katkısı olmadı diyemem;
yemek ve temizlik yapmayı,
yalnız yaşamayı öğrendim.
Mental olarak daha
olgunlaşmış hissediyorum
kendimi.
TÜRKAN ŞORAY'A BENZETİLMEK ALDIĞIM EN GÜZEL İLTİFAT
■
Yüz hatlarınız Türkan Şoray'ı andırıyor...
Hayatımda duyduğum en güzel
iltifat Türkan Şoray'a benzetilmek
olabilir. Çok büyük bir gurur. Evet
söyleyenler oluyor ve her seferinde
beni havalara uçuruyor bu
benzetilme. Dilerim oyunculuğum
da bir nebze bile olsa ona benzeyebilir.
Ben çok kuralcıyımdır.
Fakat oyunculukta kurallara bağlı
kalmanın karakter alanımı kısıtlayacağını
düşünüyorum.
TV HİÇBİR ZAMAN BİTMEZ
■
Son dönemlerde televizyon eski gücünü kaybetti mi?
Gelişen teknolojiyle birlikte
yeni bir mecramız daha
oluştu. Dijital platformlardan
yana şikayetim yok. Artık
dizilerimiz ve filmleriz çok
daha kolay bir şekilde, dünyanın
dört bir yanında izlenebiliyor.
Televizyona gelince,
ben televizyonun biteceğini
düşünmüyorum. Nasıl ki hâlâ
radyo dinliyor, tiyatroya ve
sinemaya gidiyorsak; evimizde
TV'lerin de açık kalmaya
devam edeceğini düşünüyorum.