Türk popunun önde gelen isimlerinden Bendeniz, bir döneme damga vurmuş şarkılarından oluşan 'Best Of' albümünü müzikseverlerle buluşturdu. Şarkıcının 'Ya Sen Ya Hiç', 'Güvendiğim Dağlara', 'Ağlayayım mı', 'Müjdeler Ver' gibi klasikleşmiş parçalarından oluşan çalışma, kısa zamanda en çok satılan albümler arasındaki yerini aldı. İlk günkü imajını korumayı başaran güzel şarkıcı, GÜNAYDIN'a konuştu...
- Bu kadar ilgi bekliyor muydunuz?
Bekliyordum açıkçası. 25 yıllık bir emek var sonuçta. Hem beni özleyenlere ulaşmak, hem de yeni jenerasyonun duygu yoğunluğu yüksek gençlerini kendimize çekmek istedik.
- Yeni jenerasyonu yakaladığınızı düşünüyor musunuz?
Yakalanacaklar. O zehri yavaş yavaş vereceğim onlara. (Gülüyor) Elbette aşk yaşayacaklar, acı çekecekler.
Ama önceki aşklar gibi yaşayabilirler mi onu bilemem...
- Neden öyle dediniz?
Çok değişti her şey. Dünya değişiyor maalesef. Elimizdeki cep telefonu bizi yönetiyor. Ben bundan inanılmaz rahatsız oluyorum. Sosyal medyada yaşanıyor her şey. Arkadaşınla yemeğe gidiyorsun, suratına bile bakmıyor.
Kaç arkadaşımı öyle masadan kovdum.
Ben duyguların derdindeyim, duyguların dili olmaya çalışıyorum. Maalesef duygularımız da dijitalleşiyor. Duygu sendromu yaşıyoruz, büyük bir duygu boşluğu var.
BENİM IQ'UM 156
- Bu yüzden yeni şarkılar çıkmıyor belki de...
Yeni şarkı niye çıksın ki! Satacakları insan yok. Kime yapacaksın şarkıyı?
Bu kafada sanat olmaz. Sanat dediğin şey; yaratıcılık ister, sabır ister. Bekleyeceksin, acı çekeceksin... Bana diyorlar ki 'Neredeydiniz?' Bir şey yaşayacağım ki, bir şey çıksın ortaya. Hayatın içinden geçmem lazım. Şirkete gidip geleyim, televizyona konuşayım, sokakta beni çeksinler; sanat bu değil ki. Bırak da zaman geçsin aradan.
Yoksa ben bilmiyor muyum şarkı yapmayı?
156 IQ'um var benim. Kafam bunlardan çok daha iyi çalışır.
'Bu şarkı tutmuş, ben de öyle bir şarkı yazayım' desem beş dakikada yazarım ama huzursuz olurum. Yazmış olmak için yazmam.
Yaşanmışlık olması lazım.
ŞARKILARIM 10 DAKIKADA ÇIKIYOR
- Şu anki müziği pek beğenmiyorsunuz anlaşılan...
Oradan iki nota, şuradan üç söz alayım; bir şarkıdan 10 şarkı üreteyim kafası var. Sonuç; birbirinin kopyası onlarca şarkı. Böyle fabrikalaşırsak vay halimize! Duygularımı tatmin eden şey, bu zamanın müziği değil. Ben mesela radyo bile açmam. Evimde televizyondan müzik dinlenmez. Neden biliyor musun? Kafamı onlarla meşgul edersem bu durum üretimime yansır.
Olur ya; bir şey yazarsın, başka bir şeye benzer, bunu istemem. Ben özel şarkı dinlemeyi seviyorum. Kendimle olduğum zaman da hafif müzik dinlerim.
Eve misafir geldiğinde onlara da müzik açmam. "Oturup sohbet edelim, ne müziği?" derim.
- 25 yıl önceki Bendeniz'le şimdiki arasında ne fark var?
Çok büyük bir fark olduğunu sanmıyorum.
Çocuk ruhumu hiç kaybetmedim ben. 40-45 yaşlarında oturan bir kadın olayım diye hiç düşünmedim.
Muzır velet hâlâ içimde yaşıyor.
Bu, bence hiç kaybedilmemesi gereken bir şey. Özellikle yaratım süreci gereken mesleklerde bu ruhu hiç kaybetmemek gerekiyor. Bu nedenle çocuk ruhuma sahip çıktım. Bu ruh, şarkı söylerken de bana enerji veriyor.
- Nasıl yazıyorsunuz şarkılarınızı?
10 dakikada yazıyorum şarkılarımı. Mesela 'Günahlar' şarkısını da 10 dakikada yazdım.
Duygusu çok yoğun olan ve melodisi hiç eskimeyecek bir şarkıdır.
O duygu ummadığın bir anda geliyor. Böyle şarkılar hiçbir zaman unutulmaz, klasikleşir.
Mesela çok sevilen 'Ağlayayım mı'yı da 16 yaşında yazdım.
- Herkesin 90'lara bir özlemi var.
Neden sizce?
Çünkü aradıkları şeyi bulamadılar.
O yüzden 90'ları arıyorlar. Her şeyin bir altın çağı var. 90'larda yeni aranjörler, sözü yazan, müziği yapan üretici insanlar çıktı. Ben de onlardan biriyim.
Şarkılar değil sadece, 90'larda klipler de farklıydı. Geçenlerde Emel Müftüoğlu'nun 'Hovarda'sını izledim, bildiğin film. 'Gönül Yareler İçinde' klibimiz de film tadında.
- O dönem Tarkan, Mustafa Sandal, Kenan Doğulu, Serdar Ortaç, Sertab Erener gibi isimler vardı. Rekabet yok muydu hiç?
Bu saydığın isimler hâlâ Türk pop müziğinin mihenk taşları. Rekabetin olması gerektiği dönemler vardı ama o pasta o kadar büyüktü ki; hem dinleyiciye, hem sanatçıya, hem de yapımcıya yetti. Herkes payını alıyordu. O zamanın değer yargıları da çok farklıydı.
Herkes birbirine yardım ederdi, destek olurdu. Çünkü biri yükselirse sen de yükseliyordun. Şimdiki devir 'Hiç kimse yükselmesin, ben yükseleyim' devri.
SAÇIMI TOPLAYINCA BENİ KİMSE TANIMIYOR
- İmajınız da hiç değişmedi...
Zaten imaj konusu benimle gündeme geldi. 'Bendeniz saçı' diye bir olgu oluştu. 45 yaşına geldim, saçım hâlâ aynı. 2011'de çok radikal bir değişiklik yapmıştım, çok da hoş olmuştu. Ama son iki senedir o kadar çok baskı vardı ki, artık bunaldığım için bu saçı yaptırıyorum. Başka saça izin vermiyorlar çünkü. Bir gün saçımı topladım, şapka taktım. Her zaman gittiğim yerdeki adam tanımadı, içeri almadı beni. Hemen saçımı bu hale getirdim; o zaman tanıyıp aldı içeri.
Yeni nesle Bendeniz şarkıları aşılanmalı
- Yeni şarkı çıkarmanızı bekleyenler de var...
Benim şarkılarım hazır ama ben 70 yaşında mı 'Best of' yapacağım? Ben başkaları gibi 30-40 yaşında bu işe başlamadım, 20 yaşındaydım. Şu anda yeni nesli yakalamam gerekiyor. Bu nesle Bendeniz şarkılarının aşılanması lazım.
- Neden şarkılarınızı öğrensinler?
Sen birinci sınıfı okumadan nasıl ortaokula geçeceksin? İlkokulu bir okusun, ona geleceğiz. Müzikte çok büyük boşluk var. Hatta bugünü unutma, bu boşluktan arabesk bile patlayacak. Ben sokaklarda duymaya başladım. Artık insanlar isyan ediyor ama duyan yok.
FUTBOL OYNADIM ATLETIZMDE DE DERECEM VAR
- Yemek yapar mısınız?
Tabii. Yemek yapmakla bozdum kafayı. Yemek kursuna gidip sertifika bile aldım. Şef oldum.
- Restoran açmayı düşünüyor musunuz?
Açacağım ama burada mı, yurt dışında mı ona karar veremedim.
- Zamanında Dostlukspor'da futbol oynamışsınız..
Evet, yurt dışında da oynadım, forvettim. Çok iyi futbol oynardım.
Bir dönem basketbol da oynadım. Atletizmde de İstanbul üçüncülüğüm var.
- Şarkıcı olmasaydınız ne olurdunuz?
Ya sporcu olurdum ya da yazar.
- Sizinle ilgili bilmediğimiz başka bir şey var mı?
Resim yapıyorum. Yaratımla alakalı her şeyi çok seviyorum.