Şarkıcı İrem Derici, 'Sabıka Kaydı' adlı yeni albümünü kısa süre önce yayınladı. Yaz biterken 14 yeni şarkıyla hayranlarının karşısına çıkan Derici ile hem bayramlaşmak, hem de yeni albümünü konuşmak için Bostancı Gösteri Merkezi Lunaparkı'nda buluştuk.
Albümün çıkış şarkısı 'Ben Tek Siz Hepiniz' parçası ve klibiyle gündemde olan ünlü şarkıcı, GÜNAYDIN'a samimi açıklamalarda bulundu...
'Sabıka Kaydı' için olgunluk dönemi albümünüz diyebilir miyiz?
Albümde 14 şarkı var; Gökhan Şahin ve Sinan Akçıl gibi baştan beri hayatımda olan müzisyenlerle çalıştım. Nehir Kıyıcı, Bedük ve Osman Çetin'le ise ilk defa çalıştık. Kasım ayında, sektöre gireli tam altı yıl olacak. Daha önce hep babamın seçtiği şarkılarla yol aldım. O da konservatuvar mezunu ama reklamcılık bakış açısı da olduğu için neyin tutacağını iyi biliyor. Ama ben istediğim şeyi tam olarak yapamamıştım. Bu kez şarkıların hiçbirini babama dinletmedim. Şimdi bana gülüp 'İrem, senin saçlarını yolacağım!' diyordur.
HERKESTEN NEFRET EDİYORDUM
Peki ismi neden 'Sabıka Kaydı?'
Zaten hepimiz sabıkalıyız. Hastaneye düşmeden önce kaydettiğim bir şarkı var; beni tekrar hayata bağlayan 'Ben Tek Siz Hepiniz'. Gökhan Şahin, telefonları açmadığım, evden çıkmadığım bir zamanda beni aradı. Bir tek onun telefonunu açasım geldi. "Senin neyin var? Aklıma düştün" dedi. "Herkesten nefret ediyorum. Hepiniz mi enerjiksiniz, hepiniz mi aşıksınız, zenginsiniz, ünlüsünüz? Bir tek ben mi mutsuzum?" dedim. Yedi-sekiz gün sonra 'Ben Tek Siz Hepiniz' şarkısının sözleri geldi. O zamana kadar hep pembe aşk şarkıları söyleyen, düğün dernek kadını İrem vardı. Aslında içinde katran gibi bir İrem saklıydı. İşte onu bu albümle saldım.
Bu albümden sonra artık kendi bildiğinizi mi okuyacaksınız?
Ölene kadar baba, eş, dost, herhangi birinin boyunduruğu altında olmak istemem. Üç-dört konser veriyordum. Eve gelince ayaklarım kan revan içinde oluyordu. Kendi kendime "Niye ya?" diyordum.
Aşk size ne ifade ediyor?
Aşk işte... Bu sıcakta aşk olur mu?
Neden, mevsimi mi var bunun?
Aşk beni har vurup harman savurdu. Bu yüzden ilk defa bir senedir yalnızım. Liseden itibaren hayatımda hep biri vardı; maksimum bir-iki ay ara veriyordum. Küçük yaşta annemle babam ayrıldığı için mi böyle oldu? Sevgiye mi muhtacım? Belki hepsi, belki de hiçbiri... Birini beğenirsem hemen araştırma yaparım. Kaç yaşındadır? Hangi burçtur? Ne okumuştur? En sevdiği müzik grubu hangisidir? En çirkin liseli hallerimde bile, kimi hedefe koyduysam onu elde ederdim. Mesela lisedeyken bütün kızlar Leonardo DiCaprio'ya yanıp tutuşuyordu. Okula da Leonardo'nun ikizi gibi bir oğlan gelmişti. Bana dönüp bakmasının imkanı yoktu. Fakat o çirkinlikle bir haftada onu kendime aşık ettim. Bendeki şeytan tüyü değil, şeytanın istenmeyen tüyü! Çünkü bir haftada kendime aşık ediyorum, sonra çok kısa sürede illallah ettiriyorum. Normal insanların üç-beş senede yaşayacağı şeyleri, ben iki-üç aya sığdırıyorum.
Filmlerdeki gibi mutlu bir evliliğiniz ve çocuklarınız olsun istemez misiniz?
Bana çocuk mocuk deme, evlilik de deme! Bir kere evlendim, boşandım. 'Nasıl bir şey ya bu?' diye merak ederek evlendim. Küçüklüğümden beri bütün arkadaşlarımda tektaş hastalığı vardı. Ben 'Büyüyünce nasıl ünlü olacağım?' diye plan yaparken onlar doğmamış çocuklarına don biçerdi. "Nasıl bir his bu?" dedim ama sonra baktım ki bir değişikliği yok. Babam üç kez evlendi, üçüncü evliliğini yapalı 20 sene olacak. '40 bin kere dünyaya gelsem, yine son evliliğimi yapmak isterim' diyor. Yani aşkı bulan buluyor.
ANNEM DE BOYKOT EDİYOR
Şu an aşk hayatınız ne durumda?
Çok yordum kendimi, mahvettim. Kendime, "İrem tek başına kal" dedim. İlişki yaşarken, bir süre sonra kelimelerim ve esprilerim, o an birlikte olduğum adama benziyor. Aslında ben sapyoseksüelim; yani kaslara değil, zekaya aşık oluyorum. Birisi bana benim düşünemeyeceğim bir espri yapsın, onunla nikah kıyarım! Öyle bir espri yapar ki, 'Benim niye aklıma gelmedi!' diye kıskanırım. İşte o zaman heyecanlanıyorum, yani benim hormonlar beyinde. Ama karşıma öyle sapyoseksüelliğimin şahlanacağı biri pek çıkmıyor. Zaten gitgide içime kapandım. Ne uğraşacağım şimdi; sıfırdan kendini tanıt, adamı tanı, ailesini tanı, yemeğe çık... Artık öyle bir gücüm yok. Derici'ye bir süre mola çünkü kafamı toplamam ve ilişkide bulunduğum kabın şeklini almamam lazım. Bu kez hedef belirlemek değil, birinin hedefi olmak istiyorum. Ya da bir kere filmlerdeki klişe gerçek olsun; çarpışalım, kitaplarımız düşsün, beraber kaldıralım...
Gündeme değinirsek... Türkiye ekonomisi üzerine oynanan oyunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir yatırımım yok; evim yok, dolarım yok, sadece bir arabam var. Babamın evini satıp iki klip çekmiştim. Şimdi YouTube üstünden yaşarım ama yarın aç kalırsam? Tek güvencem annem; onun evindeki odam duruyor. Yaptığı şeylerin dekontunu paylaşanlardan değilim. Gizli kahraman olmak inanılmaz bir şey. Devlet büyüklerimiz, memleketimiz için en iyisini biliyordur. Türkiye ne arbedelerden çıktı, neler atlattı... Her gecenin bir sabahı var. Annem de kendi çapında boykot ediyor; bana "Kurukahveci Mehmet Efendi kahvesi iç" diyor. Keşke elimden bir şey gelse ama dolarım yok.
KENDİME BEBEK GİBİ BAKIYORUM
Geçen yıl geçirdiğiniz rahatsızlık size ne öğretti?
Bana hiçbir şey olmayacakmış gibi yaşıyordum. Plan program yapmadan, her gün son günümmüş gibi... Sonra Allah bana tokadını tersinden vurdu! Bu bir senede toparlandım; artık kendime bebek gibi bakıyorum. Bu süreç bana sakin olmam gerektiğini öğretti. Sürekli son metroya yetişir gibi manasızca koşturuyordum. İnsanlar adına, bir hiç uğruna kendimi heba ediyordum. Aslında turboya takıp yaşamanın gerekli olmadığını öğrendim. Yoğun bakımda tek başıma kaldım; ekran arkasında annemi, babamı maskeyle görüyordum. Orada sürekli düşündüm, sonra bedenimi toparladım.
Peki psikolojiniz nasıl etkilendi?
İnsan en yakın arkadaşına, hatta kendisine bile itiraf edemediği şeyleri psikiyatristin yönlendirmesiyle öyle bir söylüyormuş ki, hayret ettim. Bana çok iyi geldi. 31 yaşında frene basmayı öğrendim. Annemle hep kedi-köpek gibiydik. Hastalıktan sonra annemle inanılmaz derecede iyiyiz. Hatta onsuz nefes almak istemiyorum. İlk defa en yakın arkadaş gibi dertleşir olduk.
Maymun gibi herkesi eğlendiririm
Eğlenceli bir tipim, bu konuda kendimi hep kullandırdım. Bir masada muhabbet sıkıcı olunca beni ararlardı. Ben de gidip maymun gibi onları eğlendirirdim. Bir de deli gibi tatil planı, programı yaparım. Tur rehberi bile öylesini yapamaz! Evimin her yeri post-it'lerle doludur. 'Konser valizi', 'Okuyacağım kitaplar' diye hepsini ayarlarım.