Almanya'nın vize engeline takılan birçok Türk sanatçımız oldu bugüne kadar. 2013'te Şebnem Ferah vize kısıtlaması yüzünden konserlerini iptal edince medyada geniş yer almıştı hatta. Aradan altı yıl geçmesine rağmen Almanya, sanatçılara yönelik uyguladığı vize prosedürünü ne esnetti, ne de iyileştirdi ne yazık ki. Geçtiğimiz günlerde İsmail Türüt de benzer bir vize kısıtlaması yaşadı. Yalnız Türüt'ün karşılaştığı durum biraz daha ilginç. Düşünün; iki gün arka arkaya konseriniz var ve Almanya size sadece iki günlük vize veriyor. Şaka gibi değil mi? Ama ne yazık ki gerçek. Ben de hem yaşadığı vize kısıtlamasını, hem de bir sanatçı olarak neler hissettiğini öğrenmek için İsmail Türüt'le konuştum...
'ONURUMA DOKUNDU'
Son derece onur kırıcı bir muameleyle karşılaştığını belirten Türüt; "Demokrasi ve insan hakları deyince mangalda kül bırakmıyorlar ama gerçek böyle değil" dedi. Almanya'nın sanat ve sanatçıya asla değer vermediğini düşündüğünü belirten Türüt, sözlerine şöyle devam etti:
"Trabzonlu hemşerilerimin düzenlediği iki organizasyona davet edildim. Almanya Konsolosluğu'na vize talebinde bulundum. Oğluma ve saz ekibime altı ay, bana iki gün verdiler. Ben zaten Almanya'da iki gün konser verecektim. Dalga geçer gibi bana iki günlük vize verdiler. Vize masrafı olarak 1000 Euro para verdim. Bizim pasaportlarımızı kontrol eden Alman polisi de tesadüfen Türk çıktı. O bile bana bu yapılana 'Rezillik' dedi. Sadece bu da değil. Esas canımı sıkan, bana vize vermeden iki gün önce görevliler konserlerden birini düzenleyen derneğin başkanını arıyorlar ve 'İsmail Türüt'e kefil olur musunuz?' diye soruyorlar. Bu benim insanlık onuruma dokundu. Bu muameleyi Avrupalı sanatçılara yapıyorlar mı? Türkiye'ye 'Ayrımcılık yapıyorsun' diye eleştiride bulunan ey Avrupa, esas ayrımcılığı sen bize yapıyorsun. Ne demek kefil olur musun? Ben Türk sanatçısıyım, sizin koruyup kolladığınız, hain terör örgüt üyesi miyim? Ben bu işin peşini bırakmayacağım. Gerekirse dava açacağım. 35 yıllık Karadeniz türkülerine hizmet etmiş emekçi bir müzisyenim. Vatan hasreti çeken, ülkesini ve bayrağını seven bu milletin evlatlarının az da olsa vatan hasretini gidermek için gidiyorum Almanya'ya. Türk pasaportu taşıdığım için sadece bana değil, ülkeme de yapılmış bir ayıptır bu. Ben hayatım boyunca ırkçı olmadım. Irkçılığın zirve yaptığı yer Avrupa. Tüm dünya görüyor mültecilere nasıl davrandıklarını. Tarih boyu vatanından kovulanlara kapılarını açan bir ecdadın torunlarıyız. Gurur duyuyorum ülkemle."
ZULÜMÜN DÜŞMANI
Bunun ilk olmadığını, üç yıl önce de Almanya'da konserinin engellendiğini belirten Türüt, şunları söyledi:
"Üç yıl önce Almanya- Türkiye işbirliğinde bir konser yapıldı. Büyük bir konserdi. Alman Mahkemesi'nden alınan kararla 'İsmail Türüt bu konsere katılamaz' denildi. Ben Almanya'ya gitmeme rağmen sahneye çıkamadım. İsrail ve Ermeni düşmanı olduğum gerekçesiyle alınmış bu karar. Ben ne İsrail, ne Ermeni düşmanıyım. İnsanlara zulüm edenlerin düşmanıyım sadece. Milliyetçi bir insanım. Çıktığım her konserde Türk bayrağı vardır. Benim kanıma dokunan Almanya sokaklarında terör grupları simgeleriyle rahatça dolaşırken benim Almanya'ya sokulmak istenmemem. Terör örgütleri Avrupa'da baş üstünde tutulurken benim gibi Türkiye sevdalısı birine konser verdirmemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu hem çok ayıp, hem de çok onur kırıcı bir tavır."