Türk halk müziğinin efsane ismi Bedia Akartürk, GÜNAYDIN'a özel açıklamalar yaptı. Mesleğinin 60'ıncı yılını dolduran 76 yaşındaki sanatçı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın türkülerimize çok değer verdiğini, bir liderin türkülerimize sahip çıkmasının çok önemli olduğunu dile getirdi.
Müzikte 60 yılı geride bıraktınız...
Güzel günlerim de oldu, üzücü günlerim de... Müzik çok küçük yaşlarımdan itibaren hayatımın içinde.
Musiki Cemiyeti ile başladım, sonra İzmir Radyosu ile devam ettim. Konservatuvara gitmedim ama tüm eğitimimi İzmir Radyosu'nda aldım. Sahne hayatım çok sonra başladı. Ankara Radyosu'na girdiğimde konserler de vermeye başladım. Müzik için çok fedakarlıklar yaptım. Evimi hiç ihmal etmedim ama çocuklarımdan daha çok türkülerin üzerine titredim. Her şeyin önüne türkülerimizi koydum.
Anadolu'muzda zengin bir türkü hazinesi var...
Çok zengin ve daha keşfedilmemiş bir o kadar da türkümüz var. O türküler halkımızın kederini, neşesini, ağıtlarını dile getiriyor. Hayatım boyunca bu güzel türkülerimizi duyurmaya çalıştım. Anadolu'nun gün yüzüne çıkmamış türkülerimizi duyurmak için plaklar doldurdum. Halkımız beni bağrına basıyor çünkü kendi ürettiklerini onlara sunuyorum. Ben halka hizmet ediyorum. Para kazanmak için müzik yapmadım. Türküler milli hazinemiz, değerimiz. Radyo arşivimizde binlerce türkümüz var. Ama onları artık okuyan yok. Unutulup gidecek diye korkuyorum. Türkülerimize sahip çıkmazsak yabancılaşırız bu topraklara.
Ben türkülerimize hizmet ederek aslında ülkeme, vatanıma hizmet ettiğimi düşünüyorum. Paris Olympia'da kendi türkülerimiz ile ilk kez ben ülkemizi temsil ettim. Çok büyük ilgi de görmüştüm. Sadece Türkler yoktu, Fransızlar da vardı. Ses evrenseldir.
KUVVETİMİ HALKTAN ALDIM
Çok farklı bir ses tonunuz var.
Bin tane ses arasında fark edilebilecek bir ses sizinkisi...
Evet, bu benim için büyük bir avantaj oldu. Mesela benim eskiden okuduğum türküleri şimdi bile duydukları zaman 'Bedia Akartürk'ün türküsü' diyorlar.
Konserlerinde playback yapan sanatçılar var...
Olur mu öyle şey? Bu dinleyiciye saygısızlık. Sizi öyle dinleyecekse evde gider dinler. Dinleyici sana geldiyse, onlara canlı söylemen gerekir. Halkla iç içe olamazsın. Konserlerde playback yapılmasına karşıyım.
Türkiye'nin her yerinde konser verdiniz mi?
Ülkenin dört yanını gezdim, köyler de dahil. Çok zorlu koşullarda verdim konserlerimi. O zamanlar çamur içinde yollarda, arabamızla ite kaka gidiyorduk, Anadolu'nun her tarafını geziyorduk.
Anadolu insanı çok ayrı benim için. Saf ama çok da akıllı. Samimiyeti anlıyor. Beni hep bağırlarına bastılar.
Halkın sanatçısıyım. Sokakta görüp sarılıyorlar hâlâ. En büyük kazancım bu oldu benim. Halktan aldım bütün kuvvetimi.
Yıllarca ülkeyi karış karış gezmiş biri olarak şimdi geldiğimiz noktayı nasıl görüyorsunuz?
Ben çamurların içinde arabayla konsere yetişmeye çalışıyordum eskiden.
Şimdi yollar harika. Her yere çok rahat ulaşıyorsun. Ülkenin en ücra köşesine bile büyük hizmetler yapıldı.
Bakın İstanbul-İzmir otoyoluna; nasıl büyük bir kolaylık getirdi. Eleştiriliyor ama yol kısaldı. Eğer o parayı vermek istemiyorsan eski yoldan gidersin.
İstanbul-Bursa arası da aynı şekilde.
Nasıl kısaldı yol... Eskiden eziyet çekiyorduk.
Cumhurbaşkanımız bu ülkeye çok büyük hizmetler yaptı. Çok çalışıyor.
Onu çok seviyorum çünkü ülkemize hizmet ediyor. Bence bir şans Türkiye için. Türkülerimize de çok değer veriyor. Bir liderin türkülerimize sahip çıkması çok önemli. Türkülerimiz bizim milli değerimiz çünkü.
Neşet Ertaş'ın birçok eserini seslendirdiniz.
Sizce Ertaş'ın değeri geç mi anlaşıldı?
Neşet Ertaş'ı askerlik döneminden beri tanıyordum. Ben onun değerini hep bildim. Ruha işleyen, çok güzel eserleri vardı. Neşet Ertaş'ın değeri geç de olsa anlaşıldı ama benim değerim anlaşılmadı hâlâ. Öldükten sonra belki anlaşılır. 60 yıldır gece gündüz demeden türkülerimize hizmet ettim ama devlet sanatçısı bile olmadım. Demirel cumhurbaşkanıyken "Sana devlet sanatçılığı unvanını veriyoruz, imzaladım" dedi ama sonra geri dönüş yapılmadı. Türkülere ömrümü verdim ama karşılığını alamadım. İçimde uktedir.
Kırgın mısınız peki?
Üzülüyorum tabii, kırgınım da.
76 yaşındayım. 60 yıldır canla başla ülkeme hizmet ettim. Türkülerimizi yaşatmak için çalıştım. Şimdi benim sanat yaşamımın yarısı kadar sanatla uğraşmış insanlar bile devlet sanatçısı oldu. Ben bu unvanı alamadım. Bu yaşta hâlâ konserler veriyorum. Biliyor musunuz, konser vermezsem geçinemem.
Para kazanmam lazım. Yarın sağlığım el vermezse ve sahneye çıkamazsam ne olur bilmiyorum...
TÜRKÜNÜN ASLINI BOZUP OKUMAK HALKLA ALAY ETMEKTİR
Son dönemlerde türkülerimizin yapısının bozulduğu yönünde eleştiride bulunmuştunuz...
Türkülerin aslı bozulmamalı. O kadar güzel ki yapıları. Türkülerimizi bozmaya kimsenin hakkı yok. Okurken süslemek için kendi yorumunu katarsın bunu anlarım ama türkünün başında uzatma yokken sen uzatıp okursan olmaz. Türkünün aslını bozarak okumak halkımızla alay etmektir bana göre. Şimdi ben de kendi yorumumla okuyorum türküleri ama esasına dayanarak, kendi imzamı katıyorum. Fakat ilk dönem radyo emisyonlarım, plaklarım, kasetlerim bütün türkülerin esasıdır. Noktasına kadar doğru okunmuş, ders niteliğinde bir külliyattır.
YENİ KİTABIMDA HAYATIMI ANLATTIM
Ödemiş'te müzeniz var...
Ödemiş'te doğup büyüdüm. Benim için 60 yıllık sanat hayatım boyunca aldığım ödüllerin, sahnede giydiğim kıyafetlerin, fotoğraflarımın buluduğu bir müze yapıldı. Ayrıca elimle yaptığım, yöresel kıyafetli bebeklerim de sergileniyor bu müzede. Müzenin dizaynını yeğenim Tolgahan Vurgun ve ben bizzat yaptık. Sadece eşyaları teslim edip bırakmadık. 45 gün her şey ile ilgilendik ve gerçekten beni, yaşamımı anlatan dört dörtlük bir müze oldu. Halkımızdan da çok ilgi görüyor. Yeni bir kitabım da çıkıyor yakında, yine yeğenim Tolgahan yazdı. Hayatımı anlatan bir kitap olacak. İçinde bana, sanatıma dair her şey var.
3 BİNİN ÜZERİNDE ESERİ EZBERE BİLİYORUM
Her yörenin türküsünü, oranın şivesine uygun biçimde okuyorum.
Sahneye çıksam üç bin türküyü rahatlıkla söyleyebilirim. Bu benim işim. Türküleri doğru biçimde okumak çok önemli. 60 yıllık birikimimi aktarmak istiyorum. Hafızamdaki üç binin üzerindeki türkünün kayıt altına alınmasını çok isterim. Hafızam türkü hazinesi benim. Bunları yeni nesle aktarmamız gerekiyor. Tek derdim; milli değerimiz olan türkülerimizin doğru biçimde okunup unutulmaması.