Şu anda klavyenin üzerindeki parmaklarım tir tir titriyor.
Uzun zamandır hiç bu kadar öfkeyle yazıya oturmamıştım.
Duygularım ayakta, isyanım büyük, öfkem, nefretim dağ gibi...
Bu ülkede süt kokan bebelere tecavüz ediliyor ve ben çaresizlik içinde kıvranıyorum.
Yapabileceğim en fazla şey, duygularımı bu sütunlarda sizlerle paylaşıp farkındalığı büyütmek, birilerini harekete geçirebilmek.
İnsancıl, demokrat, özgürlükçü kişiliğimi biliyorsunuz.
Ama bu kez gözüm bir şey görmüyor. 4.5 aylık bir ana kuzusunun, sapık babası tarafından tecavüze uğradığı haberini izlediğim andan itibaren ben artık eski ben değilim.
Sadece o mu? 3 yaşındaki günahsıza tecavüz edip öldürdüler.
Kanserle savaşını kazanan 17 yaşında güzeller güzeli genç kızı diri diri toprağa gömdüler.
Sizi bilmem ama benim artık tahammülüm kalmadı. Kısasa kısas diyorum. Öyle ilaçlı milaçlı tedavi filan da istemiyorum.
Meseleyi kökünden 'kesip' atacaksın. Aklıma başka çözüm gelmiyor. Çünkü tecavüzcüler 3.5 yıl yatıp yine aramıza karışıyorlar. Bu sapıklarla aynı havayı soluyor olmaktan iğreniyorum.
Bu işin artık eğitimle, ıslahla, vesaire ile çözülme şansı kalmadı. Memlekette sapık sayısı dehşet verici şekilde artıyor.
Sokakta kadınlar yürüyemez halde. Çocuklarımız tehlike altında. Dört duvar aralarında ne yaşandığını bilmiyoruz. Arada medyaya sızabilenler ise işte bizi böyle dehşete, umutsuzluğa düşürüyor.
Bana göre artık başka çözüm kalmadı. İbretlik ceza gerekli. Göz korkutmak, caydırıcı olmak gerekli. Geçen hafta Tacikistan Devlet Başkanı, sapıklara hadım kararnamesini imzaladı.
Aynısını istiyorum.
Biliyorum ki yüreğim, yüreklerimiz başka türlü soğumayacak...