Bayram namazında hoca, IŞİD'in Suudi Arabistan'ın Medine kentinde, Hz. Muhammed'in mezarının da içinde bulunduğu Mescid-i Nebevi Camii'nin önünde gerçekleştirdiği intihar saldırısından hayretle bahsediyordu. 'Peygamber mescidi' olarak bilinen Mescid-i Nebevi Camii, Müslümanlar için en kutsal yerlerden biri. Hicret'ten sonra Hz. Muhammed ve arkadaşları tarafından inşa edildi.
Hoca, direkt cümleler kurmasa da 'İslamiyet adına savaştığını iddia edenler bunu nasıl yapar?' diye soruyordu ve çok kötü bir dönemden geçtiğimizi, Müslümanların her zamankinden daha uyanık olması gerektiğini söylüyordu.
NEREDEN NEREYE...
Hocanın verdiği örnek anlamlıydı: Osmanlı döneminde Hicaz Demiryolu yapılırken; Mescid-i Nebevi Camii'ne yaklaşıldığında, demiryolu fazla gürültü yapmasın, Peygamber Efendimiz'in diyarı gürültüyle kirlenmesin diye rayların altına keçe döşenmiş, çekiçlere az ses çıkarsın diye keçe sarılmış.
Hicaz Demiryolu'nun yapımının da destansı bir öyküsü var: Sultan II. Abdülhamid, Hicaz'a gidecek hacı adaylarının rahat ve güvenli seyahat edebilmesi için Hicaz Demiryolu'nu inşa ettirmeyi planlar. Avrupalı devletler Osmanlı'nın bu kadar borç içinde bu projeyi yapamayacağını ilan eder, Abdülhamid ile dalga geçer. Ancak Sultan II. Abdülhamid, bizzat kendi servetinden 50 bin lira vererek projeyi başlatır ve dünyadaki Müslümanlar'a projeye destek olmaları için çağrıda bulunur. Müslümanlar ilk defa bir proje için birlikte hareket eder. Hindistan'dan Cezayir'e, Malezya'ya kadar birçok ülkede bağış toplanır. Osmanlı halkı da demiryolu için seferber olur; memurlar, maaşlarının bir bölümünü demiryoluna bağışlar. Kurban bayramlarında kurban derileri, demiryolu için toplanır. Dağlar delinir, köprüler yapılır, çölde askerler susuzluktan kıvrana kıvrana çalışır ve tüm imkansızlıklara rağmen Hicaz Demiryolu, 1908 yılında Medine'ye ulaşır.
Nereden nereye... Ecdadımız büyük fedakarlıklarla Hicaz Demiryolu'nu yaparken; bugün IŞİD, Mescid-i Nebevi'de bomba patlatıyor, Ramazan Bayramı'nda bile Müslüman ülkelerinde bombalı saldırılar düzenliyor.
IŞİD'in, İslamiyet'e verdiği zararı kimse vermemiştir. Bu kanlı örgüt, yaptığı saldırılarla başta Orta Doğu olmak üzere tüm dünyada güvensiz bir ortam yaratarak hem dünya silah endüstrisine çalışıyor, hem de İslamiyet'e karşı kara propaganda yürütüyor. Kelle kesmeler, canlı bomba saldırıları, tecavüzler vs.... IŞİD saldırıları ne yazık ki, dünyada insanların İslamiyet'ten korkmasına neden oluyor.
Peki, tüm bunlar kime yarıyor? Gelişmiş ülkeler isteseler ortak bir askeri operasyonla IŞİD'i bitiremez mi? Hepsi, IŞİD'in silah satışlarını artırırken Müslümanlığı bir korku dini gibi yansıtmasını sinsice izliyor!
Hocanın söylediği gibi; Müslümanlar en çok bu dönemde uyanık olmalı!