Biliyorsunuz, eski devlet bakanı Mehmet Sevigen ile yaptığım röportaj sonrası, partisi CHP kendisini ihraç etmek için harekete geçmişti. Ben de Sevigen'e hem partideki son durumu hem de CHP'nin gündemi olan Erbil ziyaretini sordum.
"Önümüzdeki günlerde Disiplin Kurulu'na tarihi bir savunma yapacağım" diyen Sevigen, sözlerine şöyle devam etti:
NE TÜZÜK TANIYOR, NE ETİK
"Disiplin Kurulu'ndaki genç arkadaşlarımın yüzüne bakarak 'Kimseye maşa olmayın' diyeceğim. Çünkü biliyorum benim ihracımı CHP'nin üst yönetimi istiyor. Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla hareket ettikleri için kuruldaki arkadaşlara kızmıyorum bile. CHP üst yönetimi ne tüzük tanıyor ne de siyasi etik barındırıyor. Beni ihraç etmek kolay değil. CHP'nin ikinci dönemindeki kurucularındanım. Kimse beni kolay lokma sanmasın. İkinci defa ihracım isteniyor, ilkinde başaramadılar, yine başaramayacaklar."
Sevigen, bu hafta çok konuşulan CHP'nin Erbil ziyareti hakkında ise şunları söyledi:
"Hem ülkem hem de partim adına çok üzüldüm. CHP'liler bunu hak etmiyor. Biz ki Atatürk'ün kurduğu partiyiz ama şimdiki CHP yönetimi,
Türk bayrağımız olmadan resmi ziyarette bulunuyor. Düşünün, Baykal, Cenevre'de Barzani konuşurken "İstesek Diyarbakır'ın altını üstüne getiririz" dediği için salonu terk etmişti. Baykal her zaman her yerde Türkiye'nin değerlerine sahip çıkan bir liderdi. Tıpkı CHP'nin kendinden önceki liderleri gibi. Peki bugünkü genel başkan döneminde ne oluyor? Bölgesel yönetimin bayrağı var, bizimki yok... En kıymetlimiz Türk bayrağımıza o görüşmede yer verilmemesi büyük bir rezalettir. Atatürk'ün kemikleri sızlamıştır. Atatürk'ün "En büyük eserlerimden biri" dediği CHP'nin geldiği bu durum çok canımı yakıyor. HDP'li Osman Baydemir'in görüşmesinde bile Türk bayrağı vardı. Yaşanan bu rezalet olay bile bugünkü CHP yönetiminin ülke değerlerinden nasıl kopuk hale geldiğini gösteriyor.'
HOLLYWOOD'UN GERÇEK YÜZÜNÜ ANLAMAK İSTEYENLER OKUMALI
Alev Alatlı'nın Turkuvaz Kitap'tan çıkan son eseri 'Suç Ortağı Hollywood', uzun zamandır Amerikan sinemasına yönelik kafamdaki soruları yanıtlar nitelikte. Kitap, Amerikan sinema sektörünün, sistem tarafından yasama, yürütme ve yargıdan sonra nasıl dördüncü güç haline geldiğini belgeleriyle ortaya koyuyor. Amerikan sinemasının filmlerinin de gerçek yüzünü tarihten günümüze tüm yönleriyle anlatıyor. Hatta öyle incelikli ele almış ki Alatlı, 'Hollywood Usulü Temcit Pilavı' bölümünde, konuların ısıtılıp ısıtılıp izleyicilere sunulduğunu gözler önüne seriyor. Biz de bu sadece Yeşilçam'da olur zannederdik ama Amerikan sineması bizden de ileriymiş. Mesela '12 Angry Men' filmi ilk olarak 1957 yılında çekilmiş, ardından üç defa daha yeniden yapılmış.
'Suç Ortağı Hollywood', günümüz Hollywood'un gerçek yüzünü anlamak isteyenler için rehber bir eser. Umarım, bizdeki Amerikan seviciler de okur da dersler çıkarır...