Survivor All Star'a gitmesine günler kalan Batuhan Karacakaya, Sabah.com.tr'ye bomba itiraflarda bulundu. "Hep bir gün orada olacağımı biliyordum" diyen oyuncu, "ben yapım gereği hiç pes etmem" dedi. "Bu sene önemli antrenörlerle daha odaklı, çok daha ağır disiplinli çalışmalar yapıyoruz; haftanın 6 günü çok ağır antrenmanlarım var" diyen Karacakaya, "Bu sene oradan kupayla geleceğim" diyerek de iddiasını ortaya koydu.
-Öncelikle hayat nasıl gidiyor, nasılsınız iyi misiniz?
Teşekkür ederim, gayet iyiyim. Survivor All Star öncesi çok yoğun tempoda çalışmayla geçiyor.
İYİ Kİ DE BAŞLADI
-Survivor maceranıza elbette geleceğiz fakat öncesinde biraz oyunculuk kariyerinizden bahsetmek istiyorum. Bu yolculuk sizin için nasıl başladı?
Çocuk yaşlarda başladı tabii… Kız kardeşim Melissa çok güzel bir çocuktu, aslında onu götürüyordu annem görüşmelere… Ben de elimde top oyun oynamaya gidiyordum onlarla annemin yanında… Tabii öyle ortamlarda bir rol için gelen herkes gergin olabiliyor; ben de gayet rahat, kendi halimde top oynuyorum, eğleniyorum. O rahatlığımı gördüklerinde benim sürecim başladı. İyi ki de başladı.
-Birçok dizi ve filmde rol aldınız fakat herkes için sanıyorum "Aşk-ı Memnu"nun yeri ayrıdır. Siz, hafızalara kazınan bu diziye şöyle bir dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz? Bülent karakterine dünden bugüne baktığınızda değişen hisleriniz oldu mu?
Bugüne kadar rol aldığım her iş çok özeldi; ama tabii Aşk-ı Memnu dizi öncesinde de bilinen kıymetli bir eser olduğu ve çok da başarılı çekildiği için çok daha öne çıktı. Yıllar içinde de sürekli yayınlanan tekrarlarında insanlar hiç sıkılmadan tekrar tekrar izleyebiliyor; ben bile ara ara denk geldiğimde yeni bir şey daha keşfediyorum dizide. Bülent benim için hayat verdiğim önemli karakterlerden biri; bugün dönüp baktığımda da o saf, samimi, sevgi dolu, şaşkın hallerini seviyorum.
-Diziye 'Bülent' olarak seçildiğinizde ilk olarak neler hissettiniz? Mesela sizi ne çok ne heyecanlandırdı?
Tabii ki çok mutlu oldum. Çocukken çok anlamıyorsunuz, ama Aşk-ı Memnu'nun önceki dönemlerden bilinen önemli bir eser olduğunu öğrendiğimde mutlu olmuştum. Çok iyi bir yapım şirketiyle, çok önemli bir yönetmen ve birbirinden özel oyuncularla bir yapım süreci içerisinde olmak benim için bir okul gibi olacaktı; bu yüzden de heyecanlıydım.
-Dizi dönem dönem ekranlarda yer alıyor. İzliyor musunuz?
Ara ara denk geliyorum, göz atıyorum. Ama oturup izlemiyorum; öyle bir zamanım da yok maalesef.
HER BİR KARAKTER GERÇEK GİBİ
-Peki diziyle ilgili son olarak, favori "Aşk-ı Memnu" karakteriniz kim?
Bülent'i tabii ayrı seviyorum, sonuçta onu ete kemiğe bürüyen benim. Her karakterin hikayesi çok özel ve onlara hayat veren oyuncular da o kadar başarılı ki, her bir karakter gerçek gibi… Hepsinin yeri ayrı o yüzden.
-Daha sonraki projelerinizden biri daha var ki, oldukça ses getirdi. "Diriliş Ertuğrul" gibi zorlu bir dönem dizisinde boy gösterdiniz. Aklınızda var mıydı böyle bir proje?
Dönem dizisi olması, oradaki karakter, kariyerim açısından da heyecan verici bir süreçti; ama tabii zordu. Teklif geldiğinde de bu kadar önemli bir yapımda özellikle bir dönem dizisi olması sebebiyle de başka bir heyecanla kabul ettim.
-At binmek ve kılıç kullanmak gibi normal bir set ortamından çok daha fazlasına şahit oluyoruz dönem dizilerinde. Bu süreçlerde zorlandığınız oldu mu?
Tabii ki günlük hayatınızın dışında şeyler yapmak durumunda kalıyorsunuz; o kostümlerin, aksesuarların, sahnelerin bir ağırlığı var. İzleyiciyi o dünyanın büyüsüne sokmak, döneme inandırmak için ekstra bir özen var. İyi koçlarla çalıştığımız için çok zorlanmadım açıkçası. Hala ara ara at binmeye gidiyorum; bana böyle sevdiğim bir artısı da oldu.
DAHA YOLUM UZUN
-Sizi farklı pek çok karakterle ekranlarda gördük. Oyunculuk adına son olarak şunu merak ediyorum; içinizde kalan ve canlandırmak istediğiniz bir karakter var mı?
Şu ana dek hep istediğim rollere hayat verdim ve içinde olmaktan mutlu olduğum projelerdi hepsi. O rolleri ben oynamamış olsaydım belki keşke derdim, ama her birinden çok memnunum. Daha da yolum uzun Allah'ın izniyle; içimde kalan bir rol olursa da mutlaka oynarım.
HEP BİR GÜN ORADA OLACAĞIMI BİLİYORDUM!
-Gelelim Survivor'a. Survivor'a katılmaya nasıl karar verdiniz? Teklif gelince mi düşündünüz, yoksa daha önce katılma isteğiniz var mıydı?
Ben çok uzun yıllardır çok iyi bir Survivor izleyicisiydim. İçindeki yarışmalar, parkurlar, ben de ekran karşısında heyecanlanarak takip ediyordum ve hep bir gün orada olacağımı da biliyordum. Bu yüzden teklif geldiğinde çok şaşırmadım aslında, ama tabii çok mutlu oldum.
KELİME KELİME NE KADAR BASİT GELİYOR DEĞİL Mİ?
-Peki Survivor hayalini kurduğunuz gibi bir yer miydi, "Bunu asla tahmin etmemiştim" dediğiniz bir şey yaşadınız mı?
Tabii arka planı ekranda izlediğimizden farklı, anlatılmaz yaşanır bir yarışma Survivor. Öyle bir açlık hali, adrenalin, özlem, kazanma hırsı, kaybedince üzüntü… Bunlar buradaki günlük hayatta tahmin edilebilecek şeyler değil. Uyuyorsunuz, uyanıyorsunuz, yarışıyorsunuz, kazanırsanız karnınız biraz doyuyor, kaybederseniz açsınız… Anlatırken kelime kelime ne kadar basit geliyor değil mi? Oysa bunların, hele o adadaki karşılıkları çok ağır. Sevmeden yaşanabilecek bir süreç değil Survivor.
-Hiç pes etme noktasına geldiniz mi? Artık yapamayacağım dediğiniz bir an oldu mu? (Olduysa bunun üstesinden nasıl geldiniz?)
Ben yapım gereği hiç pes etmem; ne kadar zor olursa olsun, mutlaka üstüne gider onu başarırım. Çocukluğumdan beri hep böyledir. A olmadı mı, B'yi denerim, C'yi denerim; yine başarana kadar o işi bırakmam. Yorulduğum çok zaman oldu, açlıktan bayılma noktasına geldiğim, o açlığı hissetmemek için kendimi uykuya verdiğim zamanlar oldu. Ya da zorlu parkurlar oldu. Ama pes edeyim, ya da yapamayacağım diye bir düşüncen hiç olmadı.
ÇOK BÜYÜK YIKIMDI!
-Survivor'da pek çok zorluk yaşadınız, buna aslında herkes şahit oldu. Açlık olsun, özlem olsun... Var mı hiç unutamadığınız bir anı?
Aile ödülünü kaybetmiş olmamızı mesela hiç unutmuyorum. Elinden gelen herşeyi yapmışsın, performansın tam, yarışmaları almışsın; ama takım olarak kaybetmişsin. Çok özlediğim annem, kız kadeşim orada, yarışma öncesi bize tanınan sürede sarılmışım, kokularını almışım; ama doyamamışım. Kazanalım da hasret gidereyim diye o hırsla saldırmışım; ama kaybettik. O çok büyük yıkımdı benim için.
KEŞKE ONLARA BU ŞANSI HİÇ VERMESEYDİM
-Yarışmada yaşanan olayların hemen hemen hepsinde sizin de adınız geçiyordu. Bu durum sizi rahatsız ediyor muydu?
Ben münazara etmeyi her zaman severim. İnsanların fikrinin olması, benimle bir konuda saygı çerçevesi içinde derdini paylaşması her zaman bende bir sonuca bağlanır. Bu yoldaki her türlü konuda ben zaten açıklama yapmaktan çekinmem. Ama bu olayı Survivor'da yapmak insanlarda açık hedef haline getirmiş beni. "Biz bir konu açalım, Batuhan zaten açıklama yapıyor. Hazır da SMS açık bir konu bulup konuşmalıyız" amacıyla açılan altı boş ve amacı bariz belli olan her konuda evet canım biraz sıkılıyordu. Keşke kendime şu andaki gibi biraz uzaktan bakıp onlara bu şansı hiç vermeseydim diyorum. Bu sene bu şekilde konuşanlara izin vermeyeceğim kesinlikle.
-Survivor'dan döndükten sonra hayatınızda neler değişti. Neleri yadırgadınız, alışmanızın zaman aldığı şeyler oldu mu?
Döneli zaten 6 ay oldu ve All Star belli olduğu için de ben hiç buraya adapte olmadan direk Survivor için çalışma sürecime devam ettim. Dolayısıyla hayatımda değişen bir şey yok; sadece daha özgür yemek yiyebiliyorum, sevdiklerim yanımda, adada değilim, ama çalışma sistemim aynı.
-Survivor All Star ile yeniden adaya gitmek için gün sayıyorsunuz. Deneyimleriniz doğrultusunda var mı kendinize çıkardığınız dersler? "Keşke bunu yapmasaydım, bu sefer dikkat ederim, bir daha yapmam" diyebileceğiniz notlar?
Tabii büyük dersler çıkarıp eksilerimi tamamlayarak gidiyorum. En basitinden az önce anlattığım gibi, koluma bir kalkan takmışım, herkes ona vura vura güçlenmiş; ben vermişim o gücü onlara… Bu sene bunu yapamayacaklar; öyle boş konularda ben kenara çekileceğim. Yanımdakini de karşımdakini de ona göre seçeceğim; öyle herkesin benden prim yapmasına izin vermeyeceğim. BKFC olarak da arkamda çok güçlü yürekler var; onlara inancım güvenim de tam. Onlarla hep birlikte bir "SHIELDS" çatısı yarattık, o çatı altında ben bu sene o kalkanı onlara emanet ederek gideceğim. Ben orada, onlar burada savaşacağız. Allah'ın izniyle de bu sene kupasız dönmeyeceğiz, hep birlikte kutlayacağız.
-Geçen sezon nasıl hazırlanmıştınız Survivor'a, bu sezon nasıl hazırlanıyorsunuz? Farklı olarak çalıştığınız özel bir nokta var mı?
Bu sene önemli antrenörlerle daha odaklı, çok daha ağır disiplinli çalışmalar yapıyoruz; haftanın 6 günü çok ağır antrenmanlarım var. Mental olarak da olabildiğince hazırlanmaya çalışıyorum. Geçen seneleri, diğer yarışmacıları analiz ediyorum.
DEZAVANTAJLI OLDUĞUMU DÜŞÜNMÜYORUM
-Aslında iki sezon üst üste katılan tek isim sizsiniz bu sene. Bir yandan antremanlı olmanın avantajı, diğer yandan yorgun olmanın dezavantajı olabilir mi? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Evet, geçen seneden tek yarışmacı benim; bu aslında onların bayrağını da temsil etmek gibi bir bakıma… Ben dezavantajlı olduğunu düşünmüyorum, bilakis adaya, açlığa, özleme, parkurlara, daha hakimsin, daha sıcaksın. Bakalım hayırlısı bu sene.
YARIM KALAN MACERAMI TAMAMLAMAYA GİDİYORUM!
-Peki neden iki sene üst üste Survivor? Setlere dönmek yerine, yeniden Survivor'a gitmeye karar vermenize sebep olan o şey ne oldu?
Geçen sene kendi adıma Survivor'a damga vurduğum bir yıldı. Çıkınca daha net de görüyorsun; gerek performansımla, inancımla ben kendimi de son 4'de kesin görüyordum, izleyiciler için de öyleymiş. Survivor ile alakası olmayan dışarıdaki konular yüzünden bir algı değişikliği ile vaktinden çok önce elendim. Şayet son 4'e kalsaydım ve şampiyon olamasaydım, tamam hayırlısı buymuş der, kenara çekilirdim; ama o kadar emek vermişken herkese sürpriz bir şekilde çok erken elenmiş olmamı sadece ben değil, beni seven kimse de hazmedemedi. Hala yolda görüp sarılıyor binlerce kişi ve bunu söylüyorlar. Survivor sonrası büyük kanallardan, iyi yapım şirketlerinden çok iyi projeler de geldi, kendi adıma yapacağım bir program teklifi de geldi. Ama sadece benim değil, seven destekleyen herkesin de içinde kaldı geçen sene Survivor. Bu sene All Star olduğu için aslında yarım kalan maceramı tamamlamaya gidiyorum. Allah'ın izniyle finalden sonra yine kaldığımız yerden setlere en iyi şekilde devam edeceğim.
BU SENE ORADAN KUPAYLA GELECEĞİM
-Geçen sezon finali görememiştiniz, All Star için ne kadar iddialısınız?
Ben kaderci biriyimdir, hep "hayırlısı neyse o olsun" derim; ama bilirim ki kader de gayrete aşıktır. Elimden gelenin çok daha üstünde çalıştım, disiplinle hazırlandım, bu ara süreçte de hiç durmadım. Kendime, sevenlerime, bu savaşta kalkanlarım olan Shields ailesine, tanıyan tanımayan, ama geçen seneki mağduriyet sonrası dualarını gönderen herkese, ama en çok Allah'a güvenim sonsuz; izniyle bu sene oradan kupayla geleceğiz.
-Peki rakipleriniz için neler düşünüyorsunuz? Var mı "En çok bununla anlaşırım, şu isimle hiç anlaşamam" diyebileceğiniz isimler?
Bu sene All Star kadrosu gerçekten birbirinden önemli ve kendi dönemlerine damga vurmuş isimlerden oluşmuş. Özel hayatımızda görüştüklerim de var, hiç tanımadıklarım da… Survivor farklı bir yer, farklı bir süreç; en iyi tanırım dediğin kişi bile aslında o kişi olmayabilir: Açlık, özlem, yorgunluk, kazanma hırsı gibi şeyler devreye girdiğinde herşey değişebiliyor. O yüzden böyle ön yargı ve düşüncelerle gitmiyorum. Batuhan olarak, olduğum halimle tek başına gidiyorum; anlaşabildiklerim de olacaktır, anlaşamadıklarım da… Bunu Survivor süreci gösterecek. Ama şunu söyleyebilirim: başka hiçbir şey düşünmeden ve başka şeye konsantre olmadan sadece hedefe odaklı, bir başıma gidiyorum. Benim arkamdaki dağım burada: Shields ailem. Yanımda da onların gücünü bana verecek Shields kolyem ve bilekliğimle gidiyorum. Onların gücü, duaları bana yeter.
SURVIVOR 2021 EN'LERİ
-Açlık dışında sizi EN çok zorlayan?
Özlemek
-EN iyi onunla anlaştım dediğiniz?
Tabii ki İsmail Balaban
-EN anlaşamadığınız?
Orası farklı bir ortamdı, az önce de bahsettim. En anlaşamadığım dediğimle bile çıkınca farklı bir açıdan bakabiliyoruz; oraya dair bir yargıyla cevap vermek istemem. Kinci biri de değilimdir hiç, sevgiyle çözülür her şey. Orası orada kaldı, önüme bakıyorum.
-EN sinsi gördüğünüz?
Sinsi olarak kimseyi nitelendirmek istemem. Hedefe giden her yolu deneyen insanlara yakıştırmalarını ben yapmam:)
-EN sempatiği?
Buna kamera arkasından cevap vermek istiyorum: Bize birbirinden eşsiz ödülleri hazırlayan kişi; O kendini biliyor:)
-Survivor'daki EN büyük keşke'niz?
Survivor'ın tek kişilik bir yarışma olduğunu sevenlerime ve izleyicilerime anlatabilseymişim geçen sene. Bu sene bunun altını çiziyorum: Biz bizeyiz!
-Survivor'da EN mutlu olduğunuz gün?
Yarışma ve ödül kazandığımız, karnımızın doyduğu her an her gün.
-EN zorlandığınız gün?
Aile ödülünü kaybettiğimiz gün.
SURVIVOR ALL STAR TAHMİNLERİ
-All Star'da EN rakip olarak gördüğünüz?
Bu sene All Star, hepsi kendi dönemine damga vurmuş önemli isimler. Ama benim yarışım kendimle, geçen seneki Batuhan'dan daha güçlü bir Batuhan olmak.
-EN zorlanacağınızı düşündüğünüz nokta?
Açlık ve özlem olacaktır yine.
-EN güçsüz gördüğünüz?
Bu sene All Star, güçsüz birinin orada işi olabilir mi?
-All Star için EN merak ettiğiniz nokta?
Sabırsızlıkla bekliyorum; bir an önce başlasın artık.
-Survivor'a bir rakip getirme şansınız olsaydı, o kişi kim olurdu? Kiminle yarışmak isterdiniz?
Rakip getireceğim herkes bu sene burada zaten:) Eğleneceğiz.
KISA SORULAR
-Gamsız biri misiniz?
Kesinlikle hassas ve vicdanlı biriyim.
-Takıntı derecesinde bir huyunuz/özeliğiniz var mı?
Güven konusu benim için çok önemli; takıntı demeyelim, ama ikili ilişkilerde güven önceliğim.
-Sizi en çok ne sinirlendirir?
Altı boş, boş konuşmalar, aklını kullanamayan, düşünemeyen insanlar ve yalan.
-En büyük zaafınız nedir?
Sanırım yine güven.
-Cimri biri misiniz?
Cimri değilim, ama tutumluyum diyelim. Öyle parayı çarçur etmeyi sevmem.
-En çok neye para harcarsınız?
Sanırım arabama.
-Stalk yapar mısınız?
Yaptığım zamanlar da olmuştur, ama çok ihtiyaç duymam. Birine bakmak istersem girer bakarım; çekinmem.
-Neyi asla affetmezsiniz?
Güvenimin suistimal edilmesini ve hakkımın yenmesini.
-Geçmişe mi gitmek isterdiniz, geleceğe mi?
Şimdi şu an iyi, geçmiş geçti, onlardan aldığım derslerle gelecek gelsin.