Bu köşeyi yazarken en çok neden keyif alıyorum biliyor musunuz? Gölgede kalan gökkuşaklarını, kolundan tutup güneşin altına getirmekten. Özellikle de adından pek fazla kimsenin söz etmediği ama muhteşem performanslarıyla gizlice o diziye lokomotif olan oyuncuları yazmaya bayılıyorum.
Bu kez size Dilara Aksüyek'ten söz edeceğim. Dilara kim mi? Atv'nin keyifli polisiye dizisi Baş Belası'nda 'Nazlı Tüzün' karakterine can veren muhteşem oyuncu. Onun yıldızına bir cila da benden olsun.
Nazlı, baş kadın karakter İpek'in en yakın arkadaşı, can dostu. Tam bir şımarık sosyete dilberi. Ama kalbi kadife kaplı. Her ne şart altında olursa olsun sevdiklerini koruma güdüsüyle donatılmış. Başı ne zaman sıkışsa, İpek'in yardımına koşması da bu yüzden. Onu makyajsız ya da salaş kıyafetlerle görmek neredeyse imkansız. Amaçsız, kaygısız, boşlukta tutunacak dal arayan pek çok sosyete kadını gibi her bölüm kendine başka eğlence bulma peşinde. (Bu aralar sosyal medyada influencer olmak için çırpınıyor) Muhteşem bir espri anlayışı var. Laf sokmada üzerine yok. Bana göre dizinin eğlence katsayısını arttıran başlıca faktör. Bu rol sanki Dilara için özel yazılmış gibi duruyor. Ona giderek daha fazla rol yazılması da bu iddiamı kanıtlıyor zaten. Uğurlu tik'imi isminin yanına çoktan attım bile...
Okul servislerine dikkat!
Haber, gazetelerin iç sayfalarına sıkıştırıldı, televizyon bültenlerinde ise hemen hiç yer almadı. Ama son derece önemliydi.
Servis şoförü olmak için İstanbul Büyükşehir Belediye'sine başvuran 141 bin adaya uyuşturucu testi yapılmış. Tam 5 bin 143 kişi uyuşturucu bağımlısı çıkmış...
Olay, neresinden baksanız büyük haber. Bir kere bu sayılara bakarak, ülkemizdeki uyuşturucu bağımlığının hangi düzeye eriştiğini görebiliriz. Her 25 kişiden birinin madde bağımlısı haline gelmesi gerçekten de düşündürücü.
Ayrıca İstanbul trafiğinde seyreden on binlerce işçi, memur, öğrenci taşıyan servis var. Peki her servis şoförü aynı testten geçiriliyor mu? Hiç sanmıyorum.
Haftaya okullar açılıyor. Çocuklarımızı okul servislerine emanet edeceğiz. İşini layıkıyla yapan, tertemiz, babacan, yürekleri çocuk sevgisiyle dolu şoför arkadaşlarımızı tenzih ederek soruyorum: Bu sayıları duyunca sizin de içinize kurt düşmüyor mu?
Peki ya son günlerde şikayetlerin odağı haline gelen taksi şoförlerinin durumu ne? Bileniniz var mı? Taksi şoförlüğü ne yazık ki artık 'başka iş bulamayanın yaptığı' bir meslek haline geldi. Bunu ben söylemiyorum. Geçen cuma Show Haber'de röportaj yapılan bir taksi şoförü söyledi, "Artık herkes taksi şoförü oldu" diye... O gün işe çıkamayan şoför, arkadaşını oturtuyor sürücü koltuğuna... Ne soran var, ne denetleyen... Bu arada İBB'nin anketinde her iki kadından birinin taksiye binmeye korktuğu ortaya çıkmış. Yazık ediyorlar bu güzel mesleğe...
İnşallah bu yıl bazı sorumsuz servis şoförlerinin başrolde göründüğü kriminal haberleri daha az duyarız.
Başka bahaneniz kaldı mı?
Aşı karşıtlarının en büyük savunma argümanı, "Onay almamış bir aşının üzerimizde denenmemesini istemiyoruz" cümlesiydi. Aslında uluslararası sağlık örgütlerinin pek çoğunun bu aşıya onayı vardı. Ama herkesin gözü, bu konuda en yetkin ve etkin kurulu olan Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) üzerindeydi. FDA geçen hafta Biontech aşısına resmi onay verdi.
Ellerindeki kartondan savunma kalkanı da düştüğüne göre aşı retçilerinin artık yeni bir bahane üretmesi gerekiyor.
Gaf kürsüsü
Show Ana Haber'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sırasında alttaki kocaman başlıkta kocaman bir tashih (yazım hatası) vardı: "Tabilan ile görüşmek için izin mi alacağız?"
Ne demiş?
"Haberleri kimden duymak istersiniz? En yakışıklıdan mı, en güzelden mi yoksa kalbinden hissederek, yaşayarak anlatan bir gazeteciden mi?" (TGRT Ana Haber sunucusu Ekrem Açıkel'in sözü)
Zap'tiye
Okul forması, kırtasiye listesi ve servis ücretlerini görünce insanın içinden virüsü yayıp, okulları yeniden kapatmak geçiyor yani!..