Başarılı oyuncu Baran Can Eraslan, son dönemde televizyonda izlediğimiz en gerçek karakterlerden birine hayat veriyor. Konuşma zorluğu yaşayan bir genci canlandıran Eraslan, adeta yeteneğiyle kendine hayran bıraktırıyor. O, bankacı bir annenin, tiyatro aşığı öğretmen bir babanın çocuğu… Baran Can Eraslan, deyim yerindeyse tiyatro sahnesinin tozunu çok küçük yaşlarda yutanlardan. Genç oyuncu, tesadüfen oyuncu olanlardan değil, tutkuyla işine bağlı olanlardan. Aynı zamanda sertifikalı bir aşçı olan Baran Can, mutfakta zaman geçirmeyi sevenlerden. Aşk konusunda şanslı olduğunu söylen Baran Can Eraslan ile Günaydın okuyucuları için hem kariyer serüvenini hem kendi dünyasını konuştuk…
Nasılsınız? Hayat nasıl gidiyor?
İyiyim çok teşekkürler… Hayat şu an için iyi gidiyor. Çok sevdiğim ve iyi anlaştığım bir ekiple keyifle çalışıyorum. Pandeminin getirdiği belli başlı sıkıntılar benim için de geçerli tabii ama bu süreçte çalışabiliyor olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Çalışmadığım zamanlarda genelde evdeyim…
Nasıl bir ailede büyüdünüz, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
İzmir'de doğdum, çocukluğum ve lise yıllarım orada geçti. Babam matematik öğretmeni, annem bankacıydı. Kuvvetli bağları olan huzurlu bir ailede büyüdüm. Okul dışındaki vaktimin çoğu arkadaşlarımla sokakta oynayarak geçti.
Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Babam gençlik yıllarında amatör olarak tiyatroyla ilgilendiği için ondan ve dostlarından çok fazla tiyatro anısı dinledim. Bu da karşıma çıkan ilk fırsatı değerlendirmeme sebep oldu. Okulda tiyatro kulübüne katılarak başladı. Babam bu ilgimi fark edince sağ olsun beni doğru bir şekilde yönlendirerek tiyatro yapabileceğim arkadaşlarıyla bir araya getirdi. Hatta 12. Yaş gönümde sürpriz olarak yapmıştı bunu. O günden sonra da oyunculukla olan bağımı hiç koparmadım. Bu işi meslek olarak yapmaya karar verdiğimde de ailemin desteği içimi çok rahatlattı ve Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümünde, oyunculuk eğitimi almaya başladım.
Hayatı diğer ünlüler gibi çok göz önünde yaşamıyorsunuz. Nasıl bir hayatınız var?
Şu an pandemi dönemi olduğu için ev ve iş arasında geçiyor hayat… Evde genelde mutfakta zaman geçiriyorum. Geçtiğimiz yıl aşçılık eğitimi aldım. Mutfakta yeni şeyler denemek hoşuma gidiyor. Enerjimi ve ilgimi boş vakitlerimde oraya aktarıyorum. Dışarıda zaman geçirmek istediğimde de bisiklete biniyorum ve yürüyüş yapıyorum. Onun dışında sinemaya, tiyatroya gitmeyeli, seyahat etmeyeli ve arkadaşlarımla dışarıda bir araya gelmeyeli çok oldu. Şu an bunları çok özlüyorum. Umarım en kısa sürede hayat normale döner.
Son dönemin ayrıca dikkat çeken oyuncularından da birisiniz. Oyunculuk sizin için ne anlam ifade ediyor?
Oyunculuk hayatla bağ kurabildiğim, çok farlı duyguları ve durumları deneyimleyip aktarabildiğim bir meslek. Böyle bir mesleğim olduğu için ve işimi severek yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Oynadığınız rolün ruhunu yaşatıyorsunuz izleyiciye. Nasıl oluyor da bu kadar sahici oynayabiliyorsunuz?
Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için. Öncelikle karakteri tanımaya çalışıp kendimle bağ kurabileceğim noktaları ve karakterin ihtiyaçlarını belirliyorum. Bunlara yönelik kendimden ve çevremden aldığım malzemeleri en sahici olabilecek şekilde harmanlayamaya çalışıyorum. Ne mutlu bana bunu seyirciye geçirebiliyorsam.
Bazıları dizinin etkisine o kadar kapılıyor ki sizi gerçekten kekeme sanıyorlar. Bununla ilgili yaşadığınız ilginç anınız oldu mu?
Evet bana da bu soru geliyor. Bazen sosyal medyadan, bazen de günlük hayatta karşılaştığım insanlar şaşırıyorlar öyle konuşmadığımı görünce… Ben de bu kadar şaşırmalarını garipsiyorum ama bir yandan da hoşuma gidiyor. Karakterin ikna edici olması…
Tiyatro size ne anlam ifade ediyor? Kesinlikle oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Tiyatro çok küçük yaşımdan beri hayatımda olduğu için, bu süreçte edindiğim deneyimler, tanıştığım insanlar, turnelerde gezip gördüğüm yerler, hocalarım bunların hepsi bugün severek yaptığım bir mesleğinin olmasını sağladı. Bu yüzden benim için çok kıymetli bir yerde. Bir oyunun prova süreci ve sahnelenme aşaması zaten başlı başına müthiş bir deneyim. Sahnede fırsat olsa da keşke oynasam dediğim çok karakter var. Bunlardan ilk aklıma gelen Othello, (William Shakespeare Tarafından Yazılan Kitap) okulda oyunun küçük bir kısmını sahne sınavına hazırlamıştık. O zamandan beri aklımda…
Hangi tür filmlerde, hangi yönetmenlerle çalışmak istersiniz? Hayaliniz var mı bu yönde?
Türkiye'de ve dünyada işlerini beğendiğim takip ettiğim bir sürü yönetmen var. Mesela Özcan Alper.
Bazıları dijitale yapılan dizileri daha özgür buluyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Dijital platformlarda seyirci bulduğunu değil tercih ettiğini izliyor. Yani içerikler genel izleyiciye uygun olma kaygısı taşımadığından dolayı hem süre olarak hem tema olarak özgür ve özgün oluyor. Bu yüzden her açıdan hem daha özgür, hem de daha özgün yapımlar izleyebiliyoruz.
Başarı kıstaslarınız neler?
Oyunculuğun en güzel yanı seyirciyle bağ kurup, ona duygular aracılığıyla temas edebilmek. İçinde bulunduğum proje ve yarattığım karakterle seyirciyle bu bağı en güçlü şekilde kurabiliyorsam kendimi başarılı sayabilirim.
Hayatta 'Asla yapmam' dediğiniz şeyler nelerdir?
Büyük konuşmayı çok sevmediğim için 'Asla' kullanmayı tercih ettiğim bir kelime değildir.
Son dönemde en tahammül edemediğiniz şey ne?
Özellikle pandemi döneminde toplum sağlığı konusunda insanların özensiz davranması ve gereken sorumluluğu almayışlarına tahammül etmekte zorlanıyorum. Daha açık konuşmak gerekirse, kuralları çok açık olan bir konuda, insanların kendi kurallarını belirlemedeki ısrarları benim için yorucu olabiliyor.
Aşk hayatınız nasıl gidiyor. Aşkın sizdeki tanımını merak ediyorum?
Aşk konusunda şanslı olanlardanım. 7 yıldır devam eden çok mutlu ve huzurlu bir ilişkim var.
Sosyal medyaya bakışınız nedir?
Sosyal medyayla pek aram olduğu söylenemez. Günümüzün önemli mecralarından biri olduğunun farkındayım ama içimden çok fazla dahil olmak gelmiyor. Bu konuda biraz eski kafalıyım sanırım.