Okuyan bilir; Sıla'nın Ahmet Kural'dan şiddet gördüğü iddiası medyaya yansıdığı ilk günden beri kadına şiddet gösteren kim olursa olsun, kimliğine bakmadan karşısında duracağımı açıkça belirten yazılar kaleme aldım. Yine belirtmek isterim ki, kadına şiddet bizim kanayan yaramız ve bununla mücadele etmek için herkes üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeli.
Kamuoyunun beklediği Sıla-Ahmet Kural davasının ilk duruşması 7 Mart'ta görüldü.
Davanın üstünden günler geçmesine rağmen Ahmet Kural'ın duruşmada yaptığı savunma gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Neden mi? Kural'ın mahkeme salonunda yaptığı savunmada Sıla'ya yönelik söylediği "İnançlarıma saygısızdı" ifadesi yüzünden. Açıkçası şiddet iddiasıyla açılan bir davada Kural'ın neden olayı 'inanç' meselesine getirdiğine ben de bir anlam veremedim.
Günlerdir medyada tartışma konusu olan bu ifadesini ve yine basına yansıyan 2009'da uyuşturucu bulundurmaktan dolayı açılan davayı Kural'a sordum. Cevabını da aynen yayınlıyorum. Takdir kamuoyunun...
'GENÇLİK HATASIYDI'
Mahkemedeki ifadesinin başlangıç cümlesinde yer alan 'inanç' kelimesinin cımbızlanarak olayı başka yöne çekme çabasına girildiğini belirten Kural şunları söyledi:
'Lütfen herkes ifademi tarafsız gözle bir kez daha okusun. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Mahkeme zabıtlarında da kayıtlı ifadem aynen şöyle: 'Müşteki ile olaydan daha öncesinde birlikteliğimiz vardı. Bu birlikteliğimiz sırasında müşteki ile aramızda kültür ve anlayış farklılığından dolayı anlaşmazlıklarımız oluyordu.
Ayrıca müştekinin arkadaşlarıma yönelik uygun olmayan tutumları vardı. Benim inançlarıma da herhangi bir saygısı yoktu, bundan dolayı alkol aldığımızda zaman zaman tartışıyorduk, daha sonra ayrıldık...' Şimdi ben sormak istiyorum; eğer ben ifademde dini kast etmiş olsam, inançlarımı değil, inancımı ifadesini kullanırdım çünkü benim bir tane dine inancım var. Ayrıca yine dini inancı vurgulamak istesem aynı cümlenin devamında 'alkol aldığımızı' nasıl söyleyebilirim.
Biraz sağduyulu her insanın anlayacağı gibi burada kast edilen dini inanç değil, aşık olduğum, hayatımın kalanını birlikte geçirmek istediğim kadına, ailevi değerlere ve en önemlisi ilişkideki dürüstlüğe olan inançtır. Şahsıma karşı yürütülen linç kampanyasında iddialarını ispatlayamayanlar, ellerinden gelen karalamayı yapmaya çalışıyorlar. Bir din konusu karıştırılmamıştı, onu da 'inanç' kelimesini cımbızlayarak tamamladılar." İlk duruşma sonrası gündeme gelen 2009'daki uyuşturucu bulundurmaktan dolayı açılan davaya yönelik ise şunları söyledi Kural:
"Her insan gibi benim de geçmişte birtakım hatalarım oldu. İster özenti deyin, ister meraktan deyin; bundan 10 yıl önce 2009 yılında, maalesef böyle istenmeyen bir olayı yaşadım. Bu bir gençlik hatası idi. Yaşandı bitti. Olayın ardından kendimi tamamen işime adadım. Bağımlı olmadığım için bir tedavi ihtiyacı duymadım.
2009'da hakkımda açılan dava, 2014'te karara bağlandı ve hükmün açıklanması geri bırakıldı. Şimdi bildiğiniz gibi yeni bir dava süreci yaşıyorum.
Alakasız eski bir dava dosyasının tozlu raflardan indirilip 10 yıl sonra sırf bir ceza alabilmem için mahkemede karşıma çıkarılmasını, karşı tarafın stratejik bir oyunu olarak görüyorum.
Potansiyel bir suçlu gibi gösterilmem için bu konuyu gündeme taşıdıklarını biliyorum."