DOĞUKAN MANÇO
Barış Manço sadece bizim babamız değil, Türkiye'nin milli değeridir. Geçtiğimiz senelerde babamın ölüm yıldönümünde kardeşimle okullara giderek paneller ve söyleşiler yapıyorduk ama bu sene hepsini online yapmak durumunda kaldık. Barış Manço için kalkan vapurda ise bu yıl ilk kez senfonik orkestrayla çalışarak babama yakışır bir ilk yapmak istedik.
Babam şu an fiziken aramızda olmamasına rağmen her görüşü, her kitleyi birleştiren ender bir kişidir. Çok iyi bir marka yüzüydü, buna hepimizin sahip çıkması gerekiyor. Barış Manço müzesini pandemi dolasıyla sanal ziyaretlere açtık.
HAKLARINI KORUDUK
Babam iyi söz yazarıydı, iyi şarkı söylerdi, iyi besteciydi, iyi televizyon yazarıydı ama "Ben dünyanın en güzel sesine sahibim" demezdi, her zaman sesini iyi kullandığını söylerdi. Biz Barış Manço şarkılarının çokça cover'lanmasını istiyoruz çünkü cover yapıldıkça parçalar yaşıyor.
Bir gün ailecek otururken babamın gerçek ismini halam anlattı: "Oğlum senin babanın gerçek ismi Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço'ydu..." Hikayesi de var. Babam çok kilolu doğmuş, hastanede hemşireler Tosun lakabını takmışlar. Yusuf da babamın amcasının ismi; amcası babam doğmadan bir sene önce vefat etmiş. Okullara giriş için sınav uygulaması başlamış, bütün ismini saymaya zorlanınca, mahkeme kararı ile Tosun ve Yusuf isimlerini çıkartmış, Mehmet Barış Manço kalmış.
2023 vizyonunu ilk önümüze getiren isimdir babam. 1974'te '2023' şarkısını bestelemişti. Ben o parçayı tekrar revize edip etkinliklerde sunuyorum.
Yıllarca insanlar bana "Baban şarkılara şifrelemeler yaptı" diyordu inanmıyordum, artık çok inanıyorum. Bu arada babamın hayali bir ansiklopedide yer almaktı, şu an bu gerçekleşti.
Bir gün babamla bir kebapçıya gittik, orada 'Manço' diye meze gördük, "Bu ne?" diye sorduk; "Domates, biber, patlıcan közlemesi" dediler.
Biz Batıkan'la Barış Manço'yu onsuz geçen 22 yılda keşfettik. Kardeşim de, ben de birer Barış Manço hayranı çıktık. Ben babamın Doğu tarafını almışım, kardeşim Batı tarafını almış.
'Adam Olacak Çocuk' sadece bir televizyon programı değildi. Babamın Mançoloji felsefesi altında yetiştirdiği bir nesil vardı.
Babamın haklarına güzel sahip çıktık, telif haklarını en güzel biçimde kullanan aile olduğumuzu düşünüyoruz.
BATIKAN MANÇO
'ONU KAYBETTİKTEN SONRA TANIMAYA BAŞLADIM'
Babamsız geçen 22 yılı kelimelere sığdıramayız, çok hızlı geçmiş gibi ama çok kolay da geçmedi. Bu süreçte Barış Manço'yu tanımaya başladım.
Barış Manço her şeyden önce çok iyi iletişimciydi. Babam konuşmaya başlayınca belli bir kitleye konuşmaz, herkese hitap ederdi.
Türk isimleri her zaman anlamlı oluyor, Batılı isimler gibi sadece ad değil. Abim ve ben isimlerimizi duya duya iyice benimsedik. Ben Batı'ya daha yatkınım.
Babamın şarkılarını herkes kendi tarzıyla yorumluyor, 'Olmuyor, olmaz' diye bir şey yok, çünkü ortada bir emek var.
SERDAR ORTAÇ
AŞK EN GÜZEL 45'TEN SONRA YAŞANIYOR
Artık şarkı yazmaktan sıkıldım; alfabe bitti, kelime bitti, şarkı sözü bitti. Hastalıktan sonra değiştim, her şeye boş verdim. Hep disiplinli çalışıyordum ama artık bıraktım, saat vermiyorum kimseye, ne zaman gelirsem artık. Çünkü benim bacağımdan, kasımdan, tutmayan sinirlerimden daha önemli hiçbir şey olamaz.
Gençliğimde Türkiye'nin modern yüzü gibi yaşadım, öyle müzik yaptım, her kesime ulaştım. Bence yaşarken filmimi yapmazlar ama belki ölünce yaparlar.
Mutsuz olmayı çok seviyorum. Benim mutsuzluğum aslında mutluluk. Benim lugatımda mutluluk; acı çekmek, acıdan sonra çıkacağın ferahı daha hisli hissetmek.
Aşk benim için 25'de heyecan, 35'de sorumluluk demek. 45'ler aşkın en güzel dönemi...
Seçil'le (Gür) çok mutluyum, çocuk işi hiç belli olmaz. Ona "Hanım" diyorum saygıdan, zaten bizim ilişkimiz evlilik gibi. Seçil "Evlenelim" derse evlenirim. Ama zaten kızı seviyorum ve benim hayat arkadaşım. Hayatımın en temize, düze çıktığı zaman karşıma çıktı.
Başarım Allah vergisi. Tornacıydım, babamla çalışıyordum ama bir anda nasıl çıktı anlayamıyorum.
Zamanında saatlerce İspanyolca ezberlerdim. 'Benden Adam Olmaz', 'Yaz Günü' ve 'Nar Çiçeği'ni İspanyolca okudum. Meksikalı bir müzik yapımcısı beni buldu, bir ay sonra Meksika'ya gittim, çok sevildim, konserler verdim, radyolara çıktım, hatta asker kaçağı oldum, sonra Türkiye'ye döndüm, hemen tutukladılar.
En iyi insanın bile içinde kötü düşünce vardır. İyiliğimin ekmeğini yedim ama benim de kötülüğüm vardır illa ki. Kötülüğüm olmasa bu hastalık başıma gelmezdi, bu hastalık bir uyarıydı.
Gençken çok yıpratıldım. Hüseyin Emre, Samsun Demir ve Polat Yağcı'dan destek gördüm.