Maalesef böyle bir grup söz konusu...
Arkadaşlar yemiyorlar, içmiyorlar; birilerinin canını yakmak için, birilerinin arkasından sallamak için, birilerini yerden yere vurmak için ortam kolluyorlar. İnternet de mekanları.
Ufacık açık yakaladılar mı şenlik başlıyor. Ooohhh!
Al önüne klavyeni, parmakların sağ olsun döşe Allah, döşe.
Geçir, Allah geçir.
Tabii evinde televizyon karşısında oturup karpuzunu, kirazını yerken ona buna saldırmak kolay!
HADİ ASLANLARIM
Kolaysa onlar çıksınlar arenaya, onlar koysunlar kendilerini ortaya, onlar çalışsınlar, çabalasınlar, onlar bir şeyler yaratmaya, üretmeye uğraşsınlar.
Madem mükemmeller, madem yetenekliler; mesela yazsınlar her gün çok okunacak bir köşe yazısı, patlatsınlar liste başı bir şarkı, çeksinler bir program, sunsunlar bir geceyi, oynasınlar bir filmde, pırtlatsınlar Oscar'lık bir senaryo, oynasınlar Fenerbahçe'de, Galatasaray'da, yönetsinler bir kulübü...
Hadi aslanlarım hadi, göreyim sizi.
Ama neredeeee?
Onların tek görevi, tek mutluluk kaynağı, tek tatmin noktaları başkalarını ezmek, eleştirmek, akılları sıra başkalarını değersizleştirmek işte.
Kendileri pek değerliymiş, pek özelmiş, pek kusursuzmuş gibi.
Son kurbanları da Ayşe oldu. 38. Altın Kelebek Ödül Töreni'nde; Beyaz'la sunuculuk yapan Ayşe Arman yani.
Şimdi kim Ayşe'nin gazeteciliğine laf edebilir?
Kimse! Eden, çarpılır yani.
Yıllardır kadın durdu mu?
Durmadı!
SUNUCULUK YAPMIŞ
Evlendi, çocuk yaptı, Dubai'lere taşındı. Durmak ne kelime, daha hızlı koştu.
En çok onun röportajları konuşuldu.
En iyi işleri hep o yaptı. Herkes onun sorularını yanıtlayabilmek için sıra sıra dizildi.
Atom karınca misali Ayşe.
Eğer biri, röportajcı olmak istiyorsa bu topraklarda; takip etmesi gereken, örnek alması gereken yegane isimdir Ayşe.
Ama ne oluyor? Bizim buralarda başarı dayaksız kalmıyor. Bizim buralarda kendin olmak cezasız kalmıyor.
Bizim buralarda hem kadın, hem güzel, hem akıllı, hem güçlü olmak milletin sinirine dokunuyor.
Ah bir fırsat çıksa da Ayşe'yi paralasak hissi geliyor.
Ne yapmış Ayşe?
Sunuculuk yapmış.
Sunucu mu Ayşe? E değil!
Peki niye yapmış?
Gazetesinden rica etmişler, Hürriyet'in en önemli kadınını sahneye çıkarmak istemişler, yapmış işte.
TAKMA, TAKILMA!
İyi mi yapmış?
Bilmem!
İzledim, bana ilk deneyim için hiç de fena görünmedi. Üstelik onun herhangi bir iddiası da yoktu yani.
Her zamanki gibi cesur davrandı, korkmadı ve denedi, ne olacak yani!
İki gündür sanal ortama bakıyorum, gazeteleri okuyorum da neler yazıyorlar Ayşe için. Ne saçı kalmış, ne duruşu, ne konuşması, ne beceriksizliği.
Hadi oradan!
Çok kıskanç, çok haset, çok kin kokan, çok haksız cümleler bunlar... "İnşallah Ayşe üzülmemiştir" dedim içimden. Çünkü Ayşe tüm bu yazılanların üstünde, harika bir kadın...
Çünkü böyle bir grup söz konusu; bir halt yapmayıp kıskançlıktan, sinirden ve ruh çirkinliğinden göz önündekilere saldırarak var olan bir arkadaş grubu.
Başkasını sokarak zehirlerini akıtmazlarsa rahatlayamıyor canlar, ne yapsınlar.
Aman Ayşe! Sen zaten aldırmazsın da ben yine de söylemek istedim; sakın takma, takılma.
Hepsi sana kurban olsun!
Bu taraftar seni seviyor, haberin olsun!
Not: Ayşe'ciğim Hakan Yıldırım tasarımı elbisene de bayıldım, çok yakışmış. Taş gibisin, gecenin en şık kadınlarından biri de senmişsin. Hatta bir Tülin Şahin, bir sen yani!