Halk TV'de Ayşenur Arslan, Meclis'in bahçesine düşen yıldırımı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine bağladı, iyi mi?
Arslan şöyle konuştu: "Meclis bahçesine yıldırım düşmüş hanımefendiler, beyefendiler. Yani Erdoğan'ın Meclis'i hiçe sayarak, İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmesi, birtakım yasaları hiçe saymasıyla Meclis hani iptal filan deniyordu ya, hakikaten metaforun, mecazın, teşbihin gerçeğe döndüğü an. Ben bundan sonra artık uzaylıları bekliyorum."
Ayşenur Arslan'ın programları artık komedi şov tadında ilerliyor galiba. Arslan'ın programlarında yaptığı ya büyük bir gafı ya da saçma sapan komik bir yorumu mutlaka medya sitelerine düşüyor.
Arslan'ın, Erdoğan'a olan öfkesi artık sağlıklı düşünme yetisini de kaybettirmeye başladı sanki.
Arslan, uzaylıların olası istilasını da Erdoğan'a bağlarsa şaşırmam.
***
OLDU MU ŞİMDİ BU?
Üsküdar'daki tarihi çeşmelere, tuvalet ve banyolarda kullanılan muslukların takılması sosyal medyada gündem oldu.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, daha önce takılan muslukların defalarca çalındığı belirtilip "Mevcut olan musluklar mahalle sakinleri tarafından emaneten takılmış musluklardır" denildi.
"Tarih" diyoruz, "Ecdadımız" diyoruz, Osmanlı torunu olmakla gurur duyuyoruz ama bu güzelim çeşmelerin musluklarına bile sahip çıkamıyoruz!
***
BAĞIMLILIK YAPIYORLAR
■ ABD'de yapılan bir araştırmada, kredi kartlarının masrafı ne olursa olsun beyinde uyuşturucu maddeye benzer bir kimyasal reaksiyonu tetiklediği ve bu durumun kullanıcılarda bağımlılık yaptığı ortaya çıktı.
■ Alışveriş yaparken kişisel kredi kartları ile nakit kullanan katılımcıların beyin taramaları incelendi. Nakit satın alımların beyindeki 'ödül ağlarını' uyarmadığı ama o plastik kredi kartını elinize alma eyleminin bile beyni keyifli alışverişlerle ilişkilendirdiğini ortaya çıkardı.
BEDAVA GİBİ GELİYOR
■ Salgın yüzünden 'temassız ödeme'yi tercih etmemizle birlikte kredi kartları parayla tensel ilişkimizi de kesti. O parayı tutmak, verirken kaybetme hissi kredi kartında yok. Kredi kartı sanki hediyeymiş, bedavaymış gibi bir his yaratıyor. Ya da "Gelecek aya öderim nasıl olsa" diyorsunuz.
■ Kredi kartının icadı kapitalist sistemin ömrünü uzattı bence. Eskiden kazandığın kadar harcardın, şimdi kartlarla limitleriniz kadar, kazanmadığınız parayı da harcıyorsunuz. Her kart ayrı bir borç demek. Klişe bir tespit olacak ama kredi kartlarının kölesi olduk.
***
ALTYAZI
"Gençken bağ kurabileceğin birçok insan olacak sanıyorsun. Sonra bunun hayatta sadece birkaç kez olduğunu anlıyorsun." 'Before Sunset' filminden.
***
ERBİL BU HAREKETİ ŞİMDİ YAPSA!
Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil, 'Mücbir Sebepler' adlı programda yaklaşık 10 yıl önce canlı yayında seyircilerin ağzına baton salam soktuğu o anlar için "Bizim zamanımızda televizyonlarda hoşgörü vardı. Şimdi yapsam Taksim'de asarlar" dedi.
Erbil abartmış, şimdi o baton salamları yedirse Twitter'da 'TT' olurdu, TV kanalı ceza alırdı o kadar.
Bence 10 yıl önce insanların sabrı daha fazlaydı. Hoşgörünün azalmasında Erbil'in canlı yayında izleyicinin pantolonunu indirmesi gibi skandalların da payı oldu. Şimdi bakınca ne çılgın günlerdi diyoruz, hele 90'ların TV dünyası şimdikine göre Las Vegas gibiydi! Erbil de Las Vegas'ın en hızlı şovmeni, kumarbazıydı.
Öte yandan 90'lardaki çılgın özgürlüğün toplumu dejenere ettiğini de unutmayalım.
2000 yılında MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Kanal D Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Özkan'ı arayıp "Batman'da 60 kadın intihar etti bu programlar yüzünden. Öyle bir erozyona uğratıyor ki toplumu, bu programı kaldıramaz mısınız?" diye sormuş ve şöyle devam etmişti:
"Altı çocuğu olan, evine ekmek götüremeyen birisiniz. Akşam televizyonunuzu açtığınızda 'Televole' programlarında 60 kişinin nasıl yaşadığını görüyorsunuz. Siz olsanız ne düşünürsünüz? Ben bu durumda olsam belki de komünist olurdum."
Ulusal gelirin yüzde 55'ini nüfusun yüzde 20'lik bir ayrıcalıklı kesimi toplarken, en alt gelir grubundakilerin yüzde 20 gelirden ancak yüzde 4.5'lik bir pay alabildiği o yıllarda Televole, halkı komünist değil ama muhafazakâr yaptı, insanlar değerlerine daha çok bağlandı.
AK Parti'nin iktidara gelişinde 28 Şubat süreci, ekonomik krizler, başörtü yasakları, ikna odaları vs. gibi toplumsal değerleri erozyona uğratan Televole kültürünün de etkisi oldu.
***
ÇİN'DEN AŞI HAMLESİ
Çin hükümeti, Covid-19'a karşı Çin üretimi aşılardan yaptıran yabancıların ülkeye girişini kolaylaştırma kararı aldı.
Bu karar, Avrupa Birliği'nin (AB) seyahat tedbirlerinin gevşetilmesinde kullanılacak aşı sertifikasında Çin aşılarına henüz onay vermemesine misilleme olabilir!
AB, BioNTech-Pfizer, Moderna, AstraZeneca ve Johnson and Johnson şirketleri tarafından üretilen aşılara onay verdi. Rus ve Çin aşıları ise henüz AB tarafından onaylanmadı.
Çin'in aldığı bu son karar aşılarını ihraç ettiği başta Türkiye olmak üzere 28 ülke için güzel haber.
AB'nin 'aşı ayrımcılığı'nı körükleyen tavrına turizm geliriyle ayakta duran İspanya, İtalya ve Yunanistan da kızıyor! 'Türkler Avrupa'ya turist olarak gidemeyecek' diye hayal kuranları üzecek gelişmeler yaşanabilir!
Şimdilik Çin ve Rus aşılarını kullanan ülkelere sırtını dönen AB geri adım atabilir!