Farkında mısınız, bir tıp insanı olarak ekranda görünmenizin tek yolu, 'aykırı' bir fikri, teoriyi ya da yöntemi savunmak.
Dışarıdan bizim televizyonları izleyen bir yabancı, Türkiye'de yalnızca dört doktorun bulunduğuna kanaat getirebilir.
Herkesin 'Ye' dediğine 'Yeme' derseniz ya da tam tersi, cümle âlemin 'Sakın yeme' dediğine 'çok şifalıdır, gömün'" derseniz, bültenlerin ilk sıralarına, gazetelerin sürmanşetlerine çıkarsınız. Bir de tıp doktoru olmamasına rağmen isminin başına 'Doktor' ibaresi ekleyip ekranlarda kocakarı tarifleri verenler var ki, onlardan hiç bahsetmiyorum. Yok eğer sadece tıp dergilerinde bilimsel makaleler yayınlamakla yetiniyor, buluşlarınızı, tespitlerinizi tamamen bilimsel verilere dayandırıyor, tıp insanlarına yaraşan 'ilkeli' duruşunuzdan taviz vermiyor, Hipokrat yeminini, ekran popülizmine tercih ediyorsanız, vay halinize...
O zaman geriye sizin için bir tek yöntem kalıyor; sağlık programına çıkmak için programın yapımcısına dakika başı ücret ödemek...
Sağlık haberciliğinin en sağlıksız yöntemi bizde mi ne...