Yunanistan'ın Midilli Adası'na lastik bot ile giden ve aralarında çocukların da bulunduğu göçmenler, aşırı sağcı bir grubun tepkisiyle karşılaştı. "Sizi burada istemiyoruz, defolun gidin" diyerek tepki gösteren yaklaşık 50 kişi, göçmenlerin karaya çıkmasını engelledi. Botu denize iten gruptakiler, daha sonra haber takibi yapan gazetecilere saldırdı.
İki Alman gazeteciyi darbeden aşırı sağcılar, bazı gazetecilerin fotoğraf makinelerini ve ekipmanlarını denize attı.
Yunan askeri göçmenleri dövüp Meriç'e atıyor, bazı ırkçı Yunanlı vatandaşlar da göçmenlerin adaya çıkmasına engel oluyor! İnsanlık adına utanç verici görüntülerdi. Bottaki çocuklara bile acımadılar! Bahse varım, bu sağcı grubun içinde Ege'de boğulan çocuklar için gözyaşı 'emoji'li tweet yazıp vicdanlarını rahatlatanlar da vardır! Bunlar bir de güya demokrasiyi icat eden eski Yunan medeniyetinin torunları olacak!
4 milyonu aşkın göçmen geldi ülkeme ama bazı asayiş olayları dışında Midilli'deki gibi utanç verici bir olay yaşanmadı, yaşanmaz da! İşte Avrupa medeniyetiyle aramızdaki büyük fark bu olayda gizli! Avrupalılar, zenginliklerini ve huzurlarını biraz da benciliklerine borçlu!
***
Avcı gelsin, Emre yardımcısı olsun
Fenerbahçe ile Ersun Yanal'ın yolları ayrıldı ama yarın Trabzonspor ile oynanacak kupa maçında Yanal kulübede olacak. Ya "Trabzonspor'a da yenil öyle git" dediler ya da yeni teknik direktör, "Trabzon deplasmanından sonra takımın başına geçerim" dedi.
Büyük hataları olmasına rağmen Yanal'a fazla kızmamak lazım. Sonuçta takımı o kurmamıştı, transfer döneminde de istediği oyuncular alınmadı. Damien Comolli'nin kurduğu vasat kadro ile şampiyonluk zaten hayaldi!
Şimdi Fenerbahçe'nin önünde üç seçenek var: Ya Emre Belözoğlu'nu oyuncu teknik direktör yapıp farklı bir hava yakalamaya çalışacaklar, ya Abdullah Avcı'yı getirecekler ya da yurt dışında kariyerli bir teknik direktör bulacaklar.
Belözoğlu'nun isyankâr tavrı belki takımı ateşleyebilir ama antrenör deneyimi sıfır. Şu an boşta Avcı'dan daha tecrübeli ve kariyerli bir yerli hoca yok. Avcı, tecrübesiyle daha ağır basıyor. Emre de eski hocasının yardımcısı olup yanında pişer.
***
Maske modası
Beşiktaş pazarında dolaşırken 6 yaşındaki kızım maskeli bir kadın gördü ve "Baba bak virüs, kaç kaç" dedi. Haberlerden aklına virüs diye maske kalmış bizimkinin.
Aslında Koronavirüsü'nün hayatımıza soktuğu en önemli nesne koruyucu maskeler oldu. 'Maskeler tek başına korumuyor, gözden de bulaşıyor' deniyor ama şimdi 3-4 liralık maskeler 50-100 liradan satılıyor. Tabii o da bulursanız!
Virüs, Paris Moda Haftası'na da damgasını vurdu. Tasarımcılar böyle renkli, sıra dışı maskelere imza attılar. Maskeyi kadınlar için cazibe nesnesine dönüştürmek parlak fikir. Tek tip maskelere alternatif olmuş.
***
Çok ayıp!
A&G Araştırma Şirketi'nin Genel Müdürü Adil Gür, Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında İdlib saldırısı tartışılırken, "Ayıdan post, Rus'tan dost olmaz. Stüdyodaki ve ekran başındaki tüm kadınlardan özür dileyerek söylüyorum, Ruslardan başka türlü dost olur sadece" dedi.
Gür, kahvede erkekler arasında bile söylenmeyecek bir ayıba imza attı. Bir ulus hakkında, hem de kadınları üzerinden böyle berbat bir genelleme yapmak büyük skandal.
Gür'e sadece şunu söyleyeceğim:
Sovyetler Birliği, II. Dünya Savaşı'nda bütün Avrupa'yı dize getiren Nazi Ordusu'nu cephede erkeklerle birlikte savaşan Rus kadınları ile yendi!