Atv'nin gündüz kuşağı programları sezonu açarken, "Yarış artık Atv'nin programları arasında olur" demiştim. Nitekim tam da öyle oldu. Müge Anlı ile Esra Erol sezona fırtına gibi girdiler. Zahide Yetiş'in sunduğu yemek yarışması da bir yandan ekrana ısınma turlarını tamamlıyor, bir yandan da reyting listelerinde ivme kazanmaya devam ediyor.
Müge Anlı ile Esra Erol'un başarısı az buz değil. Zira onlardan önce ekrana üç yeni reality show programı gelmişti. Hepsi de birbirinden iddialıydı. Müge ile Esra'yı tahtlarından etmek için yola çıkmışlardı. Ama hüsrana uğradılar. Her ikisi de gündüz kuşağındaki rakipleri şöyle dursun, birbirinden iddialı dizileri, filmleri, yarışmaları geride bırakarak reyting listelerinde ilk 5'e girmeyi başardılar. Müge Anlı ilk iki gün ikinci, Esra Erol da 5'inci sıraya tutundu.
İki gündüz kuşağı programını reytinglerde ilk 5'e sokmak her kanalın harcı değil. Bravo Atv'ye...
Bu arada Müge Anlı'nın, üzerinde titizlikle çalıştığı Büyükşen çifti cinayetinin üzerindeki sis perdesi bana göre tam olarak kalkmış değil. Bir tetikçinin evleri karıştırıp, yanlış çifti öldürmesi; pek çok kişi gibi bana da pek inandırıcı gelmiyor. Hem de evlerden biri tek katlı, diğeri üç katlıyken... Ayrıca cinayeti işlediği öne sürülen Türkmen çobanın o sırada başka bir yerde çobanlık yaptığı da bizzat onu çalıştıranlar tarafından dile getirilirken...
Durun bakalım, altından ne çıkacak...
Özgür haber dediğin
Dünya dehşetle Taliban'ın Afganistan'daki icraatlarını izliyor. Yeni yönetim imaj değiştirip, barış mesajları verirken, diğer yandan 'bildik' uygulamalarına girişmekten de geri durmuyor. Bir dönem ABD ile işbirliği yapan Afganların listesinin Taliban'ın eline geçmiş olma ihtimali ise tüyleri diken diken ediyor.
Bu arada Taliban televizyon yayınlarına da müdahale etmekten geri durmuyor.
Geçenlerde devlet televizyonunun haber bülteninde silahlarıyla spikerin arkasında hazır bulundular. Spiker yutkunup, kekeleyerek kendisine dikte ettirilen "Taliban'dan korkmanıza gerek yok" şeklindeki metni okudu. Merak ettiğim, o bültende helikoptere asılarak idam edilen ve Kabil'in göklerinde saatlerce dolaştırılan adamın haberi de bültende yer aldı mı?..
Balmumu heykel gibi
Fotoğraf Ajda Pekkan'ın son konserinden. Yine her zamanki gibi güzel, diri, şık ve zarif. Yaş: 75... Kim inanır ki? Başka ülkelerde yayınlanan Kim Milyoner Olmak İster yarışmalarında 120 bin liralık soru bile olabilir yaşı...
İnsan sadece estetik müdahalelerle bu kadar dinç kalabilir mi? Bence imkanı yok. Onun yanında mutlaka düzenli uyku, disiplinli yaşam, bolca spor ve dünyaya hep pozitif yaklaşan bir bakış açısı gerekli. Bunların hepsi Ajda'da fazlasıyla mevcut. Bir de artısı var: Seyircinin karşısına her zaman güzel, şık ve bakımlı çıkma misyonu... Bu, Ajda'nın egosundan kaynaklanmıyor. Tam tersi 'sencilliğinin' bir ürünü. Onca para verip kendisini izlemeye gelenlerin hem gözüne, hem gönlüne, hem kulağına hitap edebilme kaygısı onu bu denli zinde tutuyor. Seyirci onun tek aşkı... İnsan sevdiğini kaybedeceğini bile bile kendini salar mı?..
İleride onun balmumu heykelini müzeye koymaya çalışanlar büyük zorluk çekecek. Çünkü cildi her daim balmumundan daha pürüzsüz ve parlak olacak...
Gaf kürsüsü
Genç yarışmacı, Milyoner'de sorulan "Sokakta yürürken sizi durdurup 'How can I go to Sultanahmet?' diyen kişi muhtemelen kimdir?" (Sultanahmet'e nasıl gidebilirim?) sorusuna "Turist" yerine "Kapalıçarşı esnafı" yanıtını vererek ikinci soruda elendi.
Zap'tiye
Şarkıcı Koray Avcı'yı konsere motosikletli zabıta yetiştirmiş. Keşke Hal'de sebzeleri çöpe dökenlere de bu kadar hızlı yetişebilseler.
Ne demiş?
"Unutmayın, dal kırıldığı yerden, kalp kırıldığı yerden koparmış." (Adana'da cep telefonu çalarken yakalanan ve 65 ayrı suçtan sabıkası bulunan hırsız çocuğun sözleri)