Bu köşede kim bilir kaç kez yazdım, "Dizilerde vatandaşın çocuk hassasiyetini reytinge tahvil etmeyin, çocuk acılarını sömürmeyin" diye... Gelin görün ki, birkaçı hariç hemen her dizide çocuklar ölüyor, öldürülüyor, kaçırılıyor, tacize uğruyor, eziyet görüyor ya da ölümcül hastalıkların pençesinde kıvrandırılıyor. Atv dizileri ise bu konuda son derece hassas bir tavır sergiliyor. Önceki hafta Bir Zamanlar Çukurova dizisinde yeni doğan iki bebek, kritik günleri çabucak atlatıp 'reyting adına süründürülmeden' ailelerine büyük mutluluk yaşattılar. Ahırda yangın tehlikesi geçiren minik Adnan ise hemen kurtarılıp bir başka mutluluk sebebi oldu. Dizinin bu haftaki bölümünde ise Üzüm adlı kimsesiz bir kız çocuğu, bizim nasır kalpli Gaffur'un adeta vicdanını eğitti.
İzleyenler bilir, Kahya Gaffur, sansarın önde gidenidir.
Bencildir, paragözdür, menfaatçidir, ucunda para gördü mü tek ayak üstünde kırk yalan söyler. Ancak son bölümlerde Gaffur'un 180 derece değiştiğine şahit oluyoruz. Bunun nedeni de 8 yaşındaki Üzüm adlı kız.
Gaffur ile Saniye'nin yıllardır çocukları olmuyordu. Allah yüzlerine güldü. Annesini babasını yitiren Üzüm'e sahip çıkıp onu evlat edindiler. Üzüm onların hayatını, özellikle de Gaffur'un karakterini değiştirdi. Babalığı tadınca o nasır tutmuş kalbi yumuşadı. Bu hafta Üzüm ile birlikte seksek oynadığı, çarşıya çıkıp kızına kırmızı ayakkabı aldığı sahneler ekran başındaki herkesi duygulandırdı. Gaffur, ilk kez ev halkını da düşündü. Çarşıda dürüm ciğer yerken, evdekilere de birer paket yaptırdı. Tabii küçük kızın uyarısıyla... (Babalar ve kızları...
Anlatılmaz... Ancak sahip olan bilir. Allah, dileyen herkese nasip etsin...)
Atv'nin bir başka fenomen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz da bu hafta 'Evlat her şeyden üstündür' mesajını verdi. Boran, kendisine tuzak kuran Tufan'ın kızını kaçırmıştı. Aile onun öldürülmesinden endişe ediyordu. Dizinin bilge adamı, 'mafya ombudsmanı' Şahin Ağa, Tufan ile karısını yanına alıp Hızır Reis'in evine gitti. "Sen de, ben de, Tufan da çocuklarımızı kaybettik. Artık başka evlat acısı yaşanmasın" diyerek yardım talep etti. Hızır Reis, Tufan'a beslediği tüm düşmanlığa rağmen, Demet'i (Yasemin) Boran'ın elinden kurtarıp endişe içinde bekleyen Tufan'a teslim etti.
Umarım atv'nin çocuk konusundaki bu hassasiyeti diğer tüm kanallara rehberlik eder.
Güven Çukur'u
Bu köşede yaza yaza, sonunda Çukur'a polisin girmesini sağladık. Ancak mahallenin polis tarafından denetlenmesi, kendiliğinden değil, mafya babası Çağatay'ın emniyet güçlerine yaptığı baskı sonucu gerçekleşti.
Dizide adalete duyulan saygı ve güveni sarsan başka gelişmeler de yaşandı. Geçen hafta Yaman'ı öldü göstermek için doktoru etki altına alıp DNA raporunu değiştirttiler. Bu hafta da Damla'yı hapishaneden kurtarmak adına Adli Tıp Kurumu uzmanını tehdit edip zorla 'İmzalar sanığa ait değildir' raporu aldılar. Bizimkiler her yaralandığında onları merdiven altı muayenehanesinde ameliyat edip hayatlarını kurtaran, lisansı elinden alınmış alkolik doktor Baytar'ı da hesaba katarsak, dizide resmi kurumlara ve kutsal mesleklere ait ciddi 'çukurlar' oluşturulduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Şeref kürsüsü
Yolda bulduğu 125 bin lirayı emekli sahibine teslim eden Bursalı temizlik görevlisi Ahmet Gökçe hepimize "İnsanlık ölmemiş" dedirtti.
Zap'tiye
Ayı ile insan arasında doğal yaşamdaki mesafe ortalama 100 kilometre iken, Türkiye'de bu mesafe 15 kilometreye kadar düşmüş. Bana hâlâ çok uzak geldi. Büyük kentleri hesaba katmamışlar sanırım!
Ne demiş?
"Tencerem var, tavam var, Kasımpaşalıyım havam var..." (Atv'deki Hafta Sonu Kahvaltı Haberleri'nde Kasımpaşa'nın tanıtıldığı haberi anons eden İbrahim Sadri'nin sözleri)