Madem kocaman şirket işleri bir yemek masasına, bir dizüstü bilgisayara sığabiliyormuş, neden dikmişiz onca plazayı?
Bir eşofman, bir terlikle de geçebiliyorken hayat, gardıroplara, giyinme odalarına ne gerek varmış?
İş toplantıları video konferansla, alışverişler sanal marketlerle, eğitim uzaktan yapılabiliyormuş da neden işe, okula, alışverişe yetişmek için onca trafik çilesini çekmişiz, niye tonla egzoz dumanını yutmuşuz?
Otomobilsiz de yaşanabilirken, o kadar parayı neden garajlara, kaldırımlara yığmış, yakıta, vergiye, bakıma onca masraf etmiş, trafik kazalarına savaşlardan daha çok kurban vermişiz?
Madem hayat bir göz odaya sığıyormuş da, neden dünyayı talan etmişiz?
Madem "Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi"ymiş de neden hırslarımızın emrinde birbirimizin boğazına çökmüşüz?
Meğer sırtımızda atılacak ne çok safra taşırmışız da haberimiz yokmuş...
İçinden araba geçecek kadar büyük petrol borularına değil, bir makinenin hava pompaladığı küçücük plastik boruya muhtaçmışız oysa...
Meğer nefsimizin uğruna, nefesimizden vazgeçermişiz...
İSTEMİŞTİM, OLDU
Karantina günleri başlar başlamaz bu sütunlardan TRT'ye çağrıda bulunmuştum. İnsanların evlerine kapandığı şu zorlu günlerde devlet kurumu TRT'yi göreve çağırmıştım. Ardından "TRT Nostalji'nin tam sırası" diyerek, kurumun eşsiz arşivinin ekranda kullanılmasını önermiştim. Hepsi gerçek oldu. Hem de fazlasıyla...
TRT, 'Ev Hayat Dolu' sloganıyla yayın akışlarını değiştirdi. Bundan böyle TRT ekranında neler mi göreceğiz?
Nostalji, yarışma, spor, sağlık, yemek, kültür-sanat, eğlence, çocuk, belgesel, sohbet ve müzik başlıkları altında yeni yayın kuşakları oluşturulacak. Herkes için evde spor, Seksenler, Tutunamayanlar ve Kalk Gidelim gibi TRT dizilerinin oyuncularının kendi cep telefonları ile çekecekleri 'ev yapımı' dizi bölümleri, Kara Şimşek gibi efsane diziler, Yeşilçam klasikleri, psikolojik destek ve motivasyon programları, manevi dünyamıza ışık tutacak özel programlar, TRT 2 ile kurulamayan sahnelerin, açılamayan perdelerin evlere taşınması, evde atölye çalışmaları (Resim nasıl yapılır, senaryo nasıl yazılır, enstrüman nasıl çalınır vs.), sporseverler için unutulmaz maçların görüntüleri, minikler için Tozkoporan dizisinin çocuk oyuncularının sunacağı evde yarışma programı, TRT Çocuk'tan yeni stüdyo programları, VEFA timlerinin günlük çalışmaları, evde okumayı teşvik etmek için ünlü Youtuber'ların yer alacağı kitap okuma 'challenge' serisi, nostalji müzik konserleri ve Halit Kıvanç ile Zaman Zaman İçinde gibi unutulmaz programlar...
Oh... TRT varmış... Allah'tan başka bir şey mi dileseydim ne?
DİGİTURK ÜYELERİ KAÇIRMASIN!
Evinde Digiturk bulunanlar ve üyelikleri beIn Movies Premiere HD kanalını kapsayanlar bu akşam 21.00'de ekran başında olsunlar. Çünkü son zamanlarda dünyanın en çok konuştuğu film yayınlanacak.
Altın Küre Ödülü'nün ardından En İyi Film ve En İyi Yönetmen de dahil dört dalda Oscar Ödülü alarak, 2019 yılına damga vuran Güney Kore yapımı Parasite (Parazit) filmi, Digiturk'te sinemaseverler ile buluşuyor. Varlıklı bir ailenin yanında çalışmaya başlayan fakir bir ailenin komik başlayan ancak zamanla gerilime dönüşen müthiş öyküsünü anlatan Parasite, 'sosyolojik bir başyapıt' olarak nitelendiriliyor.
Bir tavsiye daha: Koronavirüs hakkında bilmek istediğiniz her şey bu akşam 21.00'de Discovery Channel'da yayınlanacak Covid 19 Küresel Salgın belgeselinde. Ben kaydedip, filmden sonra izleyeceğim.
GAF KÜRSÜSÜ
Koronavirüs için önerilen ilk aşının önce Afrika ülkelerinde test edilmesini isteyen Fransız doktorlar büyük tepki gördü. Yıllarca Afrika ülkelerini sömüren, onlara türlü çile çektirip, zulmeden Fransa, belli ki kara kıtanın insanlarını 'kobay' olarak görmeye devam ediyor.
ZAP'TİYE
Toyota olacakları bilse, en iddialı modelinin ismini Corona koyar mıydı? (Aklıma eski bir çocuk esprisi geldi: Opel Corsa, Toyota Corona!..)
NE DEMİŞ?
"Buradan arabayı alarak gitmek istiyorum. Bir de estetik parası kazanmak. Çünkü yaptır yaptır bitmedi..." (Kanal D'deki Çarkıfelek yarışmacısının sözleri)