BBC Earth kanalındaki Şahsiyetler (Orijinal adı Icons) adlı belgeseli ilk bölümünden itibaren haftalar boyunca kaçırmadan izledim.
Belgesel/yarışma; yüzyıla damgasını vuran, dünyayı değiştiren şahsiyeti belirlemeyi hedefliyordu. Röportajcılar, kendi seçtikleri adaylar hakkında bilgi topluyor, kendileri ya da yakınlarıyla röportajlar yapıyor, finalde de kendi sunumlarıyla seyircileri ikna edip temsil ettikleri adaya oy vermelerini sağlıyorlardı.
Sonunda final günü geldi çattı. Son yedi isim Nelson Mandela, Ernest Stackleton, David Bowie, Muhammed Ali, Pablo Picasso, Martin Luther King ve Alan Turing olarak belirlendi. Temsilcilerinin yaptıkları etkileyici sunumlar neticesinde İngiliz seyirciler, Almanların şifrelerini çözerek, İkinci Dünya Savaşı'nın müttefikler lehine sonuçlanmasında büyük pay sahibi olan ve modern bilgisayar yazılımlarının da babası olarak bilinen Alan Turing'i '20. Yüzyılın İkonu' olarak belirlediler.
Sonuç, benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Çünkü haftalar boyunca 'Atatürk ne zaman konu edilecek?' diye beklemiştim. Zira bana ve tarafsız herkese göre 20'nci yüzyılda sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin değil, istila altındaki tüm mazlum ulusların 'ikonu' Mustafa Kemal Atatürk'tü.
Ama İngilizlerin yüreği belli ki onu öne çıkarmaya yetmemişti.
Öyleyse, 1916-1922 yılları arasında İngiliz hükümetinde başbakanlık görevini üstlenen Lloyd George'un Atatürk ile ilgili sözlerini İngilizlere hatırlatma zamanıdır:
"İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor.
Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya'da çıktı. Hem de bize karşı... Elden ne gelebilirdi!"